Soğuk hava koşullarına karşı yüksek dayanıklılığı, yılın her döneminde ürün verebilmesi ve yüksek gelir potansiyeliyle dikkat çeken ahududu, üreticiler için altın değerinde bir kazanç kapısı oldu. Türkiye’nin hemen her bölgesinde uygun yöntemlerle yetiştirilebilen bu meyve, hem organik tarımın hem de yerli üretimin parlayan yıldızlarından biri haline geldi. Bursa başta olmak üzere birçok şehirde yetiştirilen ahududu, artık 81 ilin tamamında üretime elverişli hale geldi.

ZOR ŞARTLARA RAĞMEN BÜYÜK GETİRİ: AHUDUDU
Soğuğa dayanıklı yapısıyla öne çıkan ahududu, meyve üreticilerinin yeni gözdesi haline geldi. Eksi 35 dereceye kadar dayanabilen bu bitki, yaz-kış hasat edilebilmesiyle üreticilere büyük avantaj sağlıyor. Ahududu, özellikle Kanada, Kuzey Avrupa ve ülkemizin doğu illerinde tercih edilse de, gelişen tarım teknikleri sayesinde artık Türkiye’nin 81 ilinde üretilebiliyor. Soğuğa dirençli yapısı sayesinde sadece yüksek rakımlı bölgelerde değil, uygun yöntemlerle sıcak illerde de başarıyla yetiştiriliyor.
TARIMDA YENİ TREND: 12 AY ÜRÜN VEREN MEYVE
Ahududunun tarım sektöründe bu denli rağbet görmesinin en önemli nedenlerinden biri de yılın 12 ayında ürün alınabilmesi. Uygun bakım teknikleri uygulandığında, sera veya açık arazide fark etmeksizin verim alınabiliyor. Kök izolasyonu ve malçlama gibi yöntemlerle doğu illerinde başarı sağlanırken, güneyde gölgeleme ve damla sulama gibi uygulamalarla sıcak hava koşullarına karşı direnç kazandırılıyor. Bu da onu her bölgede üretilebilen nadir meyvelerden biri haline getiriyor.

BURSA'DAN KAYSERİ'YE: ÜRETİM TÜM YURDA YAYILIYOR
Ahududu denilince akla ilk gelen şehirlerden biri Bursa olsa da, Sakarya, Bolu, Karadeniz illeri ve son yıllarda İç Anadolu da üretimde ciddi atılım yapmış durumda. Özellikle Kayseri’de yaşayan girişimci Çetin Demir’in örnek bahçesi, bu potansiyelin en iyi göstergelerinden biri. Kocasinan ilçesine bağlı Çevril Mahallesi'nde kurduğu 6 dönümlük organik bahçede ahududu ve böğürtlen yetiştiren Demir, ürünlerine olan yoğun talebi karşılamakta zorlandığını söylüyor.
“KAYSERİ'DE İLK OLDUK, TALEBE YETİŞEMİYORUZ”
Demir, 5 yıl önce hobi olarak başladığı bu işe bugün profesyonel olarak devam ediyor. Yarısı ahududu, yarısı böğürtlenle dolu bahçelerinde tamamen organik üretim yaptıklarını belirten Demir, bu sezon yaşanan don olaylarından böğürtlenin etkilendiğini ancak ahududuların zarar görmediğini ifade ediyor. “Sosyal medyada paylaştığımızda insanlar akın ediyor ama maalesef çoğu eli boş dönüyor. Ürün yetiştiremiyoruz” diyen Demir, özellikle çocuklu ailelerin bahçeye gelip meyve toplama keyfini yaşadığını belirtiyor.

KÜÇÜK ÜRETİCİLER İÇİN BÜYÜK FIRSAT
Ahududu, yatırım maliyeti düşük ancak getirisi yüksek bir ürün olmasıyla küçük üreticiler için cazip bir alternatif sunuyor. Özellikle organik tarıma yönelmek isteyenler için ideal bir başlangıç ürünü olan bu meyve, hem iç pazarda hem de ihracatta büyük potansiyel taşıyor. Talep sürekli artarken, pazar sorunu yaşamadan satış yapılabiliyor. Uzmanlar, doğru tekniklerle üretime geçen üreticilerin kısa sürede kârlı bir işletme sahibi olabileceğini belirtiyor.
SERA VE AÇIK ARAZİDE ÜRETİME UYGUN
Ahududu yalnızca açık arazilerde değil, seralarda da başarıyla yetiştirilebiliyor. Bu sayede iklim koşullarından bağımsız olarak yılın büyük bölümünde hasat yapılabiliyor. Soğuk iklimlerde toprağın donmasını önleyici izolasyon sistemleri, sıcak bölgelerde ise güneşten koruyucu sistemler kullanılarak üretim verimi artırılıyor.
