Antik çağlardan günümüze beslenme alışkanlıklarıyla ilgili araştırmalar yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Tlos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Taner Korkut, Anadolu'nun mutfak kültürünün 12 bin yıl öncesine dayandığını kaydetti.
TAVŞAN VE GEYİK YEMİŞLER
Tlos Antik Kenti kazıları kapsamında Muğla'nın Seydikemer ilçesindeki Girmeler Mağarası önündeki höyükte gün ışığına çıkarılan yerleşim katmanlarının büyük önem taşıdığını vurgulayan Korkut, höyüğün en alt seviyesinde çok sayıda ocağın bulunduğunu, katmanın seramiksiz Erken Neolitik dönemle (10 bin 500 yıl önce) tarihlendirildiğini bildirdi.
Ocak seviyelerinde ele geçen besin atıklarından, burada daha çok tavşan, yaban keçisi, geyik ve yaban domuzu gibi hayvansal ürünlerin tüketildiğini öğrendiklerine değinen Korkut, ilerleyen dönemlerde beslenmede tarımsal ürünlerin yoğunlukla tercih edilmeye başlandığını kaydetti.
YEMEKLERDE ZEYTİNYAĞI KULLANILMIŞ
Korkut, antik çağda yufka, soğan, sarımsak ve peynir gibi gıdaların yoğun olarak tüketildiğini belirtti. Genelde beslenmenin tahıl ağırlıklı yiyeceklerle onlara katık edilen sebzelere dayandığını anlatan Korkut, şöyle devam etti: "Arpa unundan yapılan ve bir tür yufka ekmeği olduğu anlaşılan maza, sürekli ön planda olmuş. Roma döneminde yufka ekmeği yapımında ayrıca kızıl buğday unu da kullanılmış ve bu yufka puls olarak adlandırılmış. Pulsun yanında katık olarak genelde soğan, sarımsak ve peynir yenmiş. Ayrıca ortos adındaki ekmek türü de önceleri arpadan yapılmış, giderek buğday onun yerini almıştır. Bu dönemde lahana, ıspanak, pazı, ebegümeci, kuşkonmaz, pırasa, soğan, fasulye, bezelye, mercimek ve bakla gibi sebzelerin yemeklerde kullanıldığı bilinmektedir. Sebzeler çiğ ya da haşlanarak yenilmiş, baklagillerden ise lapa kıvamında yemekler yapılmıştır. Hemen hemen bütün yemeklerde zeytinyağı kullanılmıştır. Bu durum Akdeniz mutfağının bir özelliği olarak günümüze kadar sürmüştür. En sevilen meyveler incir, üzüm ve elmadır. İncir yaş ya da kuru olarak sofraya getirilmiştir. Üzüm hem sofrada hem de şarap yapımında tüketilmiştir. Soslarla hazırlanmış balık yemekleri kadar, farklı tür etleri bir araya getiren yemekler de sevilerek tüketilmiştir."
SERVİS AYRI TABAKLARDA YAPILIYORDU
Kazılarda gün yüzüne çıkarılan seramikler içerisinde yemek pişirmede kullanılan tencere, güveç ve tavanın yanında, tabak, kase, kadeh, bardak, testi veya düz tepsi formundaki servis kaplarının yoğunlukta bulunduğunu anlatan Korkut, eski çağlardan Bizans dönemine kadar yemek kaplarının benzer şekilde kullanıldığını ifade etti. Prof. Dr. Korkut, "Roma Dönemi'nden itibaren çift hazneli ve buhar basınçlı düdüklü toprak kabın yemek pişirmede kullanıldığını gördük. Kerotakis olarak adlandırılan bu kapların ilk kullanımının milattan önce birinci ve 2. yüzyıllar olduğu bilinmektedir" dedi.
Korkut, Helenistik dönemde misafirlere ayrı servis tabaklarında yemek ikram edildiğini, misafirler için yapılan yemek takımlarının evde günlük kullanılanlardan daha lüks olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Korkut, "Antik Çağlardan Günümüze Seydikemer İlçesi Yenilebilir Bitkileri ve Mutfak Kültürü" başlıklı bilimsel araştırma projesinin tamamlandığını, çalışmayı kitap haline getirerek bu yıl içerisinde yayınlayacaklarını sözlerine ekledi.


