Venezuela’da muhalefetin önde gelen ismi ve Nobel Barış Ödülü’nün son sahibi María Corina Machado, ülkesinde derinleşen siyasi kriz ve ABD’nin son haftalarda artan askeri faaliyetleri hakkında Bloomberg’e konuştu.
Röportaj, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Venezuela açıklarında “uyuşturucu ticaretiyle bağlantılı gemilere” yönelik hava saldırıları düzenlediği ve Karayipler’de USS Gerald R. Ford uçak gemisini konuşlandırdığı bir dönemde yayımlandı.
Machado, bu gelişmelerin “rejim değişikliğine zemin hazırladığı” yönündeki yorumlara ilişkin, “Biz yıllarca uluslararası topluma bu tehdidin boyutlarını anlatmaya çalıştık. Venezuela, uyuşturucu kartellerinden silah kaçakçılığına, insan ticaretine kadar suç ağlarının sığınağına dönüştü. Nihayet bu kaynakların kesilmesi süreci başladı” dedi.
“MADURO REJİMİ BİR SUÇ YAPISI”
Gizli bir yerden bağlandığı röportajda Machado, kendisi ve destekçilerinin 15 aydır “hayatta kalma mücadelesi” verdiğini söyledi.
“Maduro beni terörizmle suçladı. Yaklaşık 15 aydır mutlak bir izolasyon içindeyim. Eğer beni bulurlarsa, en hafif tabirle ortadan kaldırırlar. Bunu açıkça söylediler.”
Machado, Nicolás Maduro hükümetini yalnızca otoriter bir yönetim değil, “uluslararası suç şebekesi” olarak tanımladı:
“Maduro konvansiyonel bir diktatör değil; Venezuela topraklarını, kurumlarını ve kaynaklarını bir kartelin kontrolüne verdi. Bu bir narkoterörist yapıdır.”
“ABD’NİN BASKISI ZORUNLUYDU”
Trump yönetiminin son askeri hamlelerini destekleyen Machado, bunun “barışçıl geçiş için gerekli son uyarı” olduğunu söyledi:
“Bu tırmanış, Maduro’ya gitme zamanının geldiğini anlatmanın tek yoluydu. Bu, onun için son şanstır. Eğer aklıselim davranmazsa, kendi sonunu hızlandıracaktır.”
Machado, ABD’nin olası kara operasyonuna dair doğrudan onay vermezken, “Bu, Venezuela halkının kararını uygulamak için bir baskı aracıdır” ifadesini kullandı.
“BİZ SEÇİMİ KAZANDIK”
Machado, 2024 seçimlerinin gerçek galibinin muhalefetin adayı Edmundo González Urrutia olduğunu vurguladı:
“Ben yasaklandım ama halkımızın iradesi ortada. Edmundo González oyların yüzde 70’ini aldı. Biz bu sonucu belgeledik, kamuoyuna açıkladık. Dolayısıyla bu bir ‘rejim değişikliği’ değil, halkın iradesinin uygulanmasıdır.”
“TRUMP VE RUBİO İLE İLETİŞİMDEYİZ”
Muhalefet lideri, ABD yönetimiyle temaslarını doğruladı ancak detay vermekten kaçındı.
“ABD, Kanada, Avrupa ve Latin Amerika’daki yetkililerle temas hâlindeyiz. Özellikle Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Latin Amerika’daki tehditleri en iyi anlayan isimlerden biridir.”
Machado, Venezuela’daki dönüşümün yalnızca ülkesine değil, “Batı demokrasilerinin güvenliğine” de katkı sağlayacağını söyledi:
“Venezuela’nın coğrafi konumu eşsiz. Bu ülke suç merkezi değil, demokrasinin kalkanı olabilir.”
“YOKSULLUĞA DEĞİL, YENİDEN İNŞAYA ODAKLANACAĞIZ”
Ülkenin ekonomik planlarına da değinen Machado, göreve gelmeleri hâlinde uygulanacak programı “istikrar ve genişleme” olarak tanımladı:
“Chávez ve Maduro, halkı eşit derecede yoksul hale getirdi. Biz bunu tersine çevireceğiz. İlk aşamada yoksul kesimlere doğrudan destek, ardından üretime dayalı istihdam yaratacağız. Eğitim ve sağlık yatırımlarını önceliğe alacağız.”
Machado, “özelleştirme ve serbest piyasa” politikalarının sosyal yardımlarla dengeleneceğini belirtti.
“HALK ARTIK ÖZGÜR OLMAYA KARAR VERDİ”
Röportajın sonunda Machado, rejimin çöküşünün yakın olduğunu öne sürdü:
“Ordunun ve polisin yüzde 80’i artık bizimle. Halk, tarihimizin en birlik hâlinde. Biz hazırız. Hükümetin ilk 100 saati, ilk 100 günü için planlarımız tamam.”
Kendisine yöneltilen “Maduro hâlâ iktidarda” hatırlatmasına ise şu yanıtı verdi:
“Henüz devrilmedi, evet. Ama artık herkes biliyor: Venezuelalılar özgür olmaya karar verdi.”
