Hafta başında tüm arsa ve gayrimenkul sahiplerini panikleten imar değişikliği durumunda aradaki farkın yüzde 90’ının kamuda kalmasına yönelik uygulamaya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığ’ndan açıklık getirildi. KARAR’ın sorularını yanıtlayan bakanlık yetkilileri, değer artış farkının zorunluluk hallerinde değil keyfi imar artışı sonrası oluşacak zenginleşmenin önüne geçmek için yapıldığını açıkladı.KARAR’ın, “Vatandaş, elindeki arsasına bina veya villa inşa ettiğinde arsada bir değer artışı mı söz konusu oluyor? Mevcut imara göre yaptığında bir ödeme çıkıyor mu? Hangi durumlarda ödeme söz konusu?” sorularına bakanlık yetkilileri, “Değer artış payı taşınmaz sahiplerinin talebi üzerine yapılan Uygulama İmar Planı Değişikliklerinden alınmaktadır. İlk defa plan yapılan ya da yerel yönetimlerle/ilgili idaresince resen yapılan plan değişiklikleri değer artış payına tabi değildir. Ayrıca tarla vasfındaki arazinin arsaya dönüşmesi imar planıyla değil, onaylı imar planına uygun olarak yapılan arazi ve arsa düzenleme (parselasyon, istisnalar kapsamında kalması halinde ifraz-tevhit) işlemleri, bir başka ifadeyle imar uygulaması ile olmaktadır” yanıtını verdi.
İLK DEFA YAPILAN PLAN DEĞİŞİKLİĞİNDE MUAFİYET VAR
İlk defa yapılan plan değişiklikleri, plan revizyonları ve ilgili idaresince zorunluluktan kaynaklı olarak yapılan plan değişiklikleri değer artış payından muaf olacak. Bakanlık yetkilileri, tamamen taşınmaz sahiplerinin keyfiyetine dayalı olarak yapılan plan değişikliklerinin değer artış payına tabi olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, “Burada amaç zorunlu haller dışında keyfi plan değişikliklerini zorlaştırmak ve sebepsiz zenginleşmenin önüne geçmektir. Bu nedenle zorunluluk halleri dışında gelir getirici plan değişiklik tekliflerinde oluşacak değer artışının % 90’nının kamuya kazandırılması hedeflenmiştir. Ayrıca değer artışına tabi olan ve olmayan plan değişiklikleri yönetmelik hükümlerinde ayrıntılı olarak açıklanmış olup, hiçbir talep olmaksızın vatandaştan değer artış payı alınması söz konusu değildir” ifadelerine yer verildi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DE AYNI KURAL GEÇERLİ
Bakanlıktan vatandaşın kentsel dönüşüme yönelik tedirgin olduğu konuya da açıklık getirildi. Yapılan açıklamada, “İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği” İmar Kanunun Ek 8. Maddesinin uygulama yönetmeliğidir. Gerek Ek Madde 8, gerekse yönetmelik, “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” kapsamında kalan alanları, başka bir ifadeyle kentsel dönüşüm alanlarını kapsamamaktadır. Bu alanlar muaf tutulmuştur. Ancak bu kanun kapsamında münferit olarak riskli yapı tespiti yapılan taşınmazların bulunduğu parsellerde, sadece emsale esas inşaat alanını %20’nin üzerinde artıran uygulama imar planı değişikliklerinde; kentsel dönüşümün gerçekleştirilebilmesi amacıyla emsali %20’ye kadar artıran plan değişiklikleri değer artış payından muaf, %20’nin üzerindeki kısım ise kentsel dönüşüm dışında sebepsiz zenginleşmenin önüne geçmek için değer artış payına tabi tutulmuştur” denildi.
TAŞINMAZ SAHİBİNİN TALEBİ ESAS ALINIYOR
Müteahhitlerin hak sahiplerine ek ödeme çıkarmasına yönelik bir risk varmı sorusunu da yetkililer, şu yanıtı verdi: “Değer artış payı taşınmaz sahiplerinin sunduğu plan değişiklilerinden ve taşınmaz sahiplerinden alınmaktadır. Dolayısıyla ilgili kurumların değer artış payı ile ilgili hususlarda müteahhitle herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır. Ayrıca değer artş payı ödenmeden satış, ruhsat veva ruhsata dair herhangi bir işlem yapılması mümkün değildir. Bu nedenle taşınmaz sahipleri tarafından değer artış payı ödenmeden ruhsat alınması ve inşaata başlanması söz konusu olamayacağından, inşaat aşamasında ya da inşaat bittikten sonra değer artış payına dair herhangi bir işlem bulunmamaktadır.”
