Kütahya'nın Simav ilçesi, Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre saat 12:59'da 5,5 büyüklüğündeki depremle sallandı. İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyükşehirlerde dahi hissedilen sarsıntının ardından, "Deprem Kahini" olarak anılan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un günler önce yaptığı ve adeta nokta atışı olan uyarısı yeniden gündeme oturdu.
Türkiye, bugün öğle saatlerinde merkez üssü Kütahya'nın Simav ilçesi olan bir depremle sarsıldı. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü 5,5 olarak açıklarken, sarsıntı Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde geniş bir alanda paniğe neden oldu. Depremin şoku atlatılmaya çalışılırken, gözler bir kez daha ünlü Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'a çevrildi. Üşümezsoy'un sadece birkaç gün önce yaptığı açıklama, bugünkü depremi adeta haber vermişti.

GÜNLER ÖNCE YAPILAN O KRİTİK UYARI
Kamuoyunda öngörüleriyle "Deprem Kahini" olarak tanınan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, katıldığı bir programda "olmakta olan bir deprem" diyerek bölge için kritik bir uyarıda bulunmuştu. Sunucunun "Hangi şehirleri etkiler hocam?" sorusuna Üşümezsoy, şu yanıtı vermişti:
"Yukarıdaki Manisa'nın kuzeyi burası, Simav, hemen onun kuzeyindeki Uşak'a doğru gidiyor, Sındırgı, kuzeyde Emet var. Oralarda etkilenebilir... Simav'da da olmuştu 5'lik bir depremler. Mesela orası aktif gözüken bir bölge."
Üşümezsoy'un doğrudan Simav adını vererek "aktif bölge" uyarısı yapması, bugünkü 5,5'lik depremin ardından sosyal medyada en çok paylaşılan konulardan biri haline geldi.

İSTANBUL VE ANKARA'DA BİLE HİSSEDİLDİ
Kandilli Rasathanesi'nin açıklamasına göre saat 12:59'da, yerin 5 kilometre derinliğinde meydana gelen 5,5 büyüklüğündeki deprem, Kütahya ve çevresinde şiddetli bir şekilde hissedildi. Sarsıntının etkisi o kadar geniş bir alana yayıldı ki, başta İstanbul, Ankara, Bursa, Çanakkale ve Balıkesir olmak üzere birçok ilde vatandaşlar kısa süreli panik yaşadı. Yetkililer, bölgede hasar tespit çalışmalarına başlarken, şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un bu isabetli uyarısı, deprem gerçeği ve bilimsel öngörülerin önemi üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi.
