Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, mesajlaşma yoluyla yapılan terapinin, depresyon tedavisinde görüntülü görüşmeler kadar etkili olabileceğini ortaya koydu. Ruh sağlığı platformu Talkspace üzerinden üç ay boyunca mesaj terapisi alan 400’den fazla yetişkinin semptomlarında belirgin bir iyileşme gözlemlendi.
Çalışmada, mesaj temelli terapi ile haftalık video terapisi sonuçları karşılaştırıldı ve iki yöntemin depresyon üzerindeki etkilerinin benzer olduğu belirlendi. Araştırmayı yürüten ekipten Dr. Patricia Areán, “Hastalar ister yazılı mesajlarla ister canlı görüntülü görüşmelerle iletişim kursun, benzer oranlarda iyileşme görüyoruz” dedi.
200 MİLYON KULLANICI
The New York Times'ta yer alan habere göre; bu bulgu, her yıl milyonlarca Amerikalının depresyonla mücadele ettiği bir dönemde, mesaj terapisinin kanıta dayalı, erişilebilir bir alternatif olarak kullanılabileceğini destekliyor. Pandemi sonrası dönemde teleterapi platformlarının, özellikle BetterHelp ve Talkspace gibi servislerin yaygınlaşmasıyla birlikte, yazılı terapi yöntemleri giderek daha fazla tercih edilmeye başlandı. Bugün yalnızca Talkspace’in yaklaşık 200 milyon kullanıcısı bulunuyor.
Mesajlaşma temelli terapi, video seansına katılmak istemeyen ya da yoğun programı nedeniyle esnek bir destek arayan kişiler için avantaj sağlıyor. Ayrıca, hem hasta hem de terapist için geriye dönük incelenebilecek bir yazılı kayıt oluşturuyor.
Uzmanlara göre, bu yöntemin etkili olduğu uzun süredir bilinse de asıl tartışma, “ne kadar etkili olduğu” sorusu etrafında dönüyor. Son araştırmalar, mesaj terapisinin anksiyete ve depresyon belirtilerini azaltmada teleterapi kadar etkili olduğunu, bazı durumlarda yüz yüze görüşmelerden daha iyi sonuçlar verdiğini gösteriyor.
Bununla birlikte, terapistin hastayı yüz yüze görmemesi nedeniyle kendine zarar verme riski gibi sinyalleri kaçırabileceği yönünde endişeler sürüyor. Ancak araştırmacılar, bu çalışmada herhangi bir olumsuz olay yaşanmadığını bildirdi.
Kaliforniya Üniversitesi’nden Doç. Adrian Aguilera ise geçtiğimiz yıl yaptığı bir değerlendirmede, ABD’de ruh sağlığı hizmetlerine duyulan yüksek talebin bu tür risklerden daha ağır bastığını belirterek, “En iyi yöntem olmayabilir ama asıl soru şu: Bekleyen ihtiyacı karşılayabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Günümüzde ABD’de yetişkinlerin dörtte birinden azı herhangi bir ruh sağlığı hizmetine erişebiliyor; beşte birinden fazlası ise akıl hastalığıyla mücadele ediyor. Bu tablo, mesajlaşma temelli terapinin yalnızca pratik değil, aynı zamanda erişimi genişleten bir çözüm sunduğuna işaret ediyor.
