Çin'in en üst düzey siyasi organı olan Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi, ülkenin 2030'a kadarki 5 yıllık planına ve temel hedeflerine yön vermek üzere başkent Pekin'de bir araya geldi.
Kritik toplantı, Çin 5 yıllık planı 2026-2030 döneminin ekonomik ve stratejik çerçevesini belirleyecek.
Çin'in en yüksek siyasi organı olan ÇKP Merkez Komitesi, yaklaşık her yıl 'plenum' olarak bilinen bir haftalık toplantı gerçekleştiriyor.
Bu yılki toplantıda alınacak kararlar, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin 2026-2030 yılları arasında izleyeceği yol haritasını şekillendirecek.
Yetkililerin planın içeriğine dair ipuçları vermesi bekleniyor, ancak planın tamamı önümüzdeki yıla kadar açıklanmayacak.
PLANLAMA DÖNGÜSÜ, ÇİN SİYASETİNİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİĞİ
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Asya Toplumu Politika Enstitüsü'nden Çin politikaları uzmanı Neil Thomas, Batı siyasetinin seçim döngülerine göre işlerken, Çin siyasetinin planlama döngülerine göre ilerlediğini ifade ediyor.
Thomas, 5 Yıllık Plan'ın, Çin'in neyi başarmak istediğini ortaya koyduğunu, liderliğin gitmek istediği yönü işaret ettiğini ve devletin kaynaklarını bu tanımlanmış hedeflere doğru yönlendirdiğini belirtiyor.
Yüzlerce bürokratın hazırladığı planlar, yüzeysel olarak sıkıcı görünse de, tarih gösteriyor ki alınan kararların genellikle dünya için büyük yansımaları oluyor.
Tarih, Çin'in 5 Yıllık Planı'nın küresel ekonomiyi üç farklı dönemde köklü biçimde yeniden şekillendirdiğini gösteriyor.
Çin, Nvidia'nın özel üretim yapay zeka çiplerini art arda yasakladı!
1981-1984: REFORM VE DIŞA AÇILMA İLE GELEN 'ÇİN ŞOKU'
Çin'in ekonomik bir güç merkezi olma yolculuğunun başlangıcı, parti içindeki birçok kişi için 18 Aralık 1978'e dayanır.
Bundan önceki yaklaşık 30 yıl boyunca Sovyet tarzı merkezi planlama, ekonomiyi devlet kontrolünde tutmuş ancak refahı yükseltmede yetersiz kalmıştı; bu dönemde pek çok kişi hâlâ yoksullukla mücadele ediyordu.
Çin o dönemde, Mao Zedong'un Kültür Devrimi ve yıkıcı yönetiminin etkilerinden sıyrılmaya çalışıyordu.
Pekin'de düzenlenen 11. Merkez Komite'nin Üçüncü Plenumu'nda konuşan ülkenin yeni lideri Deng Xiaoping, serbest piyasanın bazı unsurlarını benimseme zamanının geldiğini ilan etti.
Onun 'reform ve dışa açılma' politikası, 1981'de başlayan bir sonraki 5 Yıllık Plan'ın ayrılmaz bir parçası oldu.
Serbest ticarete dayalı Özel Ekonomik Bölgelerin kurulması ve bu bölgelerin çektiği yabancı yatırım, Çin'i köklü bir biçimde dönüştürdü.
Neil Thomas'a göre, bu hedeflere daha kesin bir şekilde ulaşılamazdı:
"Çin bugün, hem ulusal gururunu yeniden tesis etme hem de dünyanın büyük güçleri arasındaki yerini alma açısından, 1970'lerde yaşayanların en çılgın hayallerinin bile ötesinde."
Ancak bu dönüşüm aynı zamanda küresel ekonomiyi de temelden yeniden şekillendirdi.
21. yüzyıla gelindiğinde, Batı'daki milyonlarca imalat işi Çin'in kıyı bölgelerindeki yeni fabrikalara kaydırıldı.
Ekonomistler bu durumu 'Çin şoku' olarak adlandırıyor ve bu durum Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) eski sanayi bölgelerinde popülist partilerin yükselişinin ardındaki itici güçlerden biri oldu.
Örneğin, Donald Trump'ın ekonomi politikaları; gümrük vergileri ve ticaret savaşları; son birkaç on yılda Çin'e kaptırılan ABD imalat işlerini geri getirmek için tasarlandı.
Kuzey Kore lideri neden uçak kullanmıyor? Yurt dışına tüm seyahatlerini zırhlı treniyle yapıyor
2011-2015: STRATEJİK SEKTÖRLERE YATIRIMLA TEKNOLOJİK LİDERLİK
Çin'in dünyanın atölyesi olma statüsü, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü'ne (WTO) katılmasıyla pekişti.
Ancak yüzyılın başında Komünist Parti liderliği bir sonraki hamlesini planlamaya başladı.
Parti yönetimi, Çin'in 'orta gelir tuzağına' düşmesinden çekiniyordu.
Bu tuzak, yukarı doğru hareket eden bir ülke artık çok düşük ücretler sunamaz olduğunda, ancak aynı zamanda gelişmiş bir ekonominin üst düzey mal ve hizmetlerini yaratacak yenilikçi kapasiteye sahip olmadığında ortaya çıkar.
Dolayısıyla Çin'in sadece ucuz üretim yerine, ilk kez 2010 yılında resmi olarak kullanılan bir terim olan 'stratejik gelişmekte olan endüstriler' bulması gerekiyordu.
Çin'in liderleri, elektrikli araçlar ve güneş panelleri gibi yeşil teknoloji alanına yöneldi.
İklim değişikliği Batı siyasetinde giderek daha önemli hale gelirken, Çin bu yeni sektörlere daha önce görülmemiş miktarda kaynak aktardı.
Bugün Çin, sadece yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlarda tartışmasız dünya lideri olmakla kalmıyor, aynı zamanda bunları imâl etmek için gereken nadir toprak tedarik zincirleri üzerinde de neredeyse tekel konumunda bulunuyor.
Çip yapımı ve yapay zeka (AI) için de çok önemli olan bu kilit kaynaklar üzerindeki hakimiyeti, onu küresel olarak güçlü bir konuma taşıyor.
Pekin'in nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kontrollerini sıkılaştırmaya yönelik son hamlesi, Donald Trump tarafından 'dünyayı esir alma' girişimi olarak nitelendirildi.
'Stratejik yükselen güçler' 2011 yılında bir sonraki 5 Yıllık Plan'da yer alsa da, yeşil teknoloji, 2000'li yılların başında Çin'in o zamanki lideri Hu Jintao tarafından potansiyel bir büyüme ve jeopolitik olanak olarak tanımlanmıştı.
Neil Thomas, "Çin'in ekonomisinde, teknolojisinde ve hareket özgürlüğünde kendine daha fazla güvenme arzusu uzun bir geçmişe dayanıyor. Bu Çin Komünist Partisi ideolojisinin bir parçasıdır" diye konuştu.
Trump, yanlışlıkla Hindistan'ı teknoloji devi yaptı! Google, Microsoft, Amazon hepsi oraya gidiyor
2021-2025: YÜKSEK NİTELİKLİ KALKINMA VE TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK
Şi Cinping tarafından 2017'de resmen tanıtılan yüksek nitelikli kalkınma hamlesinin 5 Yıllık Planların odağına yerleşmesi de aynı nedene dayanıyor.
ABD'nin teknoloji alanındaki hakimiyetine meydan okumak ve Çin'i sektörde ön plana çıkarmak öncelikli hedef haline geldi.
Video paylaşım uygulaması Tiktok, telekomünikasyon devi Huawei ve yapay zeka modeli DeepSeek gibi belirli alanlardaki başarı hikayeleri, Çin'in bu yüzyılda yaşadığı teknolojik patlamanın kanıtları.
Ancak Batılı ülkeler bunu giderek artan bir şekilde ulusal güvenliklerine yönelik bir tehdit olarak görüyor.
Popüler Çin teknolojilerine getirilen yasak veya yasak girişimleri dünya çapında milyonlarca internet kullanıcısını etkiledi ve sert diplomatik tartışmalara yol açtı.
Çin şimdiye kadar teknoloji alanındaki başarısını, Nvidia'nın gelişmiş yarı iletkenleri gibi Amerikan inovasyonlarını kullanarak destekledi.
Ancak bunların Çin'e satışları Washington tarafından engellendiği için, yüksek nitelikli kalkınmanın, Şi Cinping tarafından 2023'te ortaya atılan ve odağı daha çok ulusal güvenliğe yönelten 'yeni nitelikli üretici güçler'e dönüşmesi bekleniyor.
Bu da Çin'i Batı teknolojisine bağımlı olmayan ve ambargolara karşı bağışıklığı olan çip yapımı, bilgi işlem ve yapay zeka alanlarında en ileri noktaya taşımak anlamına geliyor.
Tüm alanlarda, özellikle de inovasyonun en üst noktasında kendi kendine yeterlilik, muhtemelen bir sonraki 5 Yıllık Planın temel ilkelerinden biri olacak.
Neil Thomas, "Ulusal güvenlik ve teknolojik bağımsızlık artık Çin'in ekonomi politikasının belirleyici misyonu" diye açıklıyor ve bunun, Çin'de komünizmin temelini oluşturan ve bir daha asla yabancı ülkelerin hakimiyetine girmemesini sağlamaya yönelik ulusalcı projeye geri dönüş olduğunu vurguluyor.

