Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) ve ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) ile koordineli yürütülen süreç kapsamında, Airbus “Alert Operators Transmission” (AOT) dokümanını yayımlayarak operatörlerden uçağın bir sonraki seferine izin verilmeyecek şekilde anında müdahale istedi. Uyarı, A318, A319, A320 ve A321 dahil toplamda 11 binden fazla uçağı ilgilendiriyor.
YOĞUN GÜNEŞ IŞINIMI KRİTİK VERİLERİ BOZABİLİYOR
Airbus’ın tespitine göre bir A320 ailesi uçağında yaşanan son olay, yüksek irtifalarda veya ekvatora yakın bölgelerde artan güneş ışınımının uçuş kontrol sistemlerinde veri bozulmasına neden olabileceğini ortaya koydu. Bu durum, kokpitte pilotların aldığı komutlarda ciddi hata riski oluşturuyor.
Üretici firma, riskin giderilmesi için operatörlere iki seçenek sundu:
- Uçuş kontrol bilgisayarlarının yazılımının eski, güvenilir versiyona döndürülmesi
- Donanım koruma kiti eklenmesi
Airbus, işlemlerin uçağın bir sonraki uçuşundan önce tamamlanmasını zorunlu tuttu.
THY: “FİLOMUZDAKİ 8 A320 İÇİN TALİMATLARA UYGUN İŞLEMLER YAPILIYOR”
Gelişmenin ardından Türk Hava Yolları da resmi sosyal medya hesabından açıklama yaparak filodaki A320’lerin kontrol sürecine alındığını duyurdu.
THY açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Filomuzda bulunan 8 adet A320 tipi uçağımız Airbus’ın yayımladığı AOT doğrultusunda değerlendirilmiş olup, gerekli işlemler tamamlandıktan sonra emniyetli şekilde tekrar servise verilecektir. Tüm operasyonlarımız kesintisiz ve güvenli biçimde sürmektedir. EASA başta olmak üzere ilgili tüm havacılık otoritelerinin talimatlarını yakından takip ediyor, yazılım güncellemeleri için Airbus ile eşgüdümlü çalışıyoruz. Yolcu güvenliği şirketimizin her zaman birinci önceliğidir.”
DÜNYADA OPERASYONEL AKSAMALAR BAŞLADI
AOT’nin yayınlanmasının ardından birçok havayolu acil teknik müdahaleler için uçaklarını seferden çekmek zorunda kalırken, özellikle ABD’de Şükran Günü tatili öncesi bazı uçuşlarda gecikmeler yaşandı. Airbus ise güvenlik odaklı önlemlerin yol açtığı aksamalardan ötürü yolculardan ve operatörlerden özür diledi.
GÜNEŞ IŞINIMI NEDİR?
Güneş ışınımı, Güneş'ten yayılan ve uzayda dalgalar halinde hareket eden elektromanyetik enerjidir. Bu enerji, gezegenimizdeki yaşamın birincil kaynağıdır ve atmosfer olaylarından iklime kadar birçok süreci etkiler.
Güneş ışınımı, farklı dalga boylarına ve enerji seviyelerine sahip çeşitli ışın türlerini içerir:
-Görünür Işık: Gözümüzle algılayabildiğimiz ışıktır ve güneş ışınımının önemli bir kısmını oluşturur.
-Morötesi (UV) Işınlar: Görünür ışıktan daha kısa dalga boyuna ve daha yüksek enerjiye sahiptir. Cilt yanıklarına ve DNA hasarına neden olabilirler.
-Kızılötesi (IR) Işınlar: Görünür ışıktan daha uzun dalga boyuna sahiptir ve genellikle ısı olarak algılanır.
GÜNEŞ IŞINIMININ UÇAKLARA ETKİLERİ
Güneş ışınımı, özellikle yüksek irtifalarda uçan uçaklar üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Bu etkiler, tasarım aşamasından operasyonel süreçlere kadar dikkate alınması gereken önemli faktörlerdir.
İşte güneş ışınımının uçaklar üzerindeki başlıca etkileri:
Isınma: Güneş ışınımı, uçağın dış yüzeyini ve iç kabinini önemli ölçüde ısıtabilir. Özellikle yerdeyken veya düşük hızlarda uçarken bu etki daha belirgindir. Uçak tasarımında, bu ısınmayı kontrol altına almak için özel boyalar, yalıtım malzemeleri ve iklimlendirme sistemleri kullanılır.
Malzeme Bozunması: Yüksek enerjili UV ışınları, zamanla uçağın boyasına, plastik bileşenlerine, contalarına ve hatta bazı kompozit malzemelerine zarar verebilir. Bu durum, renk solması, çatlama ve mukavemet kaybı gibi sorunlara yol açabilir. Uçak üreticileri, bu etkilere dayanıklı malzemeler ve koruyucu kaplamalar kullanarak bu sorunu en aza indirmeye çalışırlar.
Elektronik Sistemler (Aviyonik): Güneş'teki ani patlamalar ve jeomanyetik fırtınalar, yoğun miktarda yüklü parçacık ve radyasyon yayabilir. Bu durum, uçağın hassas elektronik sistemlerinde (aviyonik), iletişim ekipmanlarında ve navigasyon cihazlarında geçici arızalara veya kalıcı hasarlara neden olabilir. Modern uçaklar, bu tür etkilere karşı korumalı (ekranlanmış) sistemlerle donatılmıştır.
Pilot ve Yolcu Sağlığı: Atmosfer, güneşten gelen zararlı UV ışınlarının büyük bir kısmını süzer. Ancak uçaklar yüksek irtifalarda (örneğin 30.000 feet ve üzeri) uçtuklarında, atmosferin koruyucu tabakası incelir ve UV maruziyeti artar. Bu durum, özellikle kokpit ekibi ve sık uçan yolcular için uzun vadede cilt kanseri ve göz problemleri riskini artırabilir. Kokpit camları genellikle UV ışınlarını büyük ölçüde engelleyecek şekilde tasarlanır.
