DÜRZİLER AYAKLANDI SDG MASADAN KALKTI
Esad sonrası kurulan Şara hükümetine destek veren ABD yönetimi ‘Suriye bölünmeyecek’ mesajları vermiş, her konuda destek verdiği SDG’nin özerklik taleplerini de geri çevirmişti. Ancak İsrail’in desteklediği Dürziler Dara ve Süveyda’da ayaklanıp Şam’ın otoritesini reddetti. Şara yönetimi ABD’nin de baskısıyla bölgeden çekilirken ülkenin yüzde 30’unu elinde bulunduran SDG de daha önce Şam’da kurulan masada rafa kaldırdığı ‘özerklik’ talebini tekrar gündeme getirdi.
NUSAYRİLER SAHİLDE AYRI YÖNETİM İSTEDİ
Daha önce SDG için ‘Onlara bağımsız devlet kurmayacağız’ sözleriyle bölünme talebini reddeden ABD Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’ın geçtiğimiz günlerde ise ‘Federasyon değil ama ona yakın yönetime ihtiyaç var’ ifadeleriyle politika değişikliği sinyali vermesi Nusayrileri de harekete geçirdi. ‘Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’ni kuran gruplar Lazkiye, Tartus, Humus vilayetleri ile Hama ve Ghab Ovası’nın bir kısmını kapsayan bölgede özerklik talep etti.

SURİYE PARAMPARÇA
ABD elçisi Barrack’ın ‘İsrail bölünmüş bir Suriye ister’ dediği, son olarak bir tür federatif model önerdiği ülkede taşlar yerinden oynuyor. Kuzeyde Kürt, güneyde Dürzi gruplarla merkezi yönetim arasında gerilim sürerken, son olarak da Nusayriler ‘Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’nin kurulduğunu duyurdu. Suriye’nin dörde bölünme riski arttı.

Yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından geçen yıl 8 Aralık’ta 54 yıllık Esad rejiminin sona erdiği Suriye’de oluşturulan geçiş yönetimi, devlet kurumlarını yeniden inşa etmeye çalışırken ülke dörde bölünme riskiyle karşı karşıya. Kürt ve Dürzi gruplardan sonra sahil bölgelerindeki Nusayri gruplar da merkezi Şam yönetimine bayrak açtı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 22 Temmuz’da yaptığı açıklamalarda, Suriye’deki geçiş hükümetine verdikleri desteği vurgulamış, Lübnan ziyareti sırasında yaptığı bir açıklamada, İsrail’in Suriye’de güçlü bir merkezi devletin egemen olması yerine parçalanmış bir Suriye’yi tercih ettiğini savunmuştu.
Suriye’de 29 Mart’ta kurulan geçiş hükümetine destek veren ve merkezi yönetimi savunan Barrack 25 Ağustos’ta verdiği demeçte ise Suriye’de merkezi devlet yapısını sürdürmenin mümkün olmadığını savunarak ‘federasyon değil ama ona yakın’ bir yeni yönetim modeline ihtiyaç duyulduğunu söylemişti. Barrack’ın açıklamaları sonrası, halihazırda kuzeydeki Kürt Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve güneydeki Dürzi milislerle gerginlik yaşayan Şam hükümetine bir ültimatom da sahildeki Nusayri gruplardan geldi. Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’ni ilan eden Nusayri gruplar federal sistem çağrısı yaptı. Gerekçe olarak ayrımcı politikalar ve insan hakkı ihlallerini gösterdiler. Konsey sözcüsü Kenan Weqaf, yeni siyasi oluşumun Lazkiye, Tartus, Humus vilayetleri ile Hama ve Ghab Ovası’nın bazı bölgelerini kapsadığını duyurdu.
Konsey, Suriye’de “tek renkli devlet” fikrini reddettiklerini vurguladı. Diğer yandan Suriye’de güçlü bir yerel yönetim yapısını savunan ve devletin resmi adı olan Suriye Arap Cumhuriyeti’nden “Arap” kelimesinin çıkarılmasını isteyen SDG de, özellikle Nusayri ve Dürzi toplulukların maruz kaldığı saldırıları hatırlatarak “silah bırakmayacaklarını” söylüyor. Güneydeki Süveyda’da çoğunluğu oluşturan Dürzi gruplar da merkezi hükümetle ateşkese rağmen özyönetim taleplerini sürekli dile getiriyor. 11 Temmuz 2025’te bir Dürzi şeyhinin Hazreti Muhammed’e hakaret ettiği iddialarıyla başlayan çatışmalar İsrail’in de desteğiyle hızla büyürken, en az 516 kişinin ölümüne yol açmıştı. 23 Temmuz’da çatışmalar sona erse de iki gün sonra Dürzi misiler özerklik ilan ettikleri bir duyuru yayınlamıştı.
