Batı medyasında Papa’ya ağır itham: Bağımsızlık teoloğu, peronist, otorite destekçisi

Batı medyasında Papa’ya ağır itham: Bağımsızlık teoloğu, peronist, otorite destekçisi

Papa Franciscus’un Ukrayna’nın beyaz bayrak çekmesine yönelik açıklamaları Avrupa’da sert eleştirilere uğramıştı. Papa’ya karşı oluşan siyasi tepki entelektüel bir karşıtlığa dönüştü. Franciscus dünya gerçeklerine yabancı, Latin Amerika bağımsızlık teolojisine takılıp kalmış, peronist ve otoriter sistemleri destekleyen eski kafalı din adamı suçlamaları ile karşı karşıya.

KARAR / ALMANYA

Papa Franciscus’un Ukrayna hakkındaki sözleri Avrupa’da kamuoyunda ağır tepki gördü. Eleştirilerin bir kurum olarak Katolik Kilisesi’ni değil de Papa’nın şahsını hedef alması dikkat çekiyor. Bu eleştirilerden en dikkat çekicilerinden birisi Frankfurte Allgemeiene Sonntasgszeitung’da Matthias Rüb imzasıyla yayınlandı.

Rüb’e göre Global Güney’den çıkan ilk Papa olan Farciscus, 11 yıldır görevde olmasına rağmen Avrupa’ya ve kuzey yarım küreye hiçbir zaman varamadı. Zihinsel olarak hala Arjantin ve Buenos Aires’de. Gerçek adı Jorge Mario Bergoglio olan Papa, 1958 yılında kiliseye dahil olmadan önce kimya teknisyenliği eğitimi gördü.

yeni-proje-7-001.jpg

LATİN AMERİKALI ZİHNİYET

Papa papazlık payesini elde ettiği 1969 yılında iki önemli siyasi akımın etkisindeydi. Bunlardan birincisi Latin Amerika’ya mahsus “bağımsızlık teolojisi” ve diğeri de “peronoizm’’. Bağımsızlık teolojisi fakirleri ve toplum dışına itilen insanları inancın merkezine yerleştiriyor. Bağımsızlık teolojisi açık bir şekilde antikapitalist, antikolonyal, antiemperyalist ve antiamerikan anlayışa sahip.

Peronizm de ayın düşüncelere sahip ancak farklı siyasi gruplar tarafından yorumlanan çok sayıda versiyonu var. Peronizmde toplumun mağdurları dini temelleri olan ‘’gömleksizler’’ kavramıyla tanımlanıyor. Gömleksizler kavramını en çok kullanan ve yaygın hale getiren kişi ise Joan Peron’un lüks ve sefahat içinde yaşayan karısı Eva Peron. Eva milyonların gönlünde ‘’gömleksizlerin’’ yanında olduğunu söyleyerek yer aldı.

Franciscus Papa olduktan sonra henüz Arjantin’i ziyare etmedi. Ancak 2105 ve 2016 yıllarında Ekvator, Bolivya ve Paraguay ile Küba ve ABD’yi ziyaret etti. Rüb’e göre Papa’nın bu ziyarette ana dili İspanyolcada yaptığı konuşmaları, fikir dünyası hakkında önemli ipuçları veriyor.

Bolivya’nın Santa Cruz de la Sierra kentinde dünyanın her bir tarafından gelen globalizm karşıtlarının bulunduğu bir etkinlikteki konuşmasında "İncil bize Tanrı’nın halkının şikayetini duyduğunu söylüyor. Ünlü üç T (tierra, techo ya tarabajo- Toprak, çatı ve iş) bütün kardeşlerimiz için dokunulmaz bir hak. Bunun için savaşmaya değer. Latin Amerika’da dışlananların sesini bütün dünya duysun" ifadelerini kullandı.

yeni-proje-8-001.jpg

KUZEYE KARŞI GÜNEYİN YANINDA

Papa’nın dokunulmaz olarak nitelediği üç temel hak (toprak, ev, iş) ABD Bağımsızlık Bildirgesindeki üç temel hakla (yaşam, özgürlük, mutluluğu arama) uzlaşmadan ziyade rekabet içinde. Global Güneyin Papa’nın da desteklediği halk hareketleri Batının hukuk, özgürlük ve refah misyonuna karşı toprak, ev ve işle mücadele ediyor.

Papa, Santa Cruz’daki konuşmasında global kapitalizmin kontrolsüz özgürlük ve sınırsız tüketimine karşı modernizm öncesi değerler olan toprak, ev ve iş öğelerini savundu. Papa bu konuşmasında ve Amerika kıtasında yaptığı konuşmalarda kapitalizmi “mağdurları dışlayan, öldüren putperest bir sistem’’ olarak tanımlıyor. Rüb, Papa’nın ABD ziyareti esnasında mahkumlarla görüşmek için ısrar ettiğini ancak Küba ziyaretinde tutuklu rejim karşıtlarını ziyaret etmediğini yazıyor.

Papa Küba ve ABD ziyaretlerinde sıkı sık ‘halk’’ kavramını kulandı ancak demokrasi, özgürlü ve birey kavramlarından hiç söz etmedi. Havana’da eski Sovyet ajanı şimdi Rusya Patriği Kyrill ile buluşan Papa birlikte yayımlanan bildiride Rusya’da Hıristiyan inancının tarihte olmayan bir şekilde yenilenmesini övdü. Rüb’e göre doğunun muhafazakar Ortodoks inancı kapitalizme karşı eriyen ve değerlerini kaybeden Batı’ya (Papa eliyle) alternatif bir model olarak sunuluyor.

Papa tüm eleştirilere rağmen Çin devleti ile de yakınlaşma politikası izliyor. Çin’de bireyse hakların kısıtlanması ve Müslüman azınlıkların baskı görmesi bir engel değil. Peronist düşünceyle sosyalleşen Papa için otokratik yöneticiler sorun değil. Bu ülkelerin ve liderlerin global kapitalizme karşı olması Papa için yeterli. Papa, sadece Çin ve Rusya ile değil Küba, Venezuela ve muhafazakar İslam ülkelerinin liderleri ile de iletişim kuruyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN