Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alırken yaşadığı zorluklar sonunda Almanya tarafından da kabul edildi. Almanya’nın iktidar partisi SPD’den gelen açıklamalar, vize ret oranlarının neden arttığını ortaya koydu. İşte iş insanlarından turistlere kadar herkesin karşılaştığı bu engellerin arkasındaki detay...
Almanya'da iktidar partisi SPD'nin Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında yaşadığı zorluklara ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Schmid, vize başvurularının reddedilme oranlarındaki artışın farkında olduklarını belirterek, "Türk vatandaşlarının vize öfkesini anlıyorum" dedi.
Schmid, vize süreçlerindeki sıkıntıların temel nedenlerinden birinin Türkiye ekonomisinin mevcut durumu olduğunu ifade etti. Ekonomik koşulların, başvuru sahiplerinin geri dönme ihtimallerini değerlendirmede etkili olduğunu belirten Schmid, "Türkiye'deki ekonomik durum, vize başvurularının değerlendirilmesinde önemli bir faktör. Bu nedenle, başvuruların reddedilme oranlarında artış gözlemliyoruz" şeklinde konuştu.
İŞ İNSANLARI BİLE VİZE ALAMIYOR
Son dönemde, birçok Türk vatandaşı hem turistik hem de iş amaçlı seyahatler için Avrupa ülkelerinden vize almakta zorluk çekiyor. Özellikle iş insanları, uluslararası toplantılara davetli olmalarına rağmen vize engeline takılıyor ve bu durum ticari ilişkileri olumsuz etkiliyor. Schmid, bu konuda da farkındalıklarının olduğunu belirterek, "İş insanlarının vize başvurularında yaşadığı zorlukların farkındayız ve bu durumu iyileştirmek için çalışıyoruz" dedi.
Alman basınında yer alan haberlere göre, Schmid, vize süreçlerinin daha adil ve şeffaf olması gerektiğini vurguladı ve ekledi:
"Türk vatandaşlarının vize başvurularında yaşadığı zorlukları hafifletmek için elimizden geleni yapmalıyız. Bu, hem insan ilişkileri hem de ekonomik iş birliği açısından önemlidir."
Bu açıklamalar, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde yaşadığı sıkıntıların Almanya tarafından da kabul edildiğini ve çözüm arayışlarının sürdüğünü gösteriyor. Ancak, ekonomik faktörlerin vize değerlendirmelerinde önemli bir rol oynamaya devam ettiği de açıkça belirtiliyor.