Boğaz'ın en değerli mülklerinden biri olan ve maddi değerinin 1.5 milyar TL’nin üzerinde olduğu belirtilen Tarabya'daki yalı ve arazisinin kaderi, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla belirlendi. Yıllardır süren davada Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Rusya Federasyonu ve orijinal malikin mirasçıları karşı karşıya gelmişti.
Ekonomim'in haberine göre mahkeme, fermanları, tapu kayıtlarını ve uluslararası hukuku derinlemesine incelediği yüzlerce sayfalık kararında, arazinin 19. yüzyılın sonlarında sahibi olan Nikola İsveçin’in mirasçıları lehine karar verdi.
KARMAŞIK TARİH: ÇARLIK’TAN MİRASÇILARA
Tarabya’daki 10 dönümlük arazinin hikâyesi, 1868 yılında Rus elçilik çalışanı Nikola İsveçin'in mülkü satın almasıyla başlamıştı.
Rusya İddiası Reddedildi: Nikola İsveçin’in 1903’teki ölümünden sonra taşınmaz, Padişah fermanıyla bir dönem Rus Çarlığı’na lojman olarak kiralanmış ve tahsis edilmişti. Mahkeme, Rusya Federasyonu’nun mülkün Çarlık döneminde kendi devleti tarafından ödendiği ve Nikola’nın sadece "emanetçi" olduğu iddiasını, taşınmazın hiçbir dönemde doğrudan Rusya adına tescil edilmemesi gerekçesiyle reddetti.
Hazine ve Vakıflar Talebi: Hazine’nin, Nikola’nın "mirasçısız öldü" notuyla devlete geçiş iddiası ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün mülkiyeti kendisine ait olduğu yönündeki talepleri de mahkeme tarafından kabul görmedi.
TORUNLAR MİLYARLIK SERVETİN SAHİBİ OLDU
Mahkeme, özellikle Fransa'da yaşayan ve soyağacı araştırmalarıyla varlığı belgelenen Nikola İsveçin'in torunları lehine hükmetti. Yapılan yargılama sonucunda, Rusya Federasyonu, Hazine ve Vakıflar'ın tüm talepleri reddedilerek, tapu kaydının 19. yüzyıldaki malikin mirasçıları olan Aurelie Lecomte, Cedric Lecomte İsveçin ve Jean Ivan İsveçin adına devamına karar verildi.
