Uluslararası hukuk ve insan hakları kuruluşlarından oluşan bir grup, ihtar mektubuyla İsrail'in Gazze'de işlediği soykırım suçuna ilişkin Microsoft yönetimini uyardı. Başkan Brad Smith ve CEO Satya Nadella’ya hitaben yazılan 19 sayfalık metinde, Microsoft’un İsrail ordusuna sağladığı bulut, yapay zeka ve veri işleme hizmetleri nedeniyle “soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarda yardım ve yataklık” konumuna düştüğü belirtildi.
Microsoft’a gönderilen ihtar mektubu, Abolitionist Law Center, Avaaz Foundation, European Legal Support Center, Centre for Research on Multinational Corporations (SOMO), Center for Constitutional Rights, Ekō ve GLAN (Global Legal Action Network) tarafından kaleme alındı.
Mektupta, Microsoft’un bu faaliyetleriyle hem ABD ve AB mahkemelerinde hem de uluslararası yargı mekanizmaları önünde “geniş kapsamlı cezai ve hukuki sorumluluk riski” altına girdiği kaydedildi. Şirket yönetimine, hukuka aykırı tüm hizmetleri sonlandırma, İsrail ordusuna sunulan diğer hizmetleri gözden geçirme ve Gazze’ye yapılan saldırılardan zarar görenlere tazminat ödeme çağrısı yapıldı.
GAZZE’DE “EŞİ GÖRÜLMEMİŞ ÖLÇEKTE” YIKIM
Mektubun ilk bölümünde, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının bilançosu özetlendi. Buna göre İsrail güçleri, 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze’yi aralıksız biçimde bombaladı, işgal etti ve ağır bir şekilde abluka altında tuttu. 70 binden fazla Filistinli öldü, 170 binden fazlası yaralandı; araştırmalara göre gerçek ölüm sayısı 186 bine, yani Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 8’ine kadar çıktı.
2,2 milyonluk nüfusun neredeyse tamamı defalarca yerinden edildi. Barınma, sağlık, eğitim ve altyapı tesislerinin büyük bölümü yıkıldı. Aylarca süren kısıtlamalar nedeniyle temel gıda ve tıbbi malzeme girişinin engellendiği, bulaşıcı hastalıklar ile açlığın derinleştiği aktarıldı. Ekim 2025 itibarıyla yaklaşık 55 bin çocuğa akut yetersiz beslenme tanısı kondu.
Mektupta, Uluslararası Adalet Divanı’nın 2024 başındaki kararına atıf yapıldı ve Divan’ın İsrail’in Gazze’de soykırım işlediği iddialarını “makul bulduğu”, İsrail’e karşı geçici tedbir kararı açıkladığı hatırlatıldı. ABD’deki bir federal mahkemenin de benzer şekilde, İsrail’in eylemlerinin “soykırım suçu ihtimalini” gündeme getirdiği ifade edildi.

‘YAPAY ZEKA DESTEKLİ SOYKIRIM’
Koalisyon, Gazze’deki yıkımı “yapay zeka destekli soykırım” olarak tanımladı. İsrail ordusunun yapay zeka araçlarıyla saniyeler içinde on binlerce hedef belirleyen sistemler kurduğu, her hedefte kaç sivil bulunduğuna dair tahmini sayıların önceden görülebildiği belirtildi. Böylece hava saldırılarında, vurulan her binada ölecek sivil sayısının önceden bilindiği vurgulandı.
Mektupta, +972 dergisi ve Guardian’da yayımlanan araştırmalara atıf yapıldı. Bir araştırmacının Gazze saldırılarını “kitlesel bir suikast fabrikası” ve “dünyanın ilk yapay zeka destekli soykırımı” olarak nitelendirdiği hatırlatıldı. İsrail ordusunun bugüne kadar Gazze’ye “altı Hiroşima’ya denk patlayıcı” attığı, doğrudan bombalamalar sonucu kaybedilen toplam yaşam yılının 3 milyonu aştığı ifade edildi.
Microsoft’un sağladığı bulut altyapısı ve yapay zeka hizmetleri, mektuba göre “hedef listelerinin üretilmesi, Filistinlilerin sürekli gözetim altında tutulması ve bombardıman kararlarının verilmesi” süreçlerinin ayrılmaz parçası haline geldi.

‘MİCROSOFT’UN İSRAİL ORDUSU İLE İLİŞKİSİ YENİ DEĞİL’
Mektup, Microsoft’un İsrail ordusuyla ilişkisinin yeni olmadığına da dikkat çekti. Şirketin 1990’ların sonundan itibaren İsrail Savunma Bakanlığı ve orduyla lisans anlaşmaları imzaladığı, dönemin CEO’su Steve Ballmer’ın Microsoft’u “Amerikan olduğu kadar İsrailli bir şirket” olarak tanımladığı hatırlatıldı.
2021’de Microsoft yönetiminin, İsrail ordusuyla ilişkisini “yüz milyonlarca dolar değerinde, kritik bir marka fırsatı” olarak gördüğü ve özellikle istihbarat birimleriyle daha derin, stratejik bir iş birliğine yöneldiği aktarıldı. Bu dönemde Microsoft Azure ve yapay zeka ürünleri, kara, hava, deniz ve siber unsurlara satılıyordu.
7 EKİM SONRASI MİCROSOFT-İSRAİL TİCARETİNDE ARTIŞ
7 Ekim 2023 sonrasında ise Microsoft’un İsrail ordusuna verdiği bulut ve yapay zeka desteğinin hacmi arttı. Ticari kayıtlara ve sızdırılmış belgelere atıfla, ordudaki çok sayıda birime milyonlarca dolarlık ek satış yapıldığı belirtildi.
AZURE ÜZERİNDEN FİLİSTİNLİLER FİŞLENDİ
Mektupta, İsrail’in sinyal ve siber istihbaratından sorumlu 8200 Birimi’yle yapılan özel anlaşmaya ayrı bir yer ayrıldı. Buna göre 2021’de imzalanan sözleşmeyle Unit 8200, Microsoft Azure üzerinde yalnızca kendisine ayrılan, ekstra güvenlik katmanlarına sahip bir alan kurdu. Bu alan, Filistinlilerin yaptığı telefon görüşmelerini saatte bir milyona kadar kaydedip depolayacak kapasitede tasarlandı ve 2022’de tam kapasiteye ulaştı.
Temmuz 2025 itibarıyla Azure’da tutulan bu arşivin 11 bin 500 terabayta eriştiği, bunun yaklaşık 200 milyon saatlik ses kaydına karşılık geldiği bildirildi. İsrailli kaynakların, bunu “tek bir nüfus grubuna yönelik dünyanın en geniş ve en müdahaleci gözetim arşivlerinden biri” olarak tanımladığı aktarıldı.
7 Ekim sonrasında bu sistemin kullanımında belirgin bir artış yaşandığı, Unit 8200’ün Azure’da depolanan verileri Gazze’de vurulacak binaların ve bölgelerin belirlenmesinde, saldırı öncesi ve sonrasında çevrede kimlerin bulunduğunun analizinde kullandığı ifade edildi. İsrail ordusunun kendi verilerine göre bile, savaşta öldürülenlerin yüzde 83’ünün sivil olduğu vurgulandı.
ÖLDÜRMEYE GEREKÇE BULMAK İÇİN AZURE ARŞİVİNİ TARADILAR
Mektupta aktarılan İsrailli istihbarat kaynaklarına göre Azure tabanlı bu sistem, yalnızca Gazze’deki bombardımanlarda değil, işgal altındaki Batı Şeria’da da baskı aracı haline geldi. İsrail güçleri bir Filistinliyi tutuklamak ya da öldürmek istediğinde, yeterli gerekçe bulunmadığı durumlarda önce bu devasa arşive başvurdu. Geçmiş telefon görüşmeleri, hareket kayıtları ve temas ağları içinde “bahane” sayılabilecek herhangi bir veri aranarak, işlem için gerekçe üretildi.
Bu durumun “her Filistinliyi potansiyel hedefe dönüştüren sistematik bir kriminalizasyon mekanizması” yarattığı kaydedildi.
MİCROSOFT’UN KISMİ GERİ ADIMI YETERLİ GÖRÜLMEDİ
Mektupta, Microsoft’un uzun süre iddiaları reddettiği, ancak Eylül 2025’te yayımlanan bir açıklamayla gazetecilerin ortaya çıkardığı bulguların bir kısmını doğrulayan kanıtlara ulaşıldığını kabul ettiği hatırlatıldı. Bu çerçevede Unit 8200’ün Azure içindeki bazı araçlara erişiminin engellendiği ve bazı verilerin Amazon Web Services’e taşınmaya başlandığı belirtildi.
Buna rağmen yazarlar, Microsoft’un İsrail Savunma Bakanlığı ve ordunun diğer birimleriyle yürüttüğü çok sayıda sözleşmeyi sürdürdüğünü açıkladı.
YÖNETİCİLERE ÇAĞRI: SÖZLEŞMELERİ FESHEDİN, TELAFİYE ORTAK OLUN
Mektubun sonuç bölümünde CEO Satya Nadella ve Başkan Brad Smith’e üç başlık altında çağrı yapıldı:
- Tüm hukuka aykırı hizmetlerin sonlandırılması: İsrail ordusu ve güvenlik kurumları tarafından uluslararası hukuka aykırı biçimde kullanılan ürün ve hizmetlere ilişkin sözleşmelerin feshi istendi.
- Diğer katkıların tespiti ve durdurulması: Microsoft ekosistemindeki diğer yazılım, altyapı ve yapay zeka araçlarının Gazze’deki ağır ihlallerle bağlantılı kullanımlarının tespiti ve bunlara son verilmesi talep edildi.
- Mağdurlar için telafi mekanizmaları: Gazze’de zarar gören siviller lehine tazminat ve onarım mekanizmalarının oluşturulmasına katkı sunulması istendi.
‘ABD, AB VE ULUSLARARASI MAHKEMELERDE SORUMLULUK’ UYARISI
Yazarlar, Microsoft yönetiminin bu uyarıları dikkate almaması halinde farklı hukuk yollarının gündeme geleceğini belirtti. Mektupta, Microsoft’un İsrail ordusunun işlediği iddia edilen soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarda “yardım ve yataklık ile iştirak” gerekçeleriyle; ABD’de ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerde açılacak davalarda ve uluslararası mahkemeler ve insan hakları mekanizmaları önünde sorumlu tutulabileceği ifade edildi.
Bu çerçevede yalnızca kurum olarak Microsoft’un değil, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilerin de bireysel cezai sorumluluğunun gündeme gelebileceği kaydedildi.
