Bir şehir büyüklüğündeki yeşil alan sessiz sedasız yok ediliyor... Küre Dağları’nın eteğindeki nadir endemik bitkileri barındıran ve dünyanın en derin ikinci kanyonuna ev sahipliği yapan bölgede ‘3 bin 500 hektar’ alana maden arama izni verildi. Uzman görüşü ve ÇED raporu istenmeden verilen sondaj ruhsatıyla ülkenin en değerli doğa hazinelerinden biri daha gözden çıkarıldı.
MERVE ŞİŞMAN
Zonguldak, Bartın ve Kastamonu sınırlarına giren 3 bin 500 hektarlık orman alanında maden arama izni verildi. Küre Dağları'nın uzantısı olan bölgeleri de kapsayan izin için TEMA, milyonlarca yılda oluşan doğal varlıkların maden faaliyetiyle birlikte risk altına gireceği uyarısında bulundu. Zonguldak Alaplı'ya bağlı Fındıklı Köyü'nün Muhtarı Bayram Sezgin bölgenin fındık ve ceviz ağaçlarıyla dolu olduğunu aynı zamanda arıcılık yapıldığını belirtti.
‘BİNLERCE YILDA OLUŞAN TARIM ARAZİLERİ ZEHİRLENECEK’
Muhtar Sezgin "Bu kadar verimli bir alan uzman görüşü bile alınmadan tahrip edilecek. Nefesimizi kesmesinler" tepkisini gösterdi. Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça da zengin bir ekolojinin gözden çıkarıldığını belirtti. Tarım Yazarı Gazi Kutlu ise "Maden çevresindeki tarım arazileri binlerce yılda oluşmuş yapısını kaybediyor. Madenlerin tarım alanlarına zarar vermediğini savunanlar Cerattepe'ye, İkizköy'e baksın" dedi.
VALİ ŞİRKET AVUKATI GİBİ KONUŞTU
Maden iznine dönük tepkiler karşısında Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu “Tabii ki maden aramamız gerekiyor. Bu konuda kimseden izin almamız söz konusu olamaz” dedi. Bölge halkının sıkıntısına kulak vermesi gereken valinin bu ifadeleri büyük tepki çekti.
KOSKOCA ORMANI GÖZDEN ÇIKARDILAR
Bir ilçe büyüklüğündeki yeşil alan daha sessiz sedasız yok ediliyor... Nadir endemik bitkileri barındıran, dünyanın en derin ikinci kanyonu olan Valla Kanyonu’nun bulunduğu bölgede 3 bin 500 hektarlık alana maden arama izni verildi. Ağacı, tarımı ve insanı bile rantın gerisinde gören anlayışın Türkiye’ye en büyük zararı verdiği bir kez daha gözler önüne serildi.
Dünyanın en derin ikinci kanyonu olan ve nadir endemik bitkileri barındıran Valla Kanyonu’nun bulunduğu bölgede 3 bin 500 hektarlık alana maden arama izni verildi. Doğal güzelliklerinin yanı sıra yeraltı kaynakları açısından zengin olan Zonguldak’ın, Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı’ya sınır olan Akçakoca’nın köylerinde 1774 hektarlık ve Devrek’in Ahmetoğlu köyünde 1737 hektarlık daha orman alanında Bakır ve Manganez aranacak. Toplamda 3500’i aşkın hektarlık alanda maden arama işlemi yapılırken Türkiye’nin akciğerlerine hançer üstüne hançer vurulacak.
Yapılacak orman tahribatının içinde ceviz, kestane ve kestane meşelerinin olduğu ifade edilirken, maden arama işlemi de Mavera Mandencilik’e verildi.
Mavera Madencilik Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde Bakır, Devrek ilçesinde de Manganez aramak için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) maden arama ruhsatı aldı. Alaplı ve Devrek ilçelerinde arama ruhsatı alan Mavera Mandecilik’e tepki gösteren muhtarlar da KARAR’a konuşarak Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nun arama işlemi için yaptığı açıklamaya dikkat çekti.
Vali Hacıbektaşoğlu ise konuya dair “Tabii ki maden aramamız gerekiyor. Bu konuda kimseden izin alma gibi durum söz konusu olamaz” şeklinde konuştu. Bu ifadelerin akıldışı olduğuna dikkat çekerek KARAR’a konuşan bölge halkı, “Nefesimiz kesilecek, ağaçlarımız katledilecek” dedi. Bölge halkı madene karşı mücadele için kolları sıvarken ilk eylemlerini 21 Eylül Cumartesi saat 12.00’de yapacağını duyurdu. Konuya ilişkin raporunu paylaşan TEMA ise, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) elde edilen verilere göre, çalışma alanı sınırları içerisindeki orman alanlarının yüzde 64’ünün madenler için ruhsatlandırıldığını ifade etti.
TEMA: MİLYONLARCA YILDA OLUŞAN DOĞAL VARLIKLAR RİSK ALTINDA
TEMA’nın Ekim 2021’de yayımladığı raporuna göre, orman alanlarının yüzde 27’si ihale, yüzde 27’si işletme, yüzde 10’u arama safhasındaki maden ruhsatları ile ruhsatlandırıldı. Türkiye’nin dört bir yanında akciğerlerimiz yanarken, her bir karış ormanlık alanın tahrip edildiğine dikkat çeken TEMA, “Milyonlarca yılda oluşan doğal varlıklar raporda belirtilen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle birlikte risk altına girecek” mesajını verdi: “Maden Kanunu’nda yapılan ve ekosistem aleyhine işleyen değişiklikler, Zonguldak ve Bartın illerinin her karışını maden ruhsatı tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Milyonlarca yılda oluşan doğal varlıkların ve binlerce yıllık kültürün yaşam hakkı, raporda belirtilen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle birlikte risk altına girecektir.”
‘MADEN TEKELLERİ UĞRUNA ORMANLAR GÖZDEN ÇIKARILIYOR’
Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü ve şehir plancısı Başar Alipaça konuya ilişkin KARAR’a yaptığı değerlendirmede, maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanların yine yoğun orman tahribine sebep olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Zonguldak ili doğası, sahip olduğu zengin ekolojik ve tarımsal potansiyele rağmen maden tekelleri uğruna gözden çıkarılmaya çalışılıyor. Altın madenciliği üretim aşamasında ormanlar ve çevre sağlığı açısından başlı başına ağır bir tahrip sebebiyken çok geniş alanların da altın arama faaliyetlerine açılması ile bu tahrip tüm bölgeyi etkisi altına alıyor. Altın ve diğer 4. Grup madenler için verilen arama ruhsat sahaları pek çok il ormanlarının neredeyse bütün mevkilerini kapsıyor. Bu aynı zamanda hiçbir ekolojik değere bakılmaksızın her maden bulunan noktaya üretim izni verileceğinin de kanıtı durumunda. Maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanlar yine yoğun orman tahribine sebep oluyor. Diğer köylerimizde olduğu gibi Zonguldak köylerinde de toprağını, ormanı, suyunu savunan köylüler sadece o bölgeyi değil aslında tüm vatanı savunmakta.”
'BÖLGENİN TOPRAK YAPISI BOZULACAK'
Tarım Yazarı Gazi Kutlu da KARAR’a yaptığı açıklamada bölgedeki toprak yapısının bozulacağına vurgu yaptı. “Toprak ve su kirlendiği için, bu ormanlık alanlar tahrip edildikten sonra yeniden üretim yapılsa dahi eski verim asla elde edilemez” diyen Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle, madenlerin çevresindeki verimli tarım arazileri binlerce yılda oluşmuş yapısını geri kazanamaz. Bir diğer sorun ise maden ruhsatı alan firmaların, çevredeki tarım alanlarını kaybettikten sonra üretimi başka bölgelerde telafi edeceklerini iddia etmeleridir. Fakat maden sahası içinde kalan bir zeytinlik veya meyve bahçesini başka bir bölgede yeniden kurarak aynı verimi almak imkansızdır. Bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı bir yandan işlenmeyen tarım arazilerini kiraya vermek için kanunlar çıkarırken, diğer yandan binlerce yıllık verimli toprakları maden sahalarına ruhsat veriyor. Bu çelişki kabul edilemez. Toprağın altında ne varsa, yeşil altın olarak adlandırdığımız fındıktan, sarı altın olarak bildiğimiz zeytinden ya da beyaz altın pamuktan daha değerli değildir”
‘NEFESİMİZİ KESMESİNLER’
KARAR’a konuşan Zonguldak’ın Alaplı ilçesine bağlı Fındıklı Köyü Muhtarı Bayram Sezgin de konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Çalışma yapılacak yerler fındık, ceviz ağaçlarımızın olduğu bir bölge. Bölgede oldukça verimli bir şekilde arıcılık yapılıyor. Bölgede ıhlamur ağacı ve dere yatağımız var. Yapılacak tahribat 3-4 tane daha köyü etkiliyor. Bölgemizdeki derede nesli tükenme tehlikesindeki kırmızı benekli alabalık var. Bu kadar güzel doğal alanımızı talan edecekler, canlılar etkilenecek. Aynı zamanda çalışma yapılacak yer denizi de etkileyecek. ÇED raporu yok, sağlıkçılardan, tarım uzmanlarından görüş alınması lazımdı. Araştırılmadan ruhsatın verilmesi anlaşılır değil. Ağaçlarımızı katletmesinler, nefesimizi kesmesinler.”