Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Şubat 2025'ten itibaren kendisine iletilen Alevi kadın ve kız çocukların kaçırılmasına ilişkin bildirimleri detaylıca araştırdı. Örgüt, beş Alevi kadın ve 18 yaş altı üç Alevi kız çocuğunun gündüz vakti kaçırıldığını ve alıkonulduğunu belgeledi. Yapılan araştırmada, kaçırılan bu kadın ve kız çocukları için fidye istendiği veya zorla evlendirildikleri belirtilirken, polisin etkili soruşturma yürütmediği vurgulandı. UAÖ, yetkililere, kayıp kadın ve kız çocukların yerlerinin hızla tespit edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkarılması çağrısında bulundu.
UAÖ, Suriye yetkililerinin, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme çabalarını acilen artırması, Alevi kadın ve kız çocukların kaçırıldığı ve alıkonulduğu vakaları hızlı, kapsamlı ve tarafsız bir biçimde soruşturması ve faillerden hesap sorması gerektiğini belirtti. Şubat 2025'ten bu yana, Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama vilayetleri genelinde kimliği belirsiz kişiler tarafından yaşları üç ile 40 arasında değişen en az 36 Alevi kadın ve kız çocuğun kaçırıldığına ve alıkonulduğuna ilişkin inandırıcı bildirimler aldıklarını açıkladı. Bu vakalardan hareketle, UAÖ, beş Alevi kadın ve 18 yaş altı üç Alevi kız çocuğun Şubat ile Haziran 2025 arasında gündüz vakti kaçırıldığını ve alıkonulduğunu belgeledi.
Altı vakada aileler, tamamı erkek olan faillerden veya kaçırılanlardan telefon veya sesli mesajlar aldı. Dört vakada, kaçırma failleri, Suriyeli veya Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Türkiye gibi yurt dışı numaralardan aileleri arayarak fidye talep etti veya aileleri yakınlarını aramamaları için tehdit etti.
FİDYE TALEPLERİ, FİZİKSEL ŞİDDET VE ZORLA EVLENDİRMELER
Bir vakada, fail aileye kadının fiziksel şiddete maruz kaldığı görülen bir fotoğraf gönderdi. Başka bir vakada, görüşülen kişi, akrabası olan kız çocuğun aile üyeleriyle birlikteyken bir anlığına gözden kaybolduğunu ve bir daha geri dönmediğini söyledi. Birkaç gün sonra, aile kızlarını kaçıran kişiden bir telefon aldı; bu kişi, çocuğun hayatta olduğuna dair kanıt gösteriyor ve fahiş bir fidye talep ediyordu. İki vakada, fail veya bir aracı ailelerden 10 ila 14 bin dolar arası fidye istedi. Yalnızca ailelerden biri bu tutarı ödeyebildi ancak kadın serbest bırakılmadı.
En az üç vakada, -reşit olmayan biri de dahil-, kaçırılanlar muhtemelen onları alıkoyan kişilerce zorla evlendirmeye maruz bırakıldı. Kaçırıldıklarında evli olan iki kadın ailelerini arayıp kendilerini kaçıran kişiyle evleneceklerini veya evlendiklerini ve eşlerinden boşanmak istediklerini söyledi. Bu durum, kadınların zorla evlendirmeye maruz bırakıldığına işaret etmektedir. Bir vakada, bir çocuk fidye için kaçırıldı. Daha sonra, Suriye’nin güvenlik güçleri olan Genel Güvenlik Dairesi aileye çocuğun "evlendirildiğini" bildirdi. Uluslararası Af Örgütü, fidye için kaçırılan 18 yaşından küçük bir kız çocuğun, iddiaya göre onu kaçıran kişi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldığını gösteren bir fotoğrafa ulaştı. Başka bir vakada da bir aile üyesinin, kadın akrabasıyla oğlunu kaçıran kişinin, kendisiyle evlenmeyi reddettiği için kadının saçlarını kazıdığını söylediği bir videoyu inceledi.
YETKİLİLERİN ETKİSİZ SORUŞTURMALARI VE TOPLUMSAL KORKU
Kaçırılan sekiz kişiden sadece ikisi ailelerine dönebildi. Sekiz vakanın tamamında, aileler polise veya güvenlik servislerine kadın akrabalarının kaçırıldığını ve alıkonulduğunu bildirdi. Dört vakada, ailelerin sunduğu yeni kanıtlar göz ardı edildi veya hiç dikkate alınmadı. İki vakada, polis aileyi suçladı. Akrabalar, Uluslararası Af Örgütü’ne, polisin, "bir kadını veya kız çocuğunu koruyamadıkları için" kendileriyle alay ettiğini söyledi. Evinden kaçırılan bir kadının akrabası, ailenin çaresizce çaba sarf edişini şu sözlerle anlattı:
“Aile, genel güvenliğe gitti ve resmi bildirimde bulundu ama korkunç bir muameleyle karşılaştı. Kaçırma olayını durduramadıkları için aileyi suçladılar. Aile gittiğine pişman oldu. Haftalarca gidip durdular ama hiçbir şey değişmedi.”
POLİS ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YÜRÜTMEDİ
Vakaların biri hariç hepsinde, polis ve güvenlik yetkilileri, kayıpların akıbeti ve nerede tutulduğu hakkında etkili bir soruşturma yürütmekte başarısız oldu. Bir çocuğun akrabaları da dahil kendilerinden fidye istenen akrabalar, Uluslararası Af Örgütü’ne, genel güvenliğe fidye talebiyle ilgili tüm aramaları, telefon numaralarını bildirdiklerini söylediler. Paranın gönderileceği kişilerin isimlerini bile verdiler ancak kolluk görevlileri hiçbir müdahalede bulunmadı.
Kadınların ve kız çocukların serbest bırakıldıkları vakalarda, aile üyeleri genellikle yaşadıklarını anlatmaktan vazgeçti. Bunun büyük oranda gözaltına alınmayan failler veya ailelere susmalarını söyleyen ve hayatta kalanlardan kaçırıldıklarını inkâr etmelerini isteyen yetkililer tarafından misillemeye uğrama korkusu nedeniyle olduğunu açıkladılar. Görüşülen birçok kişi, özellikle Alevi toplumundan kadınların ve kız çocukların, aynı zamanda etkilenen vilayetlerde yaşayan diğerlerinin de artık okula, üniversiteye veya işe gitmek üzere evden çıkarken korktuğunu veya aşırı dikkatli davrandığını belirtti.
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ'NDEN SURİYE YETKİLİLERİNE ACİL ÇAĞRI
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, duruma ilişkin yaptığı açıklamada, Suriye yetkililerine acil çağrıda bulundu:
“Suriye’de yetkililer defalarca tüm Suriyeliler için bir Suriye inşa etme sözü verdi ancak kadınların ve kız çocukların kaçırılmasını ve alıkonulmasını durdurmakta, fiziksel şiddeti, zorla evlendirmeleri ve olası insan ticaretini önlemekte ve sorumluları yargılamakta yetersiz kalıyorlar. Geçmişteki katliamlar nedeniyle halihazırda ızdırap çeken Alevi toplumu, bu kaçırma dalgası nedeniyle derinden sarsıldı. Kadınlar ve kız çocuklar evlerinden çıkmaya veya yalnız başlarına yürümeye korkuyor.”
'SURİYE’DEKİ TÜM KADINLAR ŞİDDET, AYRIMCILIK VE ZULÜM KORKUSUNDAN UZAK YAŞAMAYI HAK EDİYOR'
Callamard, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Suriye yetkililerini, kayıp kadınların ve kız çocukların yerlerini tespit etmek, failleri adalet önüne çıkarmak ve etkilenen ailelere zamanında, toplumsal cinsiyete duyarlı ve inandırıcı bilgi ve destek sağlamak üzere hızlı ve şeffaf şekilde harekete geçmeye çağırıyoruz. Yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti engellemek ve cezalandırmak konusunda yasal ve ahlaki yükümlülüğü var. Suriye’deki tüm kadınlar şiddet, ayrımcılık ve zulüm korkusundan uzak yaşamayı hak ediyor. Soruşturmalar hızlı ve kapsamlı olmalı, gerekli kaynaklara eksiksiz olarak erişebilen bağımsız müfettişlerce yönlendirilmeli. Hesap verebilirlik tesis edilmeli ve onarım sağlanmalı. Bunun yapılmaması bir insan hakları ihlalidir.”
Uluslararası Af Örgütü, iki aktivist, iki gazeteci ve bağımsız bir insan hakları örgütü olan Suriye Feminist Lobisi’nden 28 ek kaçırma ve alıkoyma olayıyla ilgili bildirimler aldığını da aktardı; bu vakalardan 14 kadın ve kız çocuğun serbest bırakıldığı, geri kalanların akıbetinin ise bilinmediği belirtildi.
KAÇIRMA İHBARLARI DEVAM EDİYOR
27 Haziran’da Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Araştırma Komisyonu da, en az altı Alevi kadının "kimliği belirsiz kişilerce" kaçırıldığını belgelediğini ve "başka kaçırma olaylarının da yaşandığı yönünde inandırıcı ihbarlar alındığını" açıklamıştı. Komisyon, yetkililerin "bu vakaların bazıları hakkında" soruşturma başlattığını da ifade etti.
Mayıs ayında Uluslararası Af Örgütü, Şam’da İçişleri Bakanı ile yaptığı bir toplantıda Alevi kadın ve kız çocukların kaçırılmaları ve alıkonulmaları konusunu gündeme getirdi. Bakan, soruşturma emri verdiğini söyledi. 13 Temmuz’da ise Uluslararası Af Örgütü, İçişleri Bakanı’na mektup yazarak ön bulgularını paylaştı ve yetkililerin kadınların ve kız çocukların korunması için aldıkları tedbirler, soruşturmaların durumu ve şimdiye dek faillerden hesap sormak üzere atılan adımlarla ilgili bilgi talep etti. Ancak açıklamanın yayımlandığı tarihe kadar herhangi bir yanıt alınamadığı belirtildi.
