Anayasa Mahkemesi (AYM), Basın İlan Kurumu’na tanınan resmi ilan ve reklam kesme yetkisini iptal etti. Karar, kurumun bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kapsamındaki düzenlemelere ilişkin olarak alındı. Yüksek Mahkeme, “İfade ve basın özgürlüğünü sınırlayan düzenlemelerin keyfîliğe izin vermeyecek biçimde belirli, açık ve öngörülebilir olması gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkeme, söz konusu düzenlemenin hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığına ve basın özgürlüğünü keyfî sınırlamalara açık hale getirdiğine hükmetti.
"BELİRSİZ VE KEYFÎ UYGULAMALARA ZEMİN HAZIRLIYOR"
AYM gerekçeli kararında, ifade ve basın özgürlüklerini sınırlayan bir kanuni düzenlemenin yalnızca şeklen var olmasının yeterli olmayacağına, bu düzenlemenin “belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir” nitelikte olması gerektiğine dikkat çekti.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Esasen temel hakları sınırlayan kanunun bu niteliklere sahip olması, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuki belirlilik ilkesi uyarınca, düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması gerekir.”
Mahkeme, söz konusu yetkinin çerçevesinin kanunla açık biçimde çizilmediğini vurguladı:
“Gazete, dergi ve internet sitelerine yaptırım uygulanmasını gerektirecek eylem ve işlemlerin hangi hususlara ilişkin olabileceği, yaptırımın hangi sürelerle ve ne ölçüde uygulanacağı belirlenmemiştir. Kanun’a yapılan genel bir atıfla Kuruma bu yetkinin verilmesi, keyfî uygulamalara açık bir alan yaratmaktadır.”
"KANUNİLİK İLKESİ SAĞLANMAMIŞ"
Yüksek Mahkeme, daha önce benzer bir konuda verdiği “Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ve diğerleri” kararına atıf yaptı.
Söz konusu bireysel başvuru kararında da, 195 sayılı Kanun’un 49. maddesinde öngörülen yaptırımların Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında kanunilik ilkesine aykırı olduğu tespiti yapılmıştı.
AYM, bu kararda şu değerlendirmeye yer verdi:
“Resmî ilan ve reklam kesme cezası gerektiren fiillerin çerçevesi çizilmemiştir. Bu fiillerin neler olduğu, hangi durumlarda hangi cezaların uygulanacağı açık değildir. Bu yönüyle kural, yeterli açıklık ve kesinlikte değildir.”
Mahkeme ayrıca, TBMM’ye yapısal sorunun çözümü için daha önce bildirimde bulunulduğunu hatırlattı.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE ALANI DAR OLMALI”
Kararda, basın özgürlüğüne yönelik sınırlamaların ancak dar bir çerçevede düzenlenebileceği vurgulandı:
“Basının niteliklerini artırma ve ekonomik özgürlüğünü sağlama amacıyla kurulan bir kuruma, müeyyide uygulama yetkisi verilebilir. Ancak basın özgürlüğüne müdahale niteliği taşıyan düzenlemeler, olabildiğince dar bir uygulama alanına sahip olmalı; açık, net ve tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kaleme alınmalıdır.”
NE ANLAMA GELİYOR?
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla birlikte, Basın İlan Kurumu’nun basın kuruluşlarına yönelik ilan ve reklam kesme yaptırımı artık uygulanamayacak. Düzenlemenin yürürlükten kalkmasıyla birlikte, yeni bir yasal çerçeve oluşturulması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin takdirine bırakıldı.
