Çin’in vergi restine karşı harekete geçen Trump, Apple başta olmak üzere büyük şirketlere çağrı yaparak “Şirketinizi ABD’ye taşımak için harika bir zaman. Çevresel gecikme ve tarife yok. Beklemeyin, hemen harekete geçin” dedi.
TİCARET SAVAŞI RESMEN BAŞLADI
Trump'ın yürürlüğe giren 185 ülkeye ek vergi getiren kararnamesi ticaret savaşını resmen başlattı. Yüzde 34 vergiyle Çin'i pazarlık masasına oturtmak isteyen Trump, istediğini alamayınca oranı 125'e çıkardı. "Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz"diyen Çin, yüzde 84'lük vergiyle misilleme yaparak AB ile temasa geçti. AB Komisyon Başkanı von der Leyen ile görüşen Çin Başbakanı, 'Trump'ın ekonomik şoklarına hazırız' dedi. 'Sıfıra sıfır' tarife teklifi reddedilen AB, "Birlik kendini savunmak için önlemler alacak' açıklaması yaptı. ABD medyası Trump'ın bu savaşta yenik düşebileceğini yazdı.
Trump'tan geri adım geldi: Çin hariç diğer ülkelere yüzde 10 vergi
İSTEDİĞİNİ ALAMAYINCA ARGO KONUŞTU
Trump, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri için düzenlenen bağış toplama galasında yaptığı konuşmayla şoke etti. Küresel liderlerin kendisiyle ticaret anlaşması yapabilmek için her şeyi yapmaya hazır olduklarını taklit yaparak ve argo ifadeler kullanarak anlattı. Trump, "Bu ülkeler bizi arıyor, popomu öpüyorlar. Anlaşma yapabilmek için can atıyorlar. Lütfen, lütfen efendim anlaşma yapalım. Her şeyi yaparım efendim diyorlar" ifadelerini kullandı. ABD Başkanı ayrıca ilaç sektörüne yönelik büyük gümrük vergilerini de yakında açıklayacağını söyledi.

TRUMP PİRİNCE SALDIRIRKEN EVDEKİ BULGURDAN OLUYOR
ABD Başkanı Donald Trump’ın çılgın tarife savaşları, pirinç üretimiyle tanınan Çin’i sıkıntıya soksa da, ABD’de enflasyonu tetikledi. İthal ürünlerin ve hammaddelerin fiyatları arttı. Dünyanın en büyük ithalatçısı ABD, günde 2 milyar dolar tarife geliri elde ettiği iddialarına rağmen yükselen enflasyon nedeniye resesyona (durgunluk) girme tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Hatta birçok banka, resesyonun başladığını bile rapor ediyor.
Trump’ın politikaları ezber bozmaya devam ediyor. Bugüne kadar ABD’de yaşanan krizlerde Fed devreye girerek krizi önleyecek kararlar alırdı. Ama son krizde bu olmadı. Karşılıklı tarife planı, küresel mali piyasalarda hafta başı sert bir türbülans yaratmıştı. Panik tarzı işlemler büyük bir volatiliteye neden olurken, Asya borsalarında yaşanan düşüş tarihin sayfalarına geçti. Her çöküşte imdada yetişen FED’in bir noktada devreye girerek faiz indirimlerine başlayabileceği, sonrasında ise piyasa tepkisinin Trump’ı geri adım attırmaya yöneltebileceği inancı risk göstergelerinde önemli bir toparlanmaya neden olsa da, hava önceki akşamdan itibaren yeniden sertleşti. ABD ekonomisinin hâlihazırda resesyona girdiği düşünülürken, enflasyonun da kendisini unutturmaması sonrası tehlikeli bir kombinasyon olan stagflasyon riski doların elini daha da zayıflatıyor. Riskin oldukça yüksek boyutta olmasına paralel piyasalar dolardan süratle uzaklaşırken, DXY yeniden yönünü aşağıya çevirdi. EURUSD paritesi bir kez daha 1,10 seviyesini aşarken, bir diğer güvenli liman olan altının ons fiyatı ise psikolojik 3 bin doların üzerinde işlem görüyor.
LİDERLER SÖYLEMLERİNİ SERTLEŞTİRDİ
Dünya tarife savaşlarıyla fırtına yaşarken açıklamalar da sertleşti. Trump’ın ülke liderlerinin tarifeleri müzakere etmek için “Beni arayıp k*çımı yalıyorlar” açıklamasına Çin devletinin yönetimindeki yayın organı cgnttürk’ten sert yorum geldi. Haber sitesi Trump’ın bu açıklamasını ‘alçakça ifadeler’ diye yorumladı. ‘Trump’tan alçakça ifadeler’ başlıklı yazıda şöyle denildi:
“Cumhuriyetçi Parti’nin bağış toplama etkinliğinde konuşan Trump Kongre’nin müzakereleri devralması gerektiğini savunan Cumhuriyetçi vekillerine yönelik “Siz benim gibi müzakere edemezsiniz” dedi. Trump konuşmasında ABD ile yeni gümrük vergilerini müzakare etmek isteyen ülkeler için “Beni arayıp k*çımı yalıyorlar” ifadelerini kullanırken bazı liderlerin kendisine “Lütfen efendim, ne isterseniz yaparım” dediklerini öne sürdü.
ABD YÜZDE 104 YAPTI ÇİN YÜZDE 138
Bir önceki gün, ABD’nin Çin dışındaki tüm ülkeler için tarife planını doksan gün ertelemeyi düşündüğü yönünde haberin Beyaz Saray tarafından yalanlanması ardından dün de ABD, Çin’den yapılan ithalata %50 ilave gümrük vergisinin dünden itibaren yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bu kümülatif verginin yüzde 125 çıkması anlamına geliyor. Trump yönetimi Güney Kore ve Japonya gibi müttefiklerle ticaret görüşmeleri planlarken, Çin’e yönelik sert vergilerde geri adım atmadığını görüyoruz. Çin bu hamleyi “şantaj” olarak nitelendirip direneceğini belirtirken, ABD tarafı müzakerelerde Çin’i önceliklendirmeyeceklerini ifade etti. Bu noktada Çin’in para birim Yuan’ı devalüe edip etmeyeceğine bakılıyor. ABD’nin hamlesine Çin’in cevabı da gecikmedi. Çin, ABD’ye ek yüzde 84 tarife açıkladı.
Böylece Çin’in tarife artışı yüzde 138 olurken, ABD’nin artışı yüzde 104’te kaldı. Çin Merkez Bankası ayrıca kamu bankalarından dolar alımlarını azaltmalarını istedi. Reuters’in haberine göre, Çin Merkez Bankası’nın yuanın keskin düşüşlerine izin vermeyeceği vurgulanarak, büyük kamu bankalarından ABD doları alımlarını azaltmalarını istedi. Yetkililerin talimatı, yuanın ABD doları karşısında ağır bir düşüş baskısıyla karşı karşıya kalmasıyla geldi. Çin yuanı, ABD doları karşısında bu ay şimdiye kadar yaklaşık %1,3 değer kaybetti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, başkent Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında, Trump’ın tarife artışına karşı Çin’in tutumunun ne olacağını açıkladı.
STOK TELAŞI HIZLANDI
Tarife haberlerinin ardından yön bulmakta zorlanan borsaların adeta başı dönerken, tüketiciler ise fiyat artışlarına karşı stok yapmaya başladı. Çünkü enflasyonist dönemde yarın bugünden her zaman daha pahalı. ABD’nin Çin’e yönelik yüzde 125 oranındaki tarifelerin yürürlüğe girmesi öncesinde, ABD limanlarında yaşanan hareketlilik de kameralara yansıdı. Limanlardaki hareketlilik de vatandaşın stok yapma eğilimini artıran bir diğer gelişme oldu. İthal ürünlerin anlaşma sağlanmadıkça ülkeye gelişinin sıkıntı oluşturacağını düşünen vatandaşlar ihtiyaçlarından fazlasını satın alma telaşına girdi.
Çin Ticaret Bakanlığı, samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lütesyum, skandiyum, itriyum ve alaşımlarının olduğu 7 kategorideki orta ve ağır nadir metallerin 4 Nisan’dan itibaren ihracat kontrol listesine alınacağını bildirmişti. Bu kapsamda Çinli tedarikçiler, söz konusu nadir toprak elementlerini ancak hükümet izniyle ihraç edebilecek.Ülkenin küresel arzının büyük bölümünü sağladığı söz konusu elementler, silah sistemlerinden yüksek performans motorlarına, nükleer reaktörlerden elektronik ve optik donanımlara, uzay araçlarından tıbbi görüntüleme makinelerine, batarya ve yakıt hücrelerinden yarı iletken ve süper iletkenlere dek çok sayıda üründe kullanılıyor.
TÜRKİYE’NİN DURUMU
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Son aylarda üst üste gelen haberleri yeni dönemin doğum sancıları olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Şunu büyük bir gururla bir kez daha söylemek arzusundayım; tarihi olduğu kadar sancılı da olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye’dir. Geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışında itilen ülkemiz, Allah’ın izniyle yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir” dedi.
BEYAZ SARAY’DAKİ HESAP DÜNYAYA UYMADI
Trump’ın planlarının tutmadığını gösteren bir diğer gelişme ise tahvil piyasasında yaşandı. ABD Hazine Bakanı Bessent, 10 yıllık ABD tahvil faizini düşürmeye odaklandığını açıkça belirtmesi, yatırımcıların hükûmetin önceliğinin yüksek hisse senedi fiyatlarından çok düşük borçlanma maliyetleri olduğunu düşünmesine yol açtı. Bu yaklaşım, Trump’ın ilk döneminde borsadaki yükselişleri sosyal medyada kutladığı tutumdan önemli bir sapmaya işaret ediyor. Nitekim Trump’ın 2 Nisan’daki gümrük vergisi açıklamasının ardından güvenli liman edası ile sığınılan 10 yıllık faizlerdeki düşüş kalıcı olamadı. Teoride, düşen faiz oranları hem işletmeleri hem de hanehalkını koruyarak aynı zamanda devasa kamu borcunun faiz yükünü hafifletebileceği görüşüne rağmen, son günlerde hisse senetlerinde trilyon dolarlık kayıplara rağmen, tahviller beklenen güvenli liman ilgisini çekemedi. Kıbrıs İktisat Bankası analizinde, “10 yıllık faiz bu sabah %4,50 seviyesine kadar çıkarken (bir kaç gün önce %3,85) bu da faiz indirimi çağrılarına rağmen piyasaların farklı bir rota izlediğini gösteriyor” denildi.
KÜRESEL ENFLASYON ANKETİ KARAMSAR
Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) üç ayda bir gerçekleştirilen “Ekonomi Uzmanları Anketi”nin 2025 ilk çeyrek sonuçlarını yayımladı. Ankete göre, 2025’te küresel ortalama enflasyon oranının yüzde 4 olması bekleniyor. 2024’ün son çeyreğinde bu oran yüzde 3,9 olarak tahmin edilmişti. Ekonomistler, küresel enflasyonun 2026’da yüzde 3,9’a ineceğini öngörüyor. Enflasyonun 2028 yılında ise yüzde 3,8 seviyesinde kalması bekleniyor. Ekonomistler ayrıca enflasyon oranlarında bölgeye bağlı olarak büyük farklılıklar olacağını tahmin ediyor. Bu yıl için enflasyon beklentileri, Batı Avrupa için yüzde 3, Kuzey Amerika için yüzde 3,2 ve Güneydoğu Asya için yüzde 3,2 ile küresel ortalamanın altında kaldı. Buna karşın 2025 enflasyon beklentileri, Güney Asya için yüzde 8,7, Güney Amerika için yüzde 24,6, Kuzey Afrika için yüzde 36,1 ve Doğu Afrika için yüzde 28,4 ile küresel ortalamanın üzerinde bulunuyor. Ekonomistler 2025’te Almanya için yüzde 2,4, Avusturya için yüzde 2,9 ve İsviçre için yüzde 0,9’luk bir enflasyon oranı bekliyor. Ifo araştırmacısı Niklas Potrafke değerlendirmesinde, “Yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla enflasyon beklentileri hafifçe yükseldi, ABD’nin gümrük tarifesi politikası birçok ülkede enflasyon beklentilerini yönlendiriyor.” ifadelerini kullandı.
4 YILIN EN DÜŞÜĞÜNDE
Brent petrolün varil fiyatı uluslararası piyasalarda 59,97 dolara kadar gerileyerek, Şubat 2021’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti. 20 Ocak’tan bu yana kayıp 17 doları aştı.
Çin Ticaret Bakanlığı’nın ABD gümrük vergisi tehdidine yönelik kararlı karşı tedbirleri, küresel petrol fiyatlarının değer kaybını sürdürmesine yol açtı.Fiyatlar, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun kademeli üretim artışı kararına sadık kalacağı beklentileri arasında düşüş seyrini sürdürdü. Brent petrolün varil fiyatı uluslararası piyasalarda dün 59,97 dolara kadar gerileyerek, Şubat 2021’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.
Böylece Donald Trump’ın ABD’de ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmasının ardından izlediği korumacı ticaret politikalarıyla Brent petrol 20 Ocak’tan bu yana 17 dolardan fazla değer kaybetti. ABD yönetiminin 2 Nisan’da birçok ticaret ortağından ithal edilen mallara en az yüzde 10 vergi getireceğini açıklamasıyla, küresel ticaret savaşlarının derinleşerek petrol talebini kısıtlayacağı beklentilerinin güçlenmesi Brent petrolün aynı gün yüzde 1’e yakın değer kaybetmesine yol açmıştı.
Ardından, OPEC+grubunun 3 Nisan’da yaptığı açıklamada kademeli üretim artışı kararına sadık kalınacağını açıklaması da talep daralmasıyla birlikte arz fazlası endişelerini güçlendirerek fiyatlar üzerinde ek baskı oluşturmuş ve Brent petrol aynı gün yüzde 5’ten fazla değer kaybetmişti. Söz konusu endişelere ek olarak Çin’in 4 Nisan’da ABD’den ithal tüm ürünlere yüzde 34 ek gümrük vergisi getirileceğini belirtmesi de olası küresel “ticaret savaşı” riskini güçlendirerek petrol fiyatlarının 63,85 dolara kadar gerileyerek Ağustos 2021’den bu yana ilk kez 65 doların altını görmesine neden olmuştu.
Brent petrol aynı günü yüzde 6’ya yakın düşüşle 65,74 dolardan kapatırken, WTI da yüzde 6’dan fazla azalışla 62,10 dolardan tamamlamıştı. Böylece Brent petrol nisanın ilk haftasında yüzde 9,2 değer kaybederek 65,74 dolara gerilemiş ve Ağustos 2021’den bu yana en düşük haftalık kapanışı kaydetmişti.
