Gültekin Uysal: Demokrat Parti'den devşirebileceklerini geçmişte devşirdiler | Gündem Özel

Gündem Özel'in konuğu olan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Siyasi Partiler Kanunu ile seçim sisteminin acilen değişmesi gerektiğini vurguladı, ittifak tartışmaları ile ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı: Zaman zaman bu tür telkinler, teklifler yapılmak isteniyor açıkçası ama... Bizim o kapılarımız kapalı. Bizden operasyona kiralama yöntemi ile devşirebileceklerini devşirdiler geçmişte. Bizden de birtakım siyasetçiler, liderler oldu.

MELEK GEDİK | KARAR

Taha Akyol ve Elif Çakır'ın sorularını cevaplayan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Türkiye'de Siyasi Partiler Kanunu ile seçim sisteminin acilen değişmesi gerektiğini vurguladı, ittifak tartışmaları ile ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı. 

"OPERASYONA KİRALAMA YÖNEMİ İLE..."

Taha Akyol'un, HAS Parti'yi hatırlatarak iktidar tarafından Demokrat Parti'nin de nabzının yoklanıp yoklanmadığı yönündeki sorusuna cevap veren Uysal, şunları kaydetti:

"Zaman zaman bu tür telkinler, teklifler yapılmak isteniyor açıkçası ama... Bizim o kapılarımız kapalı. Bizden operasyona kiralama yöntemi ile devşirebileceklerini devşirdiler geçmişte. Bizden de birtakım siyasetçiler, liderler oldu.

Bugün iklim değişti, kendi eliyle harekete geçirdiği dinamikler bir yol aldı. Şunu ifade ediyorum, kimsenin oyu kimsenin cebinde değil."

"PARTİLER ARTIK GENEL BAŞKANLARIN FAN CLUB'I"

Türkiye'de temel meselenin millet iradesini olduğunu, bu nedenle Siyasiler Partiler Kanunu'nun hemen değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Uysal, Meclis'teki atmosferi de çarpıcı sözlerle tanımladı:

"Bugün maalesef gelinen siyasi iklimde siyasi partiler, parti olmaktan çıkıp genel başkanların fan club'ları haline geldi. Parti dediğiniz şey, öngörülebilir süreçler ve kurallardır. Bütün bunların dışında keyfi bir iktidar sahası var.

"SEÇİM BÖLGELERİ GENEL BAŞKANLARIN ODALARI"

Şahıslardan bağımsız söylüyorum, boğucu bir hal var. Maalesef milletvekillerinin seçim bölgesi genel başkanların odası haline gelmiş. Yeni bir anayasadan daha evvel, sağlıklı bir milli iradenin Büyük Millet Meclisi'ne yansıması için yapmamız gereken bir nolu iş: Türkiye'de Siyasi Partiler Yasası ve seçim sistemini değiştirmek. Bunu yapmadığınız müddetçe, illiyet bağı, vekalet alan-veren ilişkisi ve onun denetim mekanizmaları tabii bir dengeye oturmaz. Bugün o parti disiplini içerisinde vicdanı, aklı kabul etmese de el kaldırır hale geliyoruz.

"HER GÜN VATANDAŞ ALEYHİNE KANUN ÇIKARTILIYOR"

Bugün üzülerek ifade ediyorum. Büyük Millet Meclisi'nde her gün milletin aleyhine kararlar çıkartıyoruz, kanunlar yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bugünkü yasama kalitesizliği ile Türkiye'nin mesafe alma şansı yok. Çünkü parlamentolar çok önemli, bütün kısıtlı haline rağmen... İkinci kısmı denetleme, zaten mevzu bahis değil bugün. Bu denklemde tabii Büyük Millet Meclisi'nde iktidar ittifakı çoğunluğunu kaybetse, Büyük Millet Meclisi daha da renklenir. Bütün olumsuzluklara rağmen, bu süreçlerin önemli ve dengeleyici bir vazifesi olabileceğini görüyorum."

"GÖREVDEN AFFINI KENDİSİ İSTEMELİ"

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protestoları da değerlendiren Uysal, muhalefetin Melih Bulu'ya yönelik istifa çağrısını doğru bulduğu ifade ederek şunları kaydetti:

"İstifa etme yetisinin kendi elinde olmadığı kanaatindeyim. Mesele artık o kişinin şahsından çıkmış. Ve artık devletin gücünün sınanıp sınamadığı noktasına getirilmiş. Hiçbir toplumsal meşruiyet tabanı olmayan bir kurumun içerisinde, hangi sözünüzün karşılığı olacak? Ne öğretim üyeleri, ne çalışanları...

Bu iklim içerisinde, olumlu bir iklim yoksa hangi yöneticilik vasfınız ile neyi yapacaksınız? Başından itibaren de çok olumsuz bir kriz yönetimi, sözler ifade etti sayın rektör. Atanan kişi. O açıdan asgari düzeyde bir izzet-i nefis meselesi olarak bile baksa görevden affını kendisi istemeli."

Uysal'ın açıklamaları şöyle:

 

"Bu ülkenin temel bir problemi var. Türkiye'nin yetişmiş insan gücü, maalesef kendi doğduğu topraklarda gelecek hayali kuramıyor. Koyulaşan siyasi iklimin geldiği son merhale bu. Cumhuriyet'in kurulduğu andan itibaren, sivil aklın gelişmesi noktasında problemlerimiz var. Üniversitelerimiz de devletin fikriyatını topluma taşıyacak kurumlar olarak... Kontrol edilmesi gereken alanlar olmuş. Üniversitelerimiz bir özgürlük alanı değil... Bugün de gelinen noktada her farklı fikre, neredeyse terörist muamelesi yapılıyor.

 

Üniversitelerimiz maalesef bir diploma fabrikasına dönmüş. Türkiye'nin önemli bir sorunu var: Bireysel emeğimizle, alın terimizle var değiliz. Maalesef hala kolektif aidiyetlerimizle siyasi alanda, akademik ve bürokratik alanda... Böyle bir iklim var.

 

Kabullenmek istemeseler de borçlanma üzerine, sıcak para üzerine bir strateji güttüler. Maalesef niteliği dönüştüremiyorsunuz. Bir yandan Daron Acemoğlu'na ödül veriyor, bir yandan dediklerini yapmıyorsunuz.

 

Muhalefetin, Millet İttifakı'nın söylem gücünün daha yüksek olduğunu düşünüyorum. İktidar ve ortağının tek bir söylemi var: Tek bir kişinin iktidarını devam ettirmek. Bunun da toplumda artık çok fazla karşılığı olduğunu düşünmüyorum."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN