Siyasi fırtınanın faturası 47 milyar dolar

Siyasi fırtınanın faturası 47 milyar dolar

Hükümetin yolsuzluk, muhalefetin ise siyasi olduğunu iddia ettiği Ekrem İmamoğlu tutuklaması Türkiye’ye 47.2 milyar dolara mal oldu. Bunun 26.5 milyar doları Merkez Bankası’nın doları tutmak için rezerv yakmasından, 20.7 milyar doları ise kur artışının dış borca yansımasından kaynaklandı. Artan faiz oranları kredi maliyetlerini de yukarıya çekti. Enflasyon baskısıyla artacak temel tüketim mallarına gelecek zamların vatandaşa verdiği zarar ise henüz hesaplanamıyor.

MİNE AÇAR

TCMB’nin net yabancı pozisyonu üç gün gibi kısa bir sürede 59 milyar dolardan 32,4 milyar dolar seviyesine gerilerken rezervlerde yaşanan erimenin faturası her ne kadar ağır olsa da, USDTRY kuru 38,00 seviyelerinde dengelendi.

Ekrem İmamoğlu tutuklaması ile başlayan krizde Türkiye’nin milyarlarca doları heba oldu. Nedenlerinin hükümet tarafından yolsuzluk, muhalefet tarafından da siyasi olduğu tartışmaları arasında gerçekleşen operasyon sonrası 47,2 milyar dolar zarar oluştu. Gerilim nedeniyle ülkedeki yabancı sıcak para kaçma telaşına düşünce dolara talep arttı. Gelen bu talep bir anda dolar kurunu 41 liranın üzerine, Euro kurunu 45 lira seviyelerine çekti. Bunun üzerine Merkez Bankası, dövizi dengede tutmak için ilk gün 11 milyar 215 milyon dolar, ikinci gün 2 milyar 974 milyon dolar ve üçüncü gün ise 12 milyar 387 milyon dolarlık satış yaptı. Böylece döviz pozisyonu 3 günde 58 milyar 944 milyon dolardan 32 milyar 368 milyon dolara geriledi. Aynı süre içerisinde Türkiye’nin, dış borç tutarı da dolar 36,5 lira seviyesinden 38 liraya çıkınca 1,5 liralık kur artışı farkıyla TL bazında 787 milyar 500 milyon lira kur farkı artışı meydana geldi. Bu da 20.7 milyar dolar olarak hesaplandı.

MALİYETLER VATANDAŞA YANSIDI

Vatandaşı düşünmekten uzak bu yaklaşımlar ve bankaları hedef alan söylemlerle ülke ekonomisine ciddi zarar verebilecek bu süreçte faizler de hızla yukarıya tırmandı. Gecelik borç verme ve mevduat faizlerinde yaşanan yükselişler kredi kullanarak ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan vatandaşın cebine doğrudan yansıdı. Bir hafta önce konut kredisi faizi aylık yüzde 2,8 iken şimdi oran yüzde 3,7’e çıktı. Bu da 1 milyon liralık konut kredisinde 60 ay vadede aylık taksitlerin 34 bin 598 liradan 41 bin 716 liraya çıkması yani her bir milyon liralık kredide her ay cepten 7 bin 118 lira fazla para çıkması demek. En düşük emekli maaşının 14 bin 500 lira olduğunu varsaydığımızda 7 bin liralık ek ödeme ciddi bir rakam olarak görünüyor. Vatandaşın hemen hissettiği bir diğer harcama kalemi ise benzin ve motorin fiyatlarına gelen zam. Her ne kadar bu iki kaleme gelen zamlarda Trump etkisi olsa da kurlardaki artışın yansıması da yadsınamaz. 45 litre deposu olan bir araç daha bir hafta önce bin 966 liraya doluyorken şu anda aynı depoyu doldurmak için cepten çıkan para 2 bin 34 lira.

DOLAYLI KAYIPLAR HENÜZ BELLİ DEĞİL

Son atakların ekonomiye dolaylı yansımaları da olacak. En büyük etki hiç şüphesiz ki gıda fiyatlarında gözlenecek. Henüz çarşıda-pazarda ciddi bir fiyat sıçraması yok. Ama Ramazan ayının bitimiyle birlikte uzmanlar gıda fiyatlarında yukarı yönlü hareketleri görmenin şaşırtıcı olmayacağını dile getiriyor. Yine şirketlerin döviz ihtiyaçlarını karşılaması için yeniden uygulamaya geçirilen Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerinin Merkez Bankası’nın kasasına ne kadar yük getireceğini bilmiyoruz. Ancak benzer bir uygulama olarak hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat için ödenen para 1 trilyon lirayı aştı. Uzmanlar kurdaki her yükseliş farkını Merkez Bankası ödeyeceği için bütçeye zarar olduğunu ve bunun da faturasının yine vatandaşa kesileceğini dile getirdi. Ülkede bir çok kişi ve kurumun inşaat furyasından, sermaye piyasasından, nüfuz iltimasından veya ahlaki erozyondan paralar kazandığına da dikkat çeken uzmanlar, “Halkın gözünü dört açıp yaşanan gerçeklerin farkına varması, yani kim yoksullaştı kim varlığını artırdı bunu görmesi gerekiyor” uyarısında bulundu.

BÜYÜKLER YÜKSEK KURDAN DÖVİZ SATTI

Ekonomistlerin küçük yatırımcıyı uyardığı bu dönemde gerçek kişilerin döviz mevduatlarındaki hesaplar da dikkat çekti. 18 Mart-20 Mart tarihleri arasında elinde yüksek miktarlarda parası olan gerçek bireysel yatırımcılar yüksek kurlardan paralarını TL’ye çevirebilmiş. Doların 42 liraya, euronun 45 liraya dayandığı süreçte satılan döviz miktarı tam 6 milyar 741 milyon dolar. Sonrasında ise yüksekten sattıkları dövizin 1 milyar 400 milyon liralık kısmını geri almışlar. Aynı süre içerisinde döviz ihtiyacı duyan şirketlerin ise döviz mevduatında satış değil alım yönünde bir seyir dikkat çekiyor. Şirket mevduatları 18-21 Mart tarihleri arasında 3 milyar 781 milyon dolarlık artış gösteriyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN