Akşener: Bu devlet krizini Türkiye daha fazla taşıyamaz

İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin Kalkınma Kongresi'nde konuştu. Kongrenin iki oturumunda neler konuşulacağından bahseden Akşener, ülkenin kötü yönetildiğinden bahsederek "Türkiye bu istikrarsızlığı daha fazla taşıyamaz. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tetiklediği ve tarihe, 'Erdoğan Krizi' olarak geçecek olan bu devlet krizini, Türkiye daha fazla taşıyamaz" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Kalkınma Kongresi'nde konuştu. İYİ Parti lideri, kongrenin iki oturumu olacağını belirterek partisinin ekonomi politikalarıyla ilgili çalışmalarından bahsedeceklerini duyurdu. Ülkenin kötü yönetildiğinden ve yanlış politikalar uygulandığından bahseden Akşener, "Türkiye bu istikrarsızlığı daha fazla taşıyamaz. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tetiklediği ve tarihe, 'Erdoğan Krizi' olarak geçecek olan bu devlet krizini, Türkiye daha fazla taşıyamaz" dedi.

Akşener'in konuşması şu şekilde:

"Saygıdeğer misafirlerimiz, kıymetli basın mensupları, bizi ekranlarının başında izleyen değerli vatandaşlarım; sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İYİ Kalkınma Kongre’mize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Değerli misafirlerimiz; bugün ülkemizde maalesef; milletimizin sesini duymazdan gelen, memleketimizin gerçeklerini görmezden gelen, Cumhuriyetimizin kazanımlarını da toptan reddeden, bir garip yönetim anlayışıyla, karşı karşıyayız.

'İSTİKRAR OLACAK DEDİNİZ, 5 YILDA NE OLDU?'

İktidarın bu anlayışı nedeniyle; devlet yönetiminde, ciddiyetsizliğin ve liyakatsizliğin hüküm sürdüğü, milletimizin göz göre göre enflasyona ezdirilip, yoksulluğun her geçen gün daha da derinleştiği, krizlerin normalleştiği, istikrarın da artık mumla arandığı bir Türkiye gerçeğini tüm gerçekliğiyle yaşıyoruz. Oysa ki hatırlayın; Bu arkadaşlar, 2017 yılında, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni milletimize anlatırken, “istikrar olacak” diyorlardı. “Ayağımızdaki prangaları söküp atacağız.” diyorlardı. Memleketin uçacağını, kaçacağını, Türkiye’nin şaha kalkacağını söylüyorlardı. Peki aradan geçen 5 yılda ne oldu? Miting podyumlarında verilen sözlerin aksine, en temel problemlerimizden biri istikrarsızlık oldu. Ekonomiden, kalkınmaya, tarımdan, sanayiye, eğitimden, istihdama, memleketin hayati öneme sahip konularının hiçbirinde, maalesef istikrar sağlanamadı.

'YÖNETEMEMEKTE İSTİKRARLILAR'

Yalnız haklarını yemeyelim. Bu arkadaşların istikrarlı oldukları konular da var… Mesela, liyakatsiz kadroları atamakta son derece istikrarlılar. Mesela, sergiledikleri berbat yönetim performansında acayip istikrarlılar. Mesela, gece yarılarında aldıkları yalan yanlış kararlarda müthiş istikrarlılar. Mesela, kurumlarımızı itibarsızlaştırmakta, olağanüstü istikrarlılar. Mesela, tüm bu iş bilmezliğin faturasını da milletimize kesmekte inanılmaz istikrarlılar.

'TARİHE ERDOĞAN KRİZİ DİYE GEÇECEK'

Ez cümle; eşi dostu yandaşı, ve o 5 müteahhidi ihya ederken, milletimizi yokluğa, yoksulluğa ve umutsuzluğa mahkum etmekte, fevkalade istikrarlılar. Türkiye bu istikrarsızlığı daha fazla taşıyamaz. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tetiklediği ve tarihe, “Erdoğan Krizi” olarak geçecek olan bu devlet krizini, Türkiye daha fazla taşıyamaz. Berbat politikalar, kötü beklenti yönetimi, ve içine hapsedildiğimiz, kur-enflasyon sarmalı içerisinde, maalesef bugün ülkemiz dünyada en yüksek enflasyona sahip, beş ülkeden biri oldu. Sadece son 4 ay içerisinde, Türk Lirası değerinin yarısını kaybetti. Değersizleşen Türk Lirası, dış ticaret açığımızı, son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. Ticaret haddimiz, tarihimizin en düşük seviyesine indi. Artık aynı miktarda mal ithal etmek için, daha fazla ihracat yapmak zorunda kalıyoruz.

'BUGÜN MAALESEF TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ BELİRSİZ'

Bu ekonomik kriz ortamında; Merkez Bankası o kadar itibarsızlaştırıldı ki; politika faiziyle, piyasa faizleri arasındaki bağ, tamamen koptu. Hatta, Hazine ve Maliye Bakanı, yurtdışındaki yatırımcılarla yapacağı toplantılara, Merkez Bankası yetkililerini dahil bile etmedi. Planlama ve risk analizi kavramlarına düşman bu yönetim anlayışı nedeniyle; sanayicilerimiz günlerce, elektriksiz ve doğalgazsız kaldı. Uygulanan akıl dışı politikalarla; özel sektör, istihdam sağlayamaz oldu. Kayıt dışı istihdam artarken, arkadaşların yaptıkları zamla böbürlendiği asgari ücret, daha birinci ayın sonunda, açlık sınırının altında kaldı. Bugün maalesef karşımızda, asgari ücrette eşitlenen bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda, istikrarsız ve geleceği belirsiz bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda; yoksulluğa ve eşitsizliğe hapsedilen bir Türkiye var. Bugün maalesef karşımızda; Isparta’da kara kışta, 4 gün boyunca adeta donmaya terkedilen insanlarımız, ikinci bir kira haline gelen elektrik ve doğalgaz faturalarıyla, adeta haraca bağlanan, iflasın eşiğindeki esnaflarımız, yağmurda çamurda, ekmek kuyruklarına mahkum edilen bir büyük millet var…

'AK PARTİ İKTİDARINDA TÜRKİYE DİKKATE DEĞER ŞEKİLDE BÜYÜMEDİ'

Değerli misafirlerimiz; içerisinde bulunduğumuz bu ekonomik enkazın, tek sebebi, yalnızca son dönemde izlenen politikalar da değil. Bakın; 2003-2020 arasındaki dönemde, yani AK Parti’nin devri iktidarında; küresel likidite bolluğuna ve düşük faiz ortamına rağmen, Türkiye maalesef, dikkate değer bir büyüme hikâyesi yazamadı.

Mesela 1981-2002 arasında ülkemiz, diğer gelişmekte olan ülkelere göre, yılda ortalama yüzde 2,1 daha fazla büyürken, bu fark 2003-2020 arasında, yüzde 1’in altına indi. Yani; 1981-2002 arasındaki dönemde, yani; Sayın Erdoğan ve ekibinin, ateşi, tekerleği ve suyun kaldırma kuvvetini henüz icat etmedikleri, o karanlık dönemde; Türkiye’nin, gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırmalı, büyüme performansı, AK Parti dönemine göre daha yüksekti.

'HEM BORÇLANDIK HEM BÜYÜYEMEDİK'

Bunun yanında; AK Parti iktidarındaki ekonomik büyüme, tasarruf açığı kapatılamadığı için, sermaye girişlerine bağımlı bir hâl aldı. Gelen sıcak paranın, daha verimli yatırımlar yerine, inşaat sektörüne gitmesine seyirci kalındı. Kamu bankalarının bizzat kendileri, finansal istikrar için bir tehdit hâline geldi. Kaynakların, etkin kullanılmaması sonucunda, kredi genişlemesi ile, ekonomik büyüme arasındaki ilişki zayıfladı. Yani; hem borçlandık, hem de büyüyemedik. Yolsuzluk algısı endeksinden de görüleceği üzere, ülkemizin yatırım iklimi kötüleşti. Çoğu şaibeli olan müşteri garantili özelleştirmeler haricinde, doğrudan yabancı yatırımlar, çok düşük seviyelerde gerçekleşti.

'İSTİKRARLI TÜRKİYE VİZYONUMUZU KONUŞACAĞIZ'

Ez cümle; tüm bu olumsuz tablonun temelleri, AK Parti iktidarının daha ilk yıllarından itibaren atıldı. Ve bugün ülkemizde, 2001 krizinden daha vahim bir tablo oluştu. Yani, Sayın Erdoğan, her zaman olduğu gibi, bir kez daha, zamanında en çok kınadığı şeyin, ta kendisi oldu. Değerli katılımcılar, kıymetli dava arkadaşlarım; Ülkemizin üzerindeki tüm karabulutlara rağmen; Türkiye, kaynakları olan, büyük bir ülke. Türkiye, potansiyeli olan, zengin bir ülke. Bizim için Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Vizyonumuzla, projelerimizle ve kadrolarımızla biz buradayız. Ve kimse merak etmesin, biz hazırız. Ülkemizde makroekonomik istikrarı sağlayıp, tüm bu anlattığım problemleri, biz çözeriz! İşte tam da o nedenle, bugün bu gerçeği tüm Türkiye’ye, bir kez daha, açıkça göstermek için buradayız. Biliyorsunuz, İYİ Kalkınma Kongrelerimizin ilkinde; "Eşitlenen Türkiye" vizyonumuzu konuşmuştuk. Yoksulluk, kapsayıcılık ve istihdam alanlarındaki çözümlerimizi, sizlerle paylaşmıştık. Kongre’nin bugünkü etabında ise, “İstikrarlı Türkiye” vizyonumuzu, ve bu vizyon çerçevesindeki çalışmalarımızı paylaşacağız.

'KUR KORUMALI MEVDUAT SİSTEMİNDEN ÇIKACAĞIZ'

Bugün iki ayrı oturumumuz olacak, ilkinde makro ekonomik istikrarı nasıl sağladığımızı anlatacağız. Bu vesileyle Türkiye'de yoksulluğu bitirmek için nasıl adımlar atacağımızdan bahsedeceğiz. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını nasıl sağlayacağımızı anlatacağız. Rezerv kondisyonunu nasıl güçlendireceğimizden bahsedeceğiz. Kur korumalı mevduat sisteminden nasıl çıkacağımızdan bahsedeceğiz.

'PROJEYE DEĞİL RANTA KARŞI OLDUĞUMUZU ANLATACAĞIZ'

İkinci kongremizde ise bozulan çalışanın üzerindeki vergi yükünün artırılmasının, çarpık vergi sisteminin artık siyasi bir tercih haline geldiğini anlatacağız. Sıfır tabanlı bütçe anlayışımızı anlatacağız. Büyük yatırım projeleri için nasıl bütçe geliştireceğimizi anlatacağız. Kamu mali yönetimi vizyonumuz çerçevesinde kamu bazlı bir maliye politikasını nasıl geliştireceğimizi, tarımsal desteği nasıl sağlayacağımızı, projeye değil ranta karşı olduğumuzu anlatacağız.

Unutmayın ki, İYİ Parti'nin önceliğinde adalet var. Vizyonunda güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye var. Hiç merak etmeyin, biz hazırız, biz çözeriz. O sandık eninde sonunda gelecek."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN