Ekonomistlerden GSYH değerlendirmesi: Yüzde 50 faizle yüzde 1,6 büyümek inanılmaz

Ekonomistlerden GSYH değerlendirmesi: Yüzde 50 faizle yüzde 1,6 büyümek inanılmaz

TÜİK’e göre Türkiye ekonomisi 2024’te %3,3 büyüdü. İnşaat öne çıkarken, imalat ve ulaştırma küçüldü. Ekonomist İris Cibre, “Sıkılaşan ekonomi değilmiş gerçekten” dedi; “Yüzde 50 faizle yüzde 1,6 büyümek inanılmaz” yorumuyla dikkat çekti. Sanayi verilerinin diğer göstergelerle çeliştiğini belirten Cibre, “çıktı fazlası var” ifadesini kullandı. Tunç Şatıroğlu ise “faiz indirimi için geçerli bir tane ekonomik sebep kalmamış” tepkisini verdi.

TÜİK’in açıkladığı 2024 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre, Türkiye ekonomisi zincirlenmiş hacim endeksiyle yüzde 3,3 oranında büyüdü. Cari fiyatlarla GSYH 44,6 trilyon liraya ulaşırken, kişi başı gelir 15 bin 325 dolar oldu. Ancak bu büyümenin yapısı, kaynakları ve tutarlılığı ekonomistler arasında dikkat çeken tartışmalara yol açtı.

SIKILAŞAN EKONOMİ Mİ, GÜÇLÜ İÇ TALEP Mİ?

Özellikle çeyrek bazda açıklanan yüzde 1,6’lık büyüme oranı, yılın en yüksek temposunu temsil ederken; finansal sıkılaşmanın etkisinde bir ekonomi için şaşırtıcı bulundu. Ekonomist İris Cibre, bu verileri değerlendirirken “sıkılaşan ekonomi değilmiş gerçekten” ifadesini kullandı. Cibre, sanayi, inşaat ve bilgi-iletişim sektörlerinde kaydedilen yüksek büyümenin altını çizerken, devletin tüketim harcamalarının ise düşüş kaydeden tek kalem olduğunu belirtti. Ona göre bu tablo, Merkez Bankası’nın uzun süredir kullandığı çıktı açığı grafiğini artık “anlamsız” hale getirdi.

VERİLERLE SAHA GERÇEKLERİ ARASINDAKİ ÇELİŞKİ

Cibre ayrıca, büyümenin bileşenleriyle sahadaki diğer göstergeler arasındaki çelişkiye de dikkat çekti. “Sanayinin 6,1% büyümesi, özellikle iflaslar, kapasite kullanım oranı ve II. çeyrek PMI verileriyle tam ters yönde” diyerek verilerin ardında başka bir dönüşüm yaşanıyor olabileceğini öne sürdü. Üretim yapısının kabuk değiştirdiğini, ülkeye cari fiyat katkısı yüksek sektörlerin öne çıkmaya başladığını ifade eden Cibre, “sanayicinin büyük kısmı sadece ağlıyor ama aslında iş yapıyor olabilir mi?” sorusunu gündeme getirdi.

YÜKSEK FAİZ ORTAMINDA HARCAMA DİRENCİ

Büyüme verileri içinde en dikkat çeken kalemlerden biri de hane halkı harcamaları oldu. GSYH içindeki payı yüzde 54’e yükselen bu kalem, tüketimin ekonomi üzerindeki belirleyici etkisini bir kez daha ortaya koydu. Cibre, hane halkı harcamalarının hâlâ “tam gaz” devam ettiğini belirtirken, sıkılaşmanın boyutunun birçok kesimi zorlarken bazı harcama gruplarında rahatlamaya yol açtığını vurguladı. “50 faizle 1,6 büyümek inanılmaz” diyen Cibre, bu tablonun aynı zamanda gelir adaletinin bozulduğuna işaret ettiğini ve “harcamaları rahatlatıyor derken haklı çıktığımı belirtmem gerek” ifadelerini kullandı.

BÜYÜME GÜÇLÜ AMA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SORGULANIYOR

Benzer bir eleştiri, Prof. Dr. Hakan Kara’dan geldi. Kara, ikinci çeyrek verilerine dikkat çekerek, “Ender görülen iç ve dış şokların etkilerinin yaşandığı yılın ikinci çeyreğinde ekonomi %4,8 büyüdü. Para politikası çok mu sık dediniz?” ifadesini kullandı. Aynı gün yaptığı bir başka paylaşımda ise, “İkinci çeyrekte yıllık büyüme %4,8 geldi. Enflasyon raporu açıklanır açıklanmaz uyarmıştım” diyerek Merkez Bankası’nın dezenflasyon vurgusunu yeterli bulmadığını hatırlattı.

Hakan Kara, daha sonra yayımladığı kapsamlı değerlendirmede ise büyüme oranının yüksek çıkmasının, para politikası açısından ikilemli bir tabloya işaret ettiğini belirtti. “Büyüme yüksek çıktığı için sevinelim mi üzülelim mi?” sorusunu yönelten Kara, “şahsen sürdürülebilirliği önemseyen biri olarak kaygılandım” dedi. Enflasyonla mücadele programının temel açmazının tekrar kendini gösterdiğini vurguladı: “Büyümeden feragat etmeden enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz.”

Bu çerçevede yüksek faiz, sermaye girişleri ve TL’nin reel değerlenmesinin kısa vadede olumlu görünebileceğini belirten Kara, bu süreçte kamu maliyesi, kurumsal yapı ve yapısal iyileştirmelerin ihmal edildiğini ifade etti. “Bu da faizlerin uzun süre yukarıda, asıl kalması istenen TL’nin de uzun süre baskılanmasını zorunlu kılıyor” dedi.

Büyümenin bileşimine ilişkin de eleştiriler getiren Kara, “Böyle bir politika bileşimi ile büyümenin kompozisyonu arzu edilen yönde gitmiyor, yağ yakmıyoruz, kas yakıyoruz” yorumunda bulundu. İç talep ve ithalat ağırlıklı bir büyüme kompozisyonunun sürdürülebilir olmadığını belirterek, “ihracat ve üretimi vururken ithalat, perakende ve hizmeti destekleyen bu strateji pek sürdürülebilir görünmüyor” değerlendirmesini yaptı.

Kara’nın çözüm önerisi ise büyüme-temelli bir para politikasına değil, yapısal ve mali çerçevede eşlik eden adımlara dayanıyor. “Verimsiz kamu harcamalarının kısılması, adil ve kapsayıcı vergi reformu, güven artırıcı hukuki ve kurumsal düzenlemeler, hizmetlerde rekabeti artıran önlemler, konut ve arza yönelik tedbirler ve böylelikle daha fazla faiz indirimi için alan açılması” çağrısıyla, mevcut büyüme tablosunun tek başına iyimser yorumlanamayacağını vurguladı.


GELİR DAĞILIMI VE SEKTÖR KOMPOZİSYONU HÂLÂ TARTIŞMALI

Prof. Dr. Öner Günçavdı ise yaptığı değerlendirmede, “TÜİK benim beklemediğim yerden golünü attı” diyerek 2023 yılına ait arz kullanım ve endüstriler arası girdi çıktı tablolarının yayımlanmasını “bugünün en büyük sürprizi” olarak değerlendirdi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN