SEDDK, araçlarda ağır ve tam hasar kriterlerini yeniden tanımladı; yüzde 60 hasar oranı ve kritik parça zararları yeni eşik oldu.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), araçların ağır hasar ve tam hasar statülerine ilişkin kriterlerde önemli bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeyle, ağır ve tam hasarlı araçlara ilişkin değerlendirme kriterleri netleştirilirken, sürecin sigorta eksperleri tarafından yürütülmesi zorunlu hale getirildi. Uygulamanın amacı hem şeffaflığı artırmak hem de alım-satım süreçlerinde tüketici mağduriyetlerinin önüne geçmek.
HASAR SINIRLARI NETLEŞTİRİLDİ
SEDDK’nın yeni düzenlemesine göre, bir aracın tam hasarlı kabul edilebilmesi için hasar tutarının aracın güncel rayiç değerini tamamen aşması ve aracın onarılamayacak durumda olması gerekecek. Bu koşullar sağlandığında araç “tam hasarlı” olarak kayıtlara geçecek.
Öte yandan, aracın hasar tutarı rayiç değerinin yüzde 60’ını aştığında veya belirli kritik parçaların zarar gördüğü durumlarda ise araç “ağır hasarlı” statüsünde değerlendirilecek.
Bu kriterle birlikte daha önce uygulanan ve ekspertiz servisleri tarafından belirlenen yüzde 70 hasar oranı eşiği aşağı çekilmiş oldu. Yeni oran, hem sektördeki uygulama birliğini güçlendirecek hem de araç sahiplerinin daha sağlıklı bilgiye ulaşmasını sağlayacak.
AĞIR HASARLI ARAÇLAR TRAFİĞE ÇIKAMAYACAK
Ağır hasar ya da tam hasar tespiti yapılan araçlar, tıpkı önceki uygulamalarda olduğu gibi, trafiğe çıkarılamayacak. Bu araçların tekrar trafiğe katılabilmesi için “trafikten çekilmiştir” ibaresinin yer aldığı resmi belge gerekecek. Aynı belge, bu tür araçların alım-satım işlemlerinde de zorunlu olacak.
Bu düzenleme ile ikinci el araç piyasasında zaman zaman karşılaşılan bilgi eksiklikleri ve hileli satışların da önüne geçilmesi hedefleniyor.
TESPİTİ SADECE RUHSATLI SİGORTA EKSPERİ YAPABİLECEK
Yeni düzenleme kapsamında, araçta ağır veya tam hasar olup olmadığının tespiti yalnızca ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından yapılabilecek. Bu zorunluluk, ekspertiz süreçlerinin yetkin kişilerce yürütülmesini sağlayacak ve sigorta şirketleriyle sigortalı arasında oluşabilecek uyuşmazlıkların azaltılmasına katkıda bulunacak.
Ayrıca, bu süreçte yapılan tüm işlemlerin takibi Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) tarafından yürütülecek. Böylece işlemler dijital ortamda izlenebilir hale getirilerek daha güvenli bir altyapı sağlanacak.