BM Raporu küresel doğurganlık krizini gözler önüne serdi: İnsanlar isteseler de çocuk sahibi olamıyor

BM Raporu küresel doğurganlık krizini gözler önüne serdi: İnsanlar isteseler de çocuk sahibi olamıyor

Birleşmiş Milletler’in yeni raporuna göre, dünya genelinde doğurganlık oranları son 60 yılın en düşük seviyesine geriledi. Milyonlarca kişi çocuk sahibi olmak istese de ekonomik zorluklar, barınma sorunları ve sağlık hizmetlerine erişimsizlik bu arzunun önünde engel oluşturuyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) yayımladığı kapsamlı rapor, dünya genelinde doğurganlık oranlarının son altmış yılın en düşük seviyelerine gerilediğini ortaya koydu. 1960’lara kıyasla doğurganlık oranlarının yarıya indiği belirtilen rapor, birçok ülkenin nüfusunu yenileme düzeyinin altına düştüğünü gösteriyor. Time dergisine göre bu düşüş, sadece bireylerin çocuk istememesiyle açıklanamayacak kadar çok katmanlı sosyal ve ekonomik nedenlere dayanıyor.

İSTİYORUZ AMA YAPAMIYORUZ: GERÇEKLİK İLE ARZU ARASINDAKİ DERİN UÇURUM

Cumhuriyet'in haberine göre UNFPA, Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya 14 ülkede yaptığı anketlerle doğurganlık eğilimlerini inceledi. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20’si, istedikleri kadar çocuk sahibi olamayacaklarını düşündüklerini ifade etti. Bu engelin temelinde ise çoğu zaman biyolojik nedenler değil, ekonomik güvencesizlik, barınma sorunu, sağlık hizmetlerine erişim zorlukları ve devlet desteklerinin yetersizliği yer alıyor.

Orta Avrupa Üniversitesi Başkanı ve UNFPA kıdemli danışmanı Prof. Dr. Shalini Randeria, “İnsanlar çocuk sahibi olmak istiyor ama bu kararın hayata geçmesi için devletin sosyal koruma mekanizmaları oluşturması şart. Ekonomik güvence, çalışma koşulları, sağlık ve çocuk bakım hizmetleri bu süreçte belirleyici” değerlendirmesinde bulundu.

EKONOMİK YÜKLER DOĞURGANLIĞI BASKILIYOR

Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 39’u finansal zorlukları, yüzde 21’i işsizlik ya da güvencesiz istihdamı, yüzde 19’u barınma sorunlarını ve yüzde 12’si kaliteli çocuk bakım hizmetlerinin eksikliğini çocuk sahibi olamamanın ana nedenleri arasında gösterdi. Konut ve bakım maliyetleri birçok ülkede gelir artışlarının çok üzerinde seyrediyor.

ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre 2000 yılından bu yana konut maliyetleri yüzde 65 artarken, BM İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat), dünya genelinde 1,6 ila 3 milyar insanın hâlâ güvenli konuttan yoksun olduğunu bildiriyor.

ÜREME SAĞLIĞINA ERİŞİM KISITLI, POLİTİKALAR KISITLAYICI

Raporda dikkat çekilen bir diğer başlık ise üreme sağlığına erişimdeki eşitsizlikler. Avrupa’daki 49 ülkenin yalnızca 17’sinde, tıbbi destekli üreme yöntemlerinin cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği gözetilmeksizin herkesin erişimine açık olduğu vurgulandı. UNFPA, bu durumun milyonlarca bireyin aile kurma hakkını doğrudan etkilediğini belirtiyor.

Bazı ülkelerde ise düşen doğurganlık oranlarını tersine çevirmek amacıyla gençleri çocuk sahibi olmaya zorlayan teşviklerin uygulandığına dikkat çekilen raporda, bu tür politikaların bireysel hak ve özgürlükleri kısıtladığı ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurduğu ifade ediliyor.

KÜRESEL KRİZLER GELECEK UMUDUNU TÖRPÜLÜYOR

Ankete katılanların yüzde 14’ü savaşlar, pandemiler ve siyasi istikrarsızlıkların çocuk sahibi olma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtirken, yüzde 9’u iklim değişikliği ve çevresel bozulma nedeniyle daha az çocuk sahibi olmayı tercih ettiğini açıkladı.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, zorla yerinden edilenlerin sayısı 122 milyonu aşarak son 10 yılda neredeyse iki katına çıktı. COVID-19 pandemisinin ardından ortaya çıkan yeni varyantlar ve bulaşıcı hastalıkların artan riski, insanların üreme kararlarında kalıcı kaygılara neden oluyor.

2024 yılında BM Kalkınma Programı tarafından yapılan bir küresel ankete göre, dünya nüfusunun yüzde 87’sini temsil eden katılımcıların üçte biri iklim krizinin hayatlarındaki büyük kararları etkilediğini belirtirken, yüzde 56’sı iklim değişikliğini her gün ya da her hafta düşündüğünü söyledi.

UNFPA’DAN POLİTİKA UYARISI: GERÇEK ÇÖZÜM, HAK TEMELLİ YAKLAŞIM

UNFPA raporu, hükümetlere sadece doğurganlık oranlarını yükseltmeye odaklanan politikalar yerine bireylerin haklarını gözeten, ekonomik güvence ve sosyal hizmetleri merkezine alan bir yaklaşım geliştirmeleri çağrısında bulunuyor. Rapor, çocuk sahibi olma kararının bireylerin bilinçli, özgür ve desteklenmiş biçimde alabilecekleri bir hak olduğunu vurguluyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN