Babacan'dan 'montaj video' tepkisi: Hani siyasi ahlak, hani siyasi etik?

Babacan'dan 'montaj video' tepkisi: Hani siyasi ahlak, hani siyasi etik?

DEVA Partisi lideri Babacan, katıldığı canlı yayında Erdoğan'ın 'montaj' itirafına ilişkin açıklamalarda bulunarak "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, yalan bir videoyla, binlerce kişinin olduğu meydanda yalan söyler mi? Oturmuş bir demokraside böyle bir şey ortaya çıktığında bu, o cumhurbaşkanının anında istifasını gerektirir. Hani siyasi ahlak, hani siyasi etik?" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Halk TV'de gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı. DEVA lideri Babacan son günlerde seçim gündeminin ana konusu olan 'montaj video' meselesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın miting meydanlarında yayınladığı videolarla ilgili 'Ama montaj ama şu bu' demesine üzerine Babacan "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, yalan bir videoyla, binlerce kişinin olduğu meydanda yalan söyler mi?Hani siyasi ahlak, hani siyasi etik?" dedi.

Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: Seçime 3-5 gün kala insanlara yalan bir video gösterin, insanların kafasını karıştırın sonra 'Seçimi kazandım' diye hava atın. Bu helal mi?

Babacan'ın konuşmalarından öne çıkanlar ise şu şekilde:

Şu anki iktidarın sandıklar üzerinde farklı oyunlar oynayabileceği, hile yapabileceği, devletin imkân ve gücünü kullanarak bazı sandıkların sonucunu etkileyebileceği ile ilgili bir endişe var.İktidarın yapabileceği oyunlara karşı sandık güvenliği oluşturuyoruz Sandık başındaki görevli arkadaşların ve müşahitlerin sonuna kadar sandığın başından ayrılmaması gerekiyor.

MONTAJ VİDEO

Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, yalan bir videoyla, binlerce kişinin olduğu meydanda yalan söyler mi? Oturmuş bir demokraside böyle bir şey ortaya çıktığında bu, o cumhurbaşkanının anında istifasını gerektirir. Hani siyasi ahlak, hani siyasi etik? Seçime 3-5 gün kala insanlara yalan bir video gösterin, insanların kafasını karıştırın sonra 'Seçimi kazandım' diye hava atın. Bu helal mi?

'20 BAKANLIK İÇİN ELİMİZDE YÜZLERCE İNSAN VAR'

5 yıldır Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, tek kişiye odaklı çalıştığı için, isim odaklı bir oryantasyon oluştu insanlarda. 20 bakanlık için elimizde yüzlerce insan var. Ne yapılacağını sıraladık. En iyi kim yaparsa, seçimlerden sonra 1 hafta içinde açıklanır.

'ERDOĞAN KAZANIRSA TÜRKİYE'Yİ EKONOMİK FELAKET BEKLİYOR'

Merkez Bankasını boşalttıkları gibi vatandaşın bankadaki dövizini de boşalttılar. Allah korusun, Erdoğan kazanırsa Türkiye'yi büyük bir ekonomik felaket bekliyor. Türkiye'nin 11 yıl ekonomisini yönetmiş biri olarak bu uyarıyı yapmak benim vatandaşlık görevim.

İnsanlar yoksullaştı, satın alma gücü düştü. Sermayesi ve parası olan zenginleşti. Ama alnının teriyle, bileğinin gücüyle çalışan herkes fakirleşti. Bugün vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti için otomobil almak imkansız.

'70 CENTE MUHTAÇ OLMAYA GİDİYORUZ'

Merkez Bankası cüzdanı açıyor ‘Bak dövizim var, altınım var’ diyor ama aynı cüzdanın içinde bir de kredi kartı var. Kredi kartına taktığı borç cüzdandakinden daha fazla. 75 milyar dolar içeride şu anda Merkez Bankası.

Ekonomi döneminin başında olduğum zaman IMF geldi, bizden para istedi. 'Biz IMF olarak ekonomisi kötü ülkeler için bir fon oluşturuyoruz. Sizin durumuzun gayet iyi. Bu fona katkıda bulunur musunuz?' dediler. Neredeyse IMF’e borç vermek üzere anlaşma imzaladık.

O kadar acil bir döviz ihtiyacı var ki bankalar ‘Yeter ki dövizini getir, bir süre de tut, faizini peşin ödeyeceğim’ diyor. Yıllık bileşik %30-40 faizler söz konusu. Allah korusun, 70 sente muhtaç olmaya gidiyoruz. Güven ve istikrar olmayınca ülkeye döviz gelmez.

Erdoğan Babala'ya çıkamaz. Kendi gençlik kollarını doldururlarsa belki.

'İKTİDAR MİLLİ VE DİNİ DEĞERLERİNİ İSTİSMAR EDİYOR'

Bugün cep telefonu alınan fiyata 10-11 sene önce otomobil alabiliyordunuz. Berberde bir genç oturdu yanıma. 'Şu anda 32 yaşındayım, arabam 10 yıllık oldu ama ben bugün maaşımla taksitli ya da peşin otomobil alamam' dedi. Satın alma gücünün nasıl eridiğinin canlı örneği.

İktidar vatandaşlarımızın milli ve dini hassasiyetlerini hoyratça istismar ediyor. 'Evet, ekonomide sorun var ama eğer vatan bölünmesin istiyorsan fakirliğe razı olacaksın' diyor.

(Ümit Özdağ'ın destek açıklaması) İşin ruhu uyumlu, ortak mutabakat metniyle uyumlu bir protokol var. İşin ruhu uygun şekli şemaliyle ilgili küçük nüanslar olur.

'OTOBÜSÜ KULLANAN ERDOĞAN ÜLKEYİ SAVURUYOR'

Demokrasinin iyi işlediği, düzgün yönetilen ülkelerde; vatandaşlar günlük siyasetle bu kadar ilgilenmez. Bunu bir otobüs yolcuğu olarak düşünün. Otobüsü kullanan şoför kurallara uyuyorsa arkada oturan yolcular huzurlu bir yolculuk yapar. Otobüsü kullanan Erdoğan ülkeyi savuruyor.

Sayın Kılıçdaroğlu direksiyona oturduğunda, kurallara uyan, hukuk tanıyan, anayasaya uyan bir otobüs şoförü olacağı için; yolcular kitabını okuyacak ve kulaklığını takıp müziğini dinleyecek.

Belki de insanlar günlük siyasetle bu kadar ilgilenmeyecek.

Sandığa gidecek vatandaşlarımız tercihlerini yaparken;

Otoriterliği değil, demokrasiyi;

Keyfiliği değil, hukuku;

Baskıyı değil, özgürlüğü;

Öfkeyi değil, sevgiyi;

Korkuyu değil, umudu;

Kara kışı değil, baharı tercih etsinler.

Benim milletime çağrım bu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN