Bolu'da yaşayan Yunus Emre Kalaycı, Karabük Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra, memuriyet hayali yerine girişimcilik yolunu seçerek kendi işinin başına geçti. Babasının desteğiyle 15 dönümlük arazide orman meyveleri üretimine başlayan 26 yaşındaki Kalaycı, kısa sürede büyük bir başarı hikayesi yazdı. Geleneksel tarım ürünleri yerine katma değeri yüksek orman meyvelerine yönelen Kalaycı, çilek, ahududu, böğürtlen, frenk üzümü ve yaban mersini yetiştirerek ürünlerini İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyükşehirlere günlük olarak sevk ediyor.

BABASINDAN TAM DESTEK
Kalaycı, babasının yaklaşık 30 yıldır tarımla uğraştığını ve bu serüvende kendisine en büyük desteği verenin babası olduğunu vurguladı. Bolu'nun klasik tarım ürünleri olan patates, buğday ve mısır yerine farklı bir alana yönelme kararını ise şöyle anlattı: "Babama, katma değeri yüksek olan orman meyveleri üretimini teklif ettim. Sağ olsun, babamın da desteğiyle bu alanda üretime başladık. Şu anda yaklaşık 15 dönümlük bir arazide frambuaz, böğürtlen, çilek, frenk üzümü ve yaban mersini gibi çeşitli ürünler yetiştiriyoruz."

İLK SENEDE BEKLENTİLERİ AŞAN VERİM
Girişimciliğe ilk başladıklarında aldıkları verimin beklentilerin çok üzerinde olduğunu belirten Kalaycı, üretim süreçlerini detaylandırdı. Üretim sezonlarının temmuzda frenk üzümüyle başlayıp eylül sonuna kadar devam ettiğini söyleyen Kalaycı, bu yılki hedeflerinin büyük olduğunu ifade etti. Kalaycı, "İlk üretim sezonumuza yaklaşık 6 dönümlük bir arazide başlamıştık. O dönemde ziraat mühendisleri, ortalama 250 kilo ürün alabileceğimizi söylemişti. Ancak biz ürünlerimize çok iyi baktığımız için, ilk senemizde yaklaşık 2,5 ton net ve kaliteli ürün elde ettik. Bu yıl üretimde 3. senemiz ve inşallah toplam üretim miktarımızı 15 ton olarak planlıyoruz" dedi. Ürünlerinin hassas olması nedeniyle genellikle İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Karabük gibi yakın illere günlük sevkiyat yaptıklarını da ekledi.

"İŞ YOK DEĞİL, EMEK VERMEK GEREKİYOR"
Türkiye'deki genç işsizliği konusuna da değinen genç girişimci, kendi başarı hikayesinin gençlere ilham olmasını umduğunu söyledi. Kalaycı, "Türkiye’de şu an genç işsizlik oranları oldukça yüksek seviyelerde ve gençler genellikle mevcut işleri beğenmediklerini söylüyorlar. Ancak bir işe emek verildiğinde, bir girişim kurulduğunda gençler gerçekten istedikleri kazançları elde edebilirler. Ben buradan gençlere tarım girişimciliğini öneriyorum. Evet, bu iş çok zor ve zahmetli, ama emek verildiğinde karşılığı alınıyor" diyerek gençlere girişimciliğin kapılarını aralamalarını tavsiye etti.

"İSTEDİĞİN KADAR YE, ALDIĞIN KADAR ÖDE"
Kalaycı, sadece üretimle kalmayıp, bahçesini ziyaretçilere açarak farklı bir konsept de geliştirdi. Sadece pazar günleri, 12.00 ile 18.00 saatleri arasında rezervasyonla misafir ağırladıklarını belirten Kalaycı, "Misafirlerimiz buraya geldiklerinde, bahçeden kendi elleriyle ürünleri tek tek toplayabiliyor ve istedikleri kadar yiyebiliyorlar. Çıkışta topladıkları ürünleri tartıyoruz ve buna göre ödemelerini alıyoruz" dedi. Ankara'dan gelen Uğur Aydın ise eşinin tavsiyesi üzerine geldikleri bahçeyi çok beğendiklerini ve ürünlerin lezzetine hayran kaldıklarını belirtti. Aydın, Kalaycı'nın girişimciliğini överek, "Kaymakam olmak istediğini söyledi. Ben de, 'Bence daha güzel olmuş, kendi işinin kaymakamı olmuşsun' dedim" sözleriyle genç girişimciye övgüde bulundu.
