CHP'den bağımlılıkla mücadele raporu

CHP'den bağımlılıkla mücadele raporu

CHP'li Yüksel Taşkın, bağımlılıkla mücadele kapsamında “Bağımlılıkla Mücadeleye Yönelik Sosyal Politika Önerileri” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, eğitim, işsizlik ve yoksulluk gibi etkenlerin bağımlılık ile ilişkili olduğunun altı çizilirken, iktidara 22 çözüm önerisi sunuldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, “Bağımlılıkla Mücadeleye Yönelik Sosyal Politika Önerileri” başlıklı raporunu kamuoyuna sundu. 

Prof. Taşkın, eğitim, işsizlik ve yoksulluk gibi etkenlerin bağımlılık ile ilişkisinin önemli sonuçlar ortaya koyduğuna dikkat çekerek “İşsizliğin ve yoksulluğun azaldığı, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcı kılındığı ortamlarda bağımlılığın azalacağı bir gerçektir” dedi. Raporda iktidara 22 çözüm önerisi sunuldu.

RAPORA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

Taşkın, çözümün etkin ve hak temelli bir sosyal devletin ve konuyla ilgili sosyal politikaların bir an önce hayata geçirilebilmesiyle mümkün olduğunu söyledi. Bu kapsamda Prof. Taşkın, bağımlılıkla mücadeleye ilişkin sosyal politika çözüm önerilerini sıraladı.

Prof. Dr. Yüksel Taşkın çalışmasında, bağımlılıkla mücadelede koruyucu, önleyici, tedavi edici ve iyileştirici (rehabilite edici) yaklaşımların bütüncül ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

'SALGIN SÜRECİNDE PSİKOLOJİK SIKINTILAR VE BAĞIMLILIKLAR ARTTI'

Öte yandan yeni tip koronavirüs (Kovid- 19) sürecine dikkat çeken Taşkın,“19 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin uyguladığı politikalar, Kovid-19 salgını sürecinde ülkemizde yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik gibi sorunların daha da derinleşmesine yol açmıştır. Kovid-19 sürecinde alışılan toplumsallaşma biçimlerinden kopmanın, eve kapanma gibi zorunlulukların yarattığı derin psikolojik sıkıntılar da giderek kendisini göstermektedir. Tüm bu sıkıntıların alkol ve madde bağımlılığını şiddetlendirdiğini gözlemlemekteyiz. Toplumun hemen hemen her kesiminde görülmekle beraber oyun ve kumar bağımlılığı riski de yoksullar ve gençler arasında yaygınlaşmaya başlayan temel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi. 

Kovid-19 salgını sürecinde bağımlıların karşılaştıkları sorunlara da raporunda yer veren Prof.Taşkın, alkol ve madde bağımlılarının bir kısmının ilaç tedavisine ulaşamadığını, bir kısmının tedavilerini başlatamadığını, bir kısmının da tekrar madde kullanmaya başladığını söyledi. 

'AMATEM'İN PANDEMİ HASTANESİ OLMASI TEDAVİLERİ AKSATTI' 

Prof. Taşkın, salgın sürecinde  bağımlıların yaşadıkları sorunları özetle şöyle sıralandı:

“Devlet kurumu AMATEM'ler pandemi hastanesi olarak hizmet  vermiştir. Bu durum alkol ve maddeyi bırakmaya çalışan, bırakan ya da tıbbi desteğe ihtiyaç duyan bağımlıların tedavi almalarını engellemiştir. Kovid-19 sürecinde devlete bağlı AMATEM’ler hizmet vermezken, özel psikiyatri hastanelerine bağlı AMATEM’ler hizmet vermeye devam etmiştir. Maddi durumu özel AMATEM’e gitmeye elverişli olmayanlar tıbbi destekten mahrum kalmıştır. YEDAM’lar danışan takibini online yürütme kararı almıştır. Ancak kullanıcıların çok azı internet erişimine sahip olduğu için takip görüşmeleri aksamıştır.”

Prof. Taşkın, alkol ve madde bağımlılığı nedeniyle tedavi için başvuran ya da adli işleme tabi tutulan kullanıcı ve bağımlıların profiline bakıldığında eğitim ve yoksulluk arasındaki ilişkinin önemli sonuçlar ortaya koyduğunu söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:

YÜZDE 40’ININ DÜZENLİ BİR İŞİ YOK, YÜZDE 20’Sİ İŞSİZ

“Bağımlılıkta eğitim durumu, işsizlik ve gelir seviyesinin düşük olması önemli bir etken olarak yer almaktadır. 2019 yılında madde kullanımı nedeniyle tedaviye başvuranların eğitim durumlarına bakıldığında yüzde 88,2’sinin 1-8 yıl arası eğitim aldıkları görülmektedir. Tedavi gören kullanıcıların çalışma durumlarına bakıldığında ise yüzde 40,2’sinin düzenli bir işinin olmadığı, yüzde 20,1’inin de işsiz olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli bir işi olan kullanıcların oranı ise sadece yüzde 34,4’tür.”

AYLIK ORTALAMA GELİRLERİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA

“Uyuşturucu suçlarından dolayı haklarında adli işlem yapılan 15 bin 328 şüpheli ile yapılan anket sonuçlarına göre hazırlanan raporda, kullanıcıların yüzde 54,5’inin düzenli bir işi olduğu görülmekteyse de aylık ortalama gelirlerinin asgari ücretin altında olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli işi olduğunu söyleyenlerin geliri aylık ortalama 2766 TL’dir.

Meslek durumuna bakıldığında ise yüzde 10,5’i kendisini işçi, yüzde 6,2’si inşaat işçisi, yüzde 5,2’si esnaf, yüzde 4,4 şoför ve yüzde 73,7’si de diğer meslekler olarak tanımlamıştır. Ankete katılan madde bağımlılarının yüzde 30,9’u ise işsizdir ve yüzde 14,6’sı ara sıra çalışmaktadır. Ara sıra çalışanların aylık ortalama gelirleri ise 1891 TL’dir. Bu grubun meslek durumunu incelediğimizde ise yüzde 13,4’ünün yine işçi olduğu görülmektedir.”

TÜRKİYE’NİN YOKSULLUK VE DEZAVANTAJLI GRUPLAR HARİTASI ÇIKARILMALI

“Raporda yer alan veriler, madde kullananların ve bağımlılarının büyük bir kısmının eğitim düzeyinin ve gelirinin düşük olduğunu göstermektedir. Sahip olunan yaşam standartları kişileri bağımlılığa sürükleyebilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin Yoksulluk ve Dezavantajlı Gruplar Haritası’nın çıkartılması ve sorunun kaynağının çözümüne dair politikalar üretilmesi gerekmektedir.”

REHABİLİTASYON SÜREÇLERİ EKSİK BIRAKILIYOR: DESTEKLER BİR YIL BOYUNCA DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMALI

Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Taşkın, bağımlılığın önlenmesi için erken yaşta müdahalenin önemine vurgu yaparak, okullarda sosyal hizmet modeli uygulamalarının hayata geçirilmesini önerdi. Okullara sosyal hizmet uzmanı ataması yapılması gerektiğini belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşkın, tedavide AMATEM’lerin yetersiz kaldığının altını çizdi.

Bağımlılıkla mücadeledeki en önemli sorunlardan birinin rehabilitasyon sürecinin eksik bırakılması olduğunu ifade eden Taşkın, arınma tedavisinden sonra bireylere psikolojik danışmanlık, grup terapisi gibi desteklerin bir yıl boyunca verilmesini istedi. Hastaların yeniden çalışabilir duruma gelinceye kadar alacakları tüm hizmetlerin devlet tarafından karşılanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

OYUN VE KUMAR BAĞIMLILIĞI RİSKİ ARTIYOR

Taşkın’ın raporunda üzerinde durduğu bir başka konu ise oyun ve kumar bağımlılığı oldu. Türkiye’nin günde ortalama 7 saat 29 dakikasını internette geçirdiğini vurgulayan Taşkın, raporunda şu ifadelere yer verdi:

“Telefonda en az bir kere oyun oynayanlar sıralamasında Türkiye, yüzde 49 ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Oyun oynama oranlarına gelince dikkate değer bir durum ortaya çıkmaktadır: Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin oranı yüzde 55’tir ve bu oran ile ülkemiz dünyada ilk sıradadır. Türkiye’yi yüzde 53 ile Güney Kore ve Hindistan izlemektedir. Oyun oynama zamanları ise 18-50 yaş aralığındaki kullanıcılar için şöyledir: Yüzde 67’si evde dinlenirken, yüzde 38’i uyumadan önce, yüzde 28’i trafikte, yüzde 24’ü evde televizyon izlerken, yüzde 18’i okulda/işte, yüzde 11’i aile ve arkadaşları ile birlikteyken oyun oynamaktadır.”

Taşkın, kumar bağımlılığı riskinin ekonomik kriz ve artan yoksullukla birlikte en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan işçiler arasında yaygınlaştığına da dikkat çekti.  

''OYUN VE KUMAR BAĞIMLILIĞI REHABİLİTASYON MERKEZİ KURULMALI''

Raporda oyun ve kumar bağımlılığı riski için şu çözüm önerilerinde bulundu: “Türkiye’de oyun ve kumar bağımlılığı yaygınlığı ile ilgili daha çok saha çalışması yapılması ve veri toplanması gerekmektedir. “Şans oyunları” adı altında yapılan reklamların tüm mecralarda yasaklanması sağlanmalıdır. Davranışsal bağımlılık türleri arasında olan oyun ve kumar bağımlılığının tedavisi için alkol ve madde bağımlılarından ayrı olarak farklı rehabilitasyon merkezlerinin kurulması gerekmektedir.”

ÇÖZÜM ETKİN VE HAK TEMELLİ SOSYAL DEVLET

“İşsizliğin ve yoksulluğun azaldığı, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcı kılındığı ortamlarda bağımlılığın azalacağı bir gerçektir” diyen Taşkın, çözümün etkin ve hak temelli bir sosyal devletin ve konuyla ilgili sosyal politikaların bir an önce hayata geçirilebilmesiyle mümkün olduğunu söyledi.

Taşkın raporunda, “Sosyal hizmetler ayağı güçlendirilmiş, etkin, kapsayıcı ve hak temelli bir sosyal devletin inşası için CHP olarak Aile Destekleri Sigortası’nı (ADS) hayata geçirerek bu konuda ciddi bir zemin oluşturacağımıza inanıyoruz. ADS’nin mantığı, yoksulluk sınırı altında kalan ailelere destekler sunarak yoksulluktan çıkmalarını (Sistem mezuniyeti) sağlamaktır. Mevcut durumda da belediyelerimiz sosyal yardımları iki katına çıkarmakla kalmamış, güçlendirilmiş sosyal hizmetler boyutunu öne çıkaran isabetli bir strateji oluşturmuşlardır. Sosyal hizmetler boyutu güçlendirilmemiş bir sistem, ayni ve nakdi yardımlara sıkışır. Bu tarz, kalıcı çözümler getirmekten uzaktır” ifadelerini kullandı. 

1356072.jpg

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN