Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden Mersin, 4 binden fazla arıcısıyla ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Her yıl şubat ayında deniz seviyesinde başlayan arıların bal üretimi serüveni, ağustos ayının sonunda Torosların zirvesindeki yaylalarda noktalanıyor. Bu yıl da 2 bin metrenin üzerinde yer alan Eğriçayır Yaylası'nda, Dünya Arıcılık Örgütü tarafından "dünyanın en iyi balı" seçilen Eğriçayır balının hasadı yapıldı. Kuraklık endişesine rağmen kovanların beklenenin üzerinde bal ile dolması, üreticilerin yüzünü güldürdü.

ŞİFA KAYNAĞI OLARAK BİLİNİYOR
Hasat yapan arıcılardan Celay Çay, Eğriçayır balının en önemli özelliğinin yüksek Toplam Aktivite (TA) değeri olduğunu belirtti. Bu değer sayesinde balın şifa amaçlı tüketildiğini ve talebin oldukça yüksek olduğunu ifade eden Çay, kurak geçen sezonun endişe yarattığını ancak Eğriçayır Yaylası'na özgü nektar sağlayan bitkiler sayesinde verimin beklentiyi aştığını söyledi. Çay, arıların kışın deniz seviyesinde konakladığını ve bahar aylarında adım adım Torosların zirvesine doğru taşındığını, bu zorlu yolculuğun Eğriçayır Yaylası'nda sona erdiğini anlattı.

MEŞAKKATLİ BİR HASAT SÜRECİ
Arıcı Hayrettin Gürbüz ise 2025 yılının verimli bir sezon olduğunu ve kaliteli bal elde ettiklerini vurguladı. Bal hasat sürecini anlatan Gürbüz, kovanlardan alınan peteklerin sırlarının özel tezgâhlarda söküldüğünü ve ardından sağım makinesiyle balın süzüldüğünü söyledi. Süzülen balların el değmeden kutulara alındığını belirten Gürbüz, bu titiz işlemin tüketiciye en saf haliyle ulaşmayı sağladığını belirtti. Eşiyle birlikte arıcılık yapan Gökçe Çay da, bu yılın son hasadını gerçekleştirdiklerini ve balın en doğal haliyle tüketiciye ulaştırılmasında sağım işleminin önemini kaydetti.

