Suriye'de Baas rejimi 61 yıl sonra düştü! Diktatör yıkıldı

Suriye'de Baas rejimi 61 yıl sonra düştü! Diktatör yıkıldı

Suriye’de iç savaşın 13’üncü yılında rejim muhaliflerinin başlattığı sürpriz harekatın 12’nci gününde Şam düştü, 61 yıllık Baas rejimi yıkıldı. Başkentte muhaliflerin bayrağı dalgalanırken 8 Aralık ‘Milli Bayram’ ilan edildi. Kanlı rejimin sorumlusu diktatör Esad ülke dışına kaçtı. Siyasi tutsaklar serbest bırakıldı. Halk ‘yeni dönem’i sevinç kutlamalarıyla karşıladı.

ŞEHİRLER YIKILDI, GÖÇ DALGASI BAŞLADI

Arap baharının etkisiyle 13 yıl önce başlayan Suriye'deki çatışmalar, silahlı unsurların bölgeye yerleşmesiyle iç savaşa dönüştü. Rusya ve İran, Rejime destek için bölgeye gelirken ABD, PKK/YPG ile hareket etti. Türkiye, sınırdaki terör unsurlarına karşı ÖSO ile hareket ederek karşı operasyonlar yaptı. Bu süreçte kentler harabeye döndü, Esad zulmünden kaçan milyonlar başta Türkiye'ye olmak üzere göç dalgası başlattı. Cezaevleri rejim karşıtı tutsaklarla doldu.

JET HIZIYLA 'YENİ DÖNEM' E GEÇİLDİ

Esad rejimine karşı harekat başlatan Heyet Tahrir Eş-Şam öncülüğündeki muhalif grupların hızlı ilerleyişine karşı Moskova ve Tahran'dan beklediği desteği alamayan Esad, yanlış siyasi kararları nedeniyle yalnız kaldı. Muhalifler tam 12 günde Şam'a ulaşarak rejimi devirdi. Ülke dışına kaçan Esad'ın uçağı radarda kayboldu. Cezaevlerindeki tutsaklar serbest bırakıldı. Kanlı rejimin sembolü olan Hafız Esad heykelleri yıkıldı. Esad'ın sarayına girildi. Başbakan Celali, 'iş birliğine hazırım' dedi.

krs1-esadddgobekk.jpg

DEYRİZOR KİLİDİNİ KİM AÇACAK?

Muhalifler, Baas rejiminin çökmesinin ardından terör örgütü PKK/YPG’nin elinde tuttuğu Deyrizor kentinin merkezine girmeye başladı. Esad’a bağlı ordu 6 Aralık’ta Irak sınırında yer alan Deyrizor’daki güçlerinin bir kısmını çekmiş, şehrin merkezini terör örgütü PKK/YPG’nın işgaline bırakmıştı. Bu arada Suriye Milli Ordusu, Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında 8 yıldır terör örgütü PKK/ YPG’nin işgalinde olan Münbiç’te ilerliyor. Çatışmalar sürerken, halk ayaklanarak terör örgütünü kentten çıkarmaya çalışıyor.

0912krt01a-tum.jpg

ORTA DOĞU'DA TARİHİ KIRILMA

Esad rejiminin sona ermesiyle Orta Doğu’daki güç dengelerinde kökten değişimler yaşanabileceği belirtiliyor. Uluslararası medyada yapılan analizlerde öne çıkan en dikkat çekici faktör ise İran’ın başını çektiği Şii eksende yaşanacak kayma. İran’ın Lübnan, Filistin, Suriye, Irak ve Yemen’deki müttefikleriyle oluşturduğu “direniş ekseni” kökten sarsılacak.

Daha bir hafta önce, isyancılar Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’deki üslerinden şaşırtıcı operasyonlarına başladıklarında Beşar Esad’ın düşeceği düşünülemezdi bile. Fakat Esad’ın gidişiyle asıl bölgede meydana gelecek kökten değişimler çok sayıda analize konu oldu. Hepsinin ortak yanı ise İran’ın bölgedeki nüfuzunun çok büyük darbe bir aldığı yönünde. Esad yönetimindeki Suriye, İranlılar ile Hizbullah arasındaki bağlantının bir parçasıydı ve örgüte silah ve mühimmat aktarımında kilit rol oynuyordu. Hizbullah’ın kendisi de İsrail’le girdiği savaştan sonra ciddi şekilde zayıfladı. İran ayrıca Yemen’deki Husilerin de hava saldırılarında hedef alındığını gördü. Tüm bu grupların yanı sıra Irak’taki milisler ve Gazze’deki Hamas, Tahran’ın Direniş Ekseni olarak tanımladığı yapıyı oluşturuyor ve bu yapı artık ciddi şekilde zarar görmüş durumda. Bu yeni tablonun, İran’ın varoluşsal bir tehdit olarak görüldüğü İsrail’de memnuniyetle karşılanacağı değerlendiriliyor. Peki bundan sonra ne olacak? İran’ın bölgedeki etkisinin zayıflaması son aylarda İran ile doğrudan çatışmalar içerisine giren İsrail için avantaj olarak değerlendirilse de İsrail’in de uzun vadede HTŞ öncülüğündeki silahlı grupların oluşturacağı bir yönetimin İsrail sınırlarında güç kazanmasından endişe duyduğu ifade ediliyor. İran, Esad’ı desteklemek için on yıllar boyunca çok fazla kan ve para harcadı ve hanedan yönetimini tehdit eden bir iç savaştan sağ çıkmasına yardımcı oldu. İran Suriye’de askeri üsler, silah depoları ve füze fabrikaları kurdu. Bunları bölgedeki militan müttefiklerini silahlandırmak için adeta ‘bir boru hattı’ olarak kullandı. Esad’ın devrilmesiyle Tahran, Cuma günü askeri komutanları ve personelinin yanı sıra diplomatik personelini de çekmek zorunda kaldı.

New York Times’da yer alan analize göre, İran sadece en yakın Arap müttefiki Esad’ı terk etmekle kalmıyor, aynı zamanda Arap dünyasındaki ana dayanağı olan Suriye’de 40 yıldır inşa ettiği ve korumak için savaştığı her şeyden vazgeçiyor gibi görünüyor. Analiz özetle şöyle devam ediyor: İran’ın Suriye’yle olan ortaklığının çökmesi, Orta Doğu’daki güç dengelerini yeniden şekillendirecektir. İran’ın Lübnan, Filistin toprakları, Suriye, Irak ve Yemen’deki militan müttefikleriyle oluşturduğu “direniş ekseni” zayıflayacaktır. Suriye’deki savaş alanlarında belgesel yapımcılığı yapan Hassan Shemshadi, Tahran’dan verdiği bir röportajda “İran için Suriye, bölgesel varlığımızın bel kemiği olmuştur” dedi. “İran’ın bölgeye gönderdiği her şey Suriye üzerinden geçiyordu. Artık bu kanalları açık tutmak son derece zor.” İkisi seçkin Devrim Muhafızları mensubu üç İranlı yetkili ve hükümete yakın iki önde gelen İranlı analiste göre, İran hükümeti başlangıçta Suriye’deki isyancıların bu kadar hızlı zemin kazanması ve Suriye Ordusu’nun üslerini terk etmesi karşısında şok oldu. Hafta sonunda birçok üst düzey yetkili sosyal medya üzerinden Esad’ın devrilmesinin kaçınılmaz, İran’ın gerilemesinin ise muazzam olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Eski cumhurbaşkanı yardımcılarından Muhammed Ali Abtahi X’te “Suriye hükümetinin düşmesiyle ölgedeki direniş desteksiz kalır. İsrail baskın güç haline gelecektir.” yorumunu yaptı.

k.jpg

ALMANYA: SURİYELİLER DAHA İYİ BİR GELECEĞİ HAK EDİYOR

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından Beşşar Esad’ın yaptıklarından sorumlu tutulması gerektiğini ve Suriye halkının daha iyi bir geleceği hak ettiğini söyledi. Baerbock sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada, “Ancak açık olan bir şey var. Suriye’deki milyonlarca insan için Esad’ın sonu, Esad rejimi tarafından işlenen sonsuz zulümden sonra ilk büyük rahatlama anlamına geliyor. değerlendirmesinde bulundu.

AB: BÖLGEDEKİ TÜM YAPICI ORTAKLARLA ÇALIŞIRIZ

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Esad rejiminin yıkılmasını olumlu karşıladığını bildirerek bölgedeki tüm yapıcı ortaklarla çalışmaya hazır olduğunu aktardı. AB’nin önceliğinin bölgede güvenliğin sağlanması olduğunu aktaran Kallas, Suriye ve Orta Doğu’da “tüm yapıcı ortaklarla” birlikte çalışmaya hazır olduğunu belirtti.

NETANYAHU: BİZİM İNDİRDİĞİMİZ DARBELERİN SONUCU

İsrail Başbakanı Binjamin Netanyahu, Esad yönetiminin düşmesinin İsrail’in İran ve Hizbullah’a indirdiği darbelerin doğrudan bir sonucu olduğunu ileri sürdü. ‘İran ekseninde önemli bir bağlantı’ olarak tarif ettiği Esad yönetiminin düşmesini ‘tarihi bir gün’ sözleriyle anlatan İsrail Başbakanı, ülkesinin hiçbir düşman gücün sınırlarında kendisine yer edinmesine izin vermeyeceğini söyledi.

FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON: BARBAR DEVLET ÇÖKTÜ

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye’de rejim karşıtı silahlı muhalif grupların, Şam’da kontrolü ele geçirmesinin ardından yaptığı paylaşımla, “ (Beşşar Esad rejimi) Barbar devlet çöktü. Sonunda.” ifadeleriyle memnuniyetini dile getirdi. Macron, “Suriye halkına, onların cesaretine, sabırlarına saygımı sunuyorum. Bu belirsizlik anında, onlara barış, özgürlük ve birlik dileklerimi gönderiyorum.” ifadelerini kullandı.

İSRAİL STRATEJİK SİLAHLARIN KİMİN ELİNE GEÇECEĞİNDEN KORKUYOR

İsrail ordusunun kilit öneme sahip silahların Baas rejimini deviren grupların eline geçmesi endişesiyle Suriye’de saldırılar düzenlediği belirtildi. Haaretz’e konuşan İsrail ordusu kaynakları, Suriye’de orduya ait silahların Baas rejimini deviren grupların eline geçmemesi için adımlar atıldığını söyledi. Ordu kaynakları, “İsrail güçlerinin son günlerde, İsrail’e tehdit oluşturan mühimmatları ve isyancılar tarafından ele geçirilme riski altında olan Suriye hava savunma sistemlerini hedef aldığını” duyurdu. Ayrıca kaynaklar, ordunun İsrail’e yönelik açık bir tehdit olmadığı sürece Suriye’ye saldırı düzenlemeyi düşünmediğini de öne sürerken, Suriyelilerin sınıra yaklaşması durumunda gerekirse herkese ateş açmaları talimatı verildiğinin altını çizdi. Suriye ordusunun çöküşünün aşırılıkçıların İsrail ile tampon bölgeye girmesine yol açabileceğinden endişe duyulduğunu ve bu nedenle İsrail güçlerinin bölgeye konuşlandırıldığını öne süren kaynaklara göre, ordu, yedek güçlerin gerekebileceği senaryoya da hazırlanıyor. Öte yandan kaynaklar, İran güçlerinin Suriye’den ayrılmaya başladığını ancak Rus güçlerinin kaldığını öne sürdü.

61 YILLIK BAAS REJİMİ 12 GÜNDE DEVRİLDİ

Ülkenin güneyindeki Dera’da bir grup öğrencinin 15 Mart 2011’de okul duvarına “Ey doktor (Beşar Esad) şimdi sıra sana geldi” yazmasıyla başlayan iç savaş, 8 Aralık 2024 sabahı HTŞ’nin başını çektiği muhaliflerin Şam’ın kontrolünü ele almasıyla farklı bir yöne evrildi. Baas Partisi’nin 61 yıllık kanlı iktidarı sona erdi ancak sonrası muamma.

Suriye’de 2011 yılından beri süren iç savaşın seyri, 27 Kasım’da Türkiye’nin de terör örgütü olarak kabul ettiği Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki rejim karşıtı grupların başlattığı operasyonla hızla değişti. Aslında savaş geçtiğimiz dört yıl boyunca fiilen bitmiş gibi görülüyordu. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetimi ülkenin büyük şehirlerinde tartışmasız bir şekilde devam ederken, bazı bölgelerde kontrol tamamen kaybedilmişti. 11 gün önce bir anda tablo değişmeye başladı. İşte rejimi çöküşe götüren son günlerin öne çıkan gelişmeleri...

27 KASIM: 2011’de El Kaide’ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adı altında kurulan HTŞ güçleri, Halep’in batı kırsalında geniş çaplı operasyon başlattı. Kuptan Cebel’den harekete geçen HTŞ’ye diğer gruplar da katıldı.

28 KASIM: Muhalifler, kontrolünü ele aldığı bölgelerde Esad rejimine ait ağır silah ve askeri araçları ele geçirdi. Çatışmalarda çok sayıda rejim askeri öldü, onlarcası esir alındı. Halep’in dış mahallelerinin bir kilometre yakınına ulaşıldı.

30 KASIM: HTŞ ve diğer gruplar, Halep’te birçok mahallede hakimiyet sağlayarak kentin büyük kısmını ele geçirdi. Gün içinde Esad tarafından PKK’ya teslim edilen uluslararası havalimanı akşam saatlerinde ele geçirildi. Bu sırada İdlib de düştü.

1 ARALIK: Suriye Milli Ordusu (SMO), PKK/YPG’nin Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusu arasında terör koridoru oluşturma planına karşı Özgürlük Şafağı Operasyonu’nu başlattı. Tel Rıfat ilçe merkezinin tamamına hakim olundu. Güneyde de Dürziler harekete geçti.

5 ARALIK: Esad, Halep ve İdlib’in ardından Hama’yı da kaybetti.

6 ARALIK: Rejim karşıtı gruplar, başkent Şam’a açılan stratejik önemdeki Humus’a girdi. Esad ise, Irak sınırındaki Deyrizor il merkezinin kontrolünü terör örgütü PKK/YPG işgaline bıraktı. Dürzi ağırlıklı nüfusa sahip Suveyda ilindeki silahlı yerel gruplar, rejim güçlerine kentten çıkmaları için 24 saat süre tanıdı.

7 ARALIK: Esad güçlerine karşı ilerleyen gruplar, Şam’ın güney banliyölerine girmeye başladı. Humus’ta ve Suveyda’da hakimiyet sağlandı.

8 ARALIK: Şam’da muhaliflerin kilit öneme sahip yerleşkelere girmesiyle Esad, kentin kontrolünü kaybetti. Genelkurmay Başkanı Abdul Karim Mahmud İbrahim, tüm askerlerin teslim olacağını duydu. Rejimle özdeşlesen ve işkenceleriyle bilinen Sednaya Hapishanesi’ndeki tutsaklar, serbest bırakıldı. Genelkurmay Başkanlığı binası ile Esad’ın Başkanlık Sarayı basıldı. Böylece 1963’te iktidara gelen Baas Partisi’nin 61 yıllık kanlı iktidarı resmen çöktü. Ülkenin çeşitli kentlerinde Esad ve babası Hafız Esad’ın heykelleri yıkıldı. Rejim destekçileri, sahil bölgelerine göç etmeye başladı. Bu arada rejim karşıtı silahlı gruplar, doğuda alan kazanmaya çalışan PKK/YPG’nin işgaline geçen Deyrizor’un merkezine de girdi.

BAYRAM GÜNÜ İLAN ETTİLER

Şam’da zafer pozu veren silahlı güçler, akşam 4’ten sabah 5’e kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Muhalefetin çatı kuruluşu Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ise, 8 Aralık gününü “Milli Bayram” olarak ilan ettiklerini açıkladı; yurt dışındaki Suriyelilere ‘dönün çağrısında bulundu. Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, iş birliği yapmaya hazır olduğunu belirterek “Tüm kolaylıkları sunmaya hazırız” dedi. Celali, hükümet yetkilerini devretmek üzere evinden çıkartılarak bir otele götürülürken görüldü.

k1.jpg

BABA OĞULUN KANLI MİRASI

Arap Sosyalist Baas Partisi Suriye’de 1963’te darbeyle iktidara geldi. 1970’de baba Hafız Esad bir başka darbeyle başa geçti, 1 yıl sonra Devlet Başkanı oldu. 2000’de koltuğu devralan Beşar Esad da aynı babası gibi insanlık dışı katliamlarla tarihe geçti.

Muhaliflerin Şam’ı ele geçirmesiyle Suriye’de 61 yıllık kanlı Baas rejimi ve 53 yıllık Esad ailesi iktidarı bitti. Arap Sosyalist Baas Partisi, Mısır ve Suriye arasındaki kısa ömürlü (1958-1961) birleşmenin ardından darbeyle iktidara geldi. Esad ailesinin bağlı olduğu Nusayri toplumu ülkedeki en dezavantajlı gruplardandı. 1966’da Savunma Bakanı olan Hafız Esad, gücü elinde toplamasından sonra 1970’de parti içi darbeyle başa geçti, 1971’de Cumhurbaşkanı oldu. Bu unvanı 2000 yılındaki ölümüne dek taşıdı. Ülkeyi demir yumrukla yönetti, muhalefeti bastırdı ve demokratik seçimleri reddetti. PKK’ya verdiği destek yüzünden Türkiye ile sık sık karşı karşıya geldi. Hama katliamı hafızalara kazındı. Londra’da göz doktorluğu eğitimi alan Beşar Esad ise, babasının ölümü üzerine 2000’de Baas rejiminin başına geçti. Aslında ağabeyi Basil’in ülkeyi yönetmesi bekleniyordu ancak 1994’te trafik kazasında yaşamını yitirmesi Beşar’ın önünü açtı.

Koltuğa oturduktan aylar sonra İngiliz asıllı bilgisayar mühendisi Esma Akhras ile evlendi. Hafız, Zein ve Kerim adında üç çocukları oldu. İlk zamanlar ılımlı mesajlar verdi. İlk 10 yıl Türkiye, İran ve Katar’la ilşkileri geliştirdi. İsrail’le hep düşman kaldı. 2011’de iç savaşın patlak vermesiyle yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca vatandaşının evinden uzakta yaşamasına yol açtı. Ağustos 2013’te, Şam yakınlarında muhaliflerin elinde tuttuğu Doğu Guta’da çok sayıda sivil kimyasal saldırı sonucu can verdi.

BAYRAKTAKİ YILDIZ SAYISI İKİDEN ÜÇE ÇIKTI

Esad liderliğindeki Suriye Arap Cumhuriyeti, bayrakta kırmızı-beyaz-siyah renkleriyle iki yıldızı kullanıyordu. Suriyeli muhalif gruplar ise, yeşil-beyaz-siyah rengini tercih etti ve yıldız sayısını üçe çıkardı. Suriye Anayasası’nın 6. maddesinde bayrak şöyle tanımlanmıştı: “Suriye Arap Cumhuriyeti bayrağı üç renkten, kırmızı, beyaz ve siyah ve her biri beş açılı iki yeşil yıldızdan oluşur. Bayrak, genişliğinin uzunluğunun üçte ikisine denk dikdörtgen şeklindedir. Aynı boyutlarda ve bayrakla aynı uzunlukta üç dikdörtgene bölünmüştür. Üstteki kırmızı, ortadaki beyaz ve alttaki siyahtır. Beyaz dikdörtgenin ortasında iki yeşil yıldız bulunur.”

k4.jpg

COLANİ: GELECEK BİZİM

Suriye’nin başkenti Şam’ı ele geçiren terör örgütü Heyet Tahrir Şam’ın (HTL) lideri Ebu Muhammed el Colani, ilk açıklamasında “2011’de başladığımız yola devam etmeye kararlıyız. Gelecek bizim” ifadelerini kullandı. Colani, daha önce ‘’HTŞ, Esad rejimiyle yüzleşmeye odaklanan geçici bir yapı. Hedefe ulaştıktan sonra dağılma ihtimali var” demişti. Bu arada ABD’nin başına 10 milyon dolara kadar ödül koyduğu Colani, son günlerde ılımlı söylemleriyle Batı basınının gözdesi. Colani, El Kaide’ye biat ettiği 2013 yılından önce bir başka terör örgütü olan IŞİD’in Suriye emiriydi. Türkiye’nin terör örgütü olarak tanıdığı HTŞ’nin lideri, El-Nusra cephesinin kurucusu. Örgüt, 2016 yılında ismini Fetih el-Şam olarak değiştirdi. 2017’de Heyet Tahrir eş-Şam adını aldı. HTŞ kontrolündeki Idlib’te işkence ve zulüm belgelenmişti. HTŞ, İsrail ile hiçbir zaman doğrudan büyük bir çatışmaya girmedi; Gazze konusunda da tepki göstermedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN