Çanakkale, uzun süredir devam eden çok katmanlı bir kuraklık kriziyle yüzleşiyor. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi'nden Prof. Dr. Murat Türkeş'in tanımıyla kent, "hem tarımsal, hem ekolojik, hem de hidrolojik" bir kuraklığın etkisinde. Bu durum, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün son üç aylık verilerine de yansımış durumda. Değerlendirmelere göre, Çanakkale'nin Trakya kesimi ve Biga Yarımadası "olağanüstü kuraklık", iç kesimleri "çok şiddetli kuraklık" ve kıyı şeridi ise "şiddetli kuraklık" yaşıyor.

RAKAMLAR TEHLİKENİN BOYUTUNU GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
Kuraklığın en somut göstergesi, kentin can damarı olan barajlardaki doluluk oranları oldu. Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre, Çanakkale'nin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı'nda doluluk oranı, 12 Eylül itibarıyla yüzde 51'e geriledi. Geçen yıl aynı tarihte yüzde 63 olan bu oran, yaşanan su kaybının ciddiyetini ortaya koyuyor.
Diğer 8 barajdaki durum ise daha da endişe verici. Özellikle tarımsal sulama için hayati önem taşıyan Bayramiç Barajı'nda doluluk yüzde 13'e, Taşoluk Barajı'nda ise yüzde 7'ye kadar düştü. Diğer barajlardaki doluluk oranları ise şöyle ölçüldü: Ayvacık'ta yüzde 41,85, Bakacak'ta yüzde 24,87, Bayramdere'de yüzde 48, Zeytinli Köyü'nde yüzde 29, Tayfur'da yüzde 23 ve Umurbey'de yüzde 42,76.

BİLİMSEL ÖNGÖRÜ: ARALIK AYINA KADAR NORMALLERİN ALTINDA YAĞIŞ BEKLENİYOR
Prof. Dr. Murat Türkeş, mevcut durumun daha da kötüleşebileceğine dair karamsar bir tablo çizdi. Türkiye'nin genelinde üçüncü bir kurak yıla girme riski olduğunu vurgulayan Türkeş, Çanakkale özelinde şu uyarılarda bulundu:
"Önümüzdeki ay büyük bir olasılıkla, sonraki kasım ve aralık aylarında da olasılıkla normallerin altında yağış alabilecek gibi duruyor. Ekim ayının ilk haftası dahil, Türkiye'de kuraklığın etkisini azaltabilecek geniş alanlı bir yağış beklenmiyor. Artık kuraklığı ilan etmek gerekiyor."
Türkeş, durumu daha da şiddetlendirecek bir başka faktöre dikkat çekti:
"Aralık ayına kadar Türkiye'nin büyük bölümü ve Çanakkale yöresinde hava sıcaklıkları normallerin en az 2 santigrat derece üzerinde olacak. Bu, hem kuraklığı şiddetlendirecek hem de buharlaşma yoluyla topraktan, göletlerden ve barajlardan su kaybını daha da hızlandıracak."
Ayrıca, yeraltı sularını besleyen uzun süreli kar yağışlarının artık çok ender görüleceğini de sözlerine ekledi.

ÇİFTÇİNİN FERYADI VE ACİL ÇÖZÜM ÇAĞRISI
Krizin tarımsal yansımalarını ve çiftçinin yaşadığı zorlukları ise Çanakkale Ziraat Odası Başkanı Ufuk Ünver dile getirdi.
"Daha önceki yıllarda bilim adamlarının üzerine basa basa söylediği kuraklık ve iklim değişikliğini Çanakkale tüm damarlarında hisseder durumda" diyen Ünver, yağışsızlık nedeniyle başta meyve ve buğday olmak üzere tüm ürünlerde kalite ve rekoltenin düştüğünü belirtti.
Bilim insanlarının kuraklığın 5 yıl daha sürebileceği yönündeki öngörülerine atıfta bulunan Ünver, acil ve radikal adımlar atılması gerektiğini savundu. Özellikle Atikhisar ve Bayramiç barajlarından hala açık kanaletlerle su taşınmasının büyük bir israf olduğunu belirten Ünver, şu çağrıyı yaptı:
"Gelecek yıl için Çanakkale'nin tamamında tüm ürünlerin damlama suyla sulanmasının zaruri hale geldiğini düşünüyorum. Çünkü suyun bu kadar kıt olduğu bir yerde açık kanaletle ve salma suyla hiçbir ürünü sulamamamız lazım. Vatandaşın az zahmetle, az suyla daha fazla ve daha kaliteli ürün alabilmesi için kapalı sisteme ivedilikle geçilmeli."
