Son dakika! Çifte rekor... Dolar 8,20'yi, euro 9,70 lira seviyesini gördü

Son dakika! Çifte rekor... Dolar 8,20'yi, euro 9,70 lira seviyesini gördü

Son dakika haberi... Piyasalar bugün çifte rekor kırdı, dolar 8,20'yi, euro 9,70 lira seviyesini gördü. Çifte rekor, Hazine ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarının hemen ardından geldi: Yeni bir sermaye yatırım dalgası ufukta belirdi.

Piyasalar bugün çifte rekor kırdı. Dolar 8,20'yi, euro 9,70 lira seviyesini gördü.

Yeni güne 8 liranın üzerinde başlayan dolar/TL kuru, sabah saatlerinde rekor tazeledi. 8,16 lira seviyesine çıkan dolar/TL kuru akşam üstüne doğru 8,20'yi seviyesini de gördü. 

Öğle saatlerinde 9,61 ile rekorunu güncelleyen euro/TL kuru da 9,70 lira seviyesine ulaştı.

Çifte rekor, Hazine ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarının hemen ardından geldi. 

ALBAYRAK: YATIRIM DALGASI UFUKTA BELİRDİ

Albayrak, Citibank tarafından düzenlenen Citibank Yatırımcı Konferansı'nda uluslararası dev şirketlerin temsilcileriyle görüştü. Yatırımcılarla görüşen Albayrak "Türkiye ekonomisi, bir dönüm noktasında. Yeni bir sermaye yatırım dalgası ufukta belirdi" dedi.

Albayrak'ın açıklamaları söyle:

"Küresel şirketlerin, bu belirsiz ve zorlu dönemde, Türkiye gibi yabancı şirketlere karşı tarafsız, değişime açık, şoklara karşı dirençli, güvenilir ve dinamik ortaklara ihtiyacı vardır. Rekabetçi maliyet yapısı, çok çeşitli ve güçlü üretim tabanı, iyi eğitimli insan kaynağı, stratejik konumu, modern lojistik altyapısı, sermaye yatırımları için özelleştirilmiş teşvik ve destek paketleriyle iş hayatını destekleyen Türkiye, yatırımcılara benzersiz fırsatlar sunuyor.

Türkiye'nin ekonomik dönüşümünü sağlamak için bölgesel bir güç merkezi olarak potansiyelinin tamamını harekete geçirmek amacıyla son birkaç yıldır hiç yorulmaksızın çalışıyoruz. Yeni ekonomik model, artan yerli üretim, yatırım, iş imkanları, yeterli düzeyde rekabetçi kur ile pandemi öncesi seviyeye ihracatı getirerek kendini gösterdi.

"YATIRIM DALGASI UFUKTA BELİRMİŞ DURUMDA"

Türkiye ekonomisi bir dönüm noktasındadır. Yeni bir sermaye yatırımı dalgası ufukta belirmiş durumda. Hükümet, özel sektör yatırımlarını desteklemenin yanında etkin bir paydaş olarak demir yolu, yükleme limanı ve sulama sistemleri gibi alanlarla tarım, enerji, eğitim ve sağlık hizmetlerinde de yer alacak.

Lojistik avantajı, üç kıtanın birleştiği noktada yer alması, ekonomisi, genç demografik yapısı, eğitimli iş gücü Türkiye'nin tartışmasız en güçlü yanlarından. Türkiye, doğu-batı, kuzey-güney arasında doğal köprü olarak önemli piyasalar için verimli ve maliyet avantajlı doğal bir merkez. Türkiye, dünya nüfusunun üçte birine 4 saatlik uçuş mesafesi yakınlıkta. AB için de güvenli ve bağımsız enerjiyi sağlayan hatta yer alıyoruz. Türkiye, hızlı ekonomik büyümesi, son 20 yılda üç katına çıkan gayrisafi yurt içi hasılası, geniş nüfuslu 23 merkezi ve satın alma gücü artan orta sınıfı ile güçlü ve büyük bir pazar. Türkiye, genç ve enerjik demografiye sahip olması yanında Batı tarzı modern tüketim ekonomisi ile çok uluslu şirketler için büyüyen bir yerle talebe sahip.

"TÜRKİYE ÇİN-HİNDİSTAN GİBİ RAKİPLERİNİN OLDUKÇA ALTINDA"

Türkiye'nin 82 ülkeyle doğrudan yabancı yatırım için özel olarak oluşturulan ikili yatırım koruma anlaşmaları var. Ayrıca 86 ülkeyle çifte vergilendirmeyi engelleme anlaşmaları bulunuyor. Yapılan reformlarla, 2002 yılında 38 gün olan iş yeri açma süresi 6,5 güne indi. Türkiye, yabancı yatırımcı üzerindeki kısıtlamalar konusunda OECD ortalamalarının ve özellikle Çin-Hindistan gibi rakiplerinin oldukça altında ve iyi durumda. Türkiye, İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde hızla ön sıralara doğru ilerlemesinin yanında yabancı yatırımcılar ve çalışanlar için de hem kültürel hem de sosyal açıdan pek çok avantajlar sağlıyor."

TÜRK LİRASI ERİYOR

Türk Lirası, yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 26'dan fazla, euro karşısında ise yüzde 30 değer kaybetti. TL, bu yıl dolara karşı en çok değer kaybeden para birimleri arasında.

KUR NEDEN YÜKSELİYOR?

BBC'nin derlediği habere göre, Merkez Bankası'nın bu ayki Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini sabit tutup sadece faiz koridorunda düzenlemeye gitmesi ile TL'deki değer kazancı terse döndü.

Siyasi gelişmeler de kuru etkiledi. Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmalar ve Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununa müdahil olması da piyasalara yansımış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cuma günü Türkiye'nin S-400 füzelerini denediğini doğrulaması ve Cumartesi günü de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u "Zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var" denmesi de diğer siyasi gelişmeler. 

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Merkez Bankası'nın yüzde 10,25'lik politika faizi, hala yüzde 11'in üzerindeki enflasyonun altında kalıyor.

ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan, Merkez Bankası'nın TL'yi tekrar cazip bir yatırım seçeneği haline getirmek için yıl sonuna dek en az 200 baz puan daha faiz artırımı yapması gerektiği yorumunda bulundu.

Kurun yükselmesinin bir diğer gerekçesi ise Merkez Bankası'nın azalan döviz rezervlerinin Türkiye'nin TL'yi destekleme kapasitesine olan güveni azaltması olarak dile getiriliyor.

TL'nin baskı altında olmasına yol açan bir diğer neden ise koronavirüs salgını nedeniyle ülkeye döviz girişinde yaşanan düşüş olarak öne çıkıyor.

ENFLASYON RAPORU BU HAFTA AÇIKLANACAK

 

Türkiye piyasaları için bu haftanın en önemli gündemi; Merkez Bankası tarafından açıklanacak olan yılın son 'Enflasyon Raporu' olacak.

 

TCMB Başkanı Murat Uysal'ın sunumuyla açıklanacak olan raporda yıl sonu enflasyonu için son tahminler yer alacak.

 

Temmuz ayında yayımlanan önceki raporda enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 8,9, 2021 yılı sonunda ise yüzde 6,2 olarak gerçekleşeceği öngörülmüştü.

 

"KUR ARTIYORSA BİLİN Kİ ORADA BİR HASTALIK VAR"

KARAR TV'de konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da dolardaki önlenemeyen artışı değerlendirdi.

Babacan, Türkiye'nin enerjide dışarı bağımlı olduğunu, bu yüzden sürekli dövize ihtiyaç duyduğunu belirterek "Böyle bir ülkede kurlar artıyorsa bilin ki orada bir hastalık söz konusu. Hükümet kurlara bakmıyor ama her şey dövizle, kurla ilgili. Özellikle döviz kuru maliyetleri çok etkiliyor. Teknoloji, elektrik her şey döviz. Kurun artması direkt piyasayı etkiliyor ve vatandaşa hayat pahalılığı olarak geri dönüyor" dedi ve ekledi:

"Rekabetçi kuru savunuyorlar. Peki, neden 1 Ocak 2019'dan bugüne 120 milyar dolarlık döviz satışı ile piyasaya müdahale ederek kuru belli bir noktada tutmaya çalıştınız? Merkez Bankası ya da kamu bankaları aracılığı ile 22 ayda 120 milyar dolarlık operasyon yapıldı. Fakat çok kısa sürede bunlar harcandı. Rezervler azalıp kura müdahale imkanı kalmayınca Merkez Bankası faiz artırmak zorunda kaldı. Geçen yüzde 2 faiz arttı fakat kimse konuşmuyor.

Siz Cumhurbaşkanı'ndan bir şey duydunuz mu? Eskiden olsa neler derdi. İkinci faiz artışı ise geçtiğimiz günlerde 'örtü'lü olarak gerçekleştirildi. Sonuç olarak politika faizi arttı. Cumhurbaşkanı 'faiz sebeptir, enflasyon sonuç' diyordu. Erdoğan'ın tezi doğruysa o zaman faizi düşürüp enflasyonun da düşmesini sağlaması lazım. Kuru artık döviz satarak kontrol edemeyecekleri için ve tabii ki rezervler tükendiği için bu sefer faiz artışları ile kuru kontrol etmeye çalışıyorlar. Ama tabii ki bu işin sonu kötü."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN