Beşiktaş Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıklayan eski CHP İstanbul İl başkanı Nebil İlseven, KARAR'a konuştu. Beşiktaş dahil, İstanbul'un tüm ilçelerinde en kritik konunun kentsel dönüşüm olduğunu belirten İlseven sorunun mekanların fiziksel olarak yenilenmesinden ziyade konunun malzeme, enerji, yeşil ve sosyal alanın bütüncül olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Kamusal rantın yine kamu için kullanılması gerektiğini vurgulayarak 'yerelden dönüşüm'e dikkat çekti.
Yerel seçimler yaklaşırken aday ve aday adayları kampanyalarını hazırlamaya başladı. Öne çıkan konu ise başta İstanbul olmak üzere 'kentssel dönüşüm'. Aday adayları dönüşümün nasıl yapılması gerektiğini ve bunun yerel yöneticilerin de katılarak aşamalarını anlattı.
Yaklaşan yerel seçim sürecinde CHP saflarında da iki ana konunun öne çıktığı görülmeye başladı. Yerel yönetimlerde aday gösterilecek olan başkan adaylarının ilgili seçim çevresindeki yerel partililerden oluşması; ve, aday adaylarının söylem ve siyasal yaklaşımlarında bir dizi siyasal dönüşüm iddiasının öne çıkması.
Büyük şehirlerdeki ilçe belediye başkanlıkları için aday adayı olan ve parti örgütlerinde değişik kademelerden gelen isimler bu iki konuya özellikle vurgu yapmaktadırlar. Geleneksel siyasal davranış kalıplarını zorlayan ve partinin en geniş seçmen tabanına erişimini hedef aldığı iddiası üzerinden şekillenen bu anlayış üzerine geçtiğimiz günlerde Beşiktaş İlçe Belediye Başkan aday adaylarından Nebil İlseven ile konuştuk.
'ŞEFFAFLIK, İYİ YÖNETİŞİM VE HESAP VERME-HESAP SORMA...'
Nebil İlseven, bir tarafta özel sektör, diğer tarafta kamu sektöründe üst düzey mesleki geçmişi yanında, hem akademik dünyadaki çalışmaları hem de ilçe ve il yönetimlerinden, il başkanlığına uzanan bir siyasi geçmişten gelen bir aday adayı. Nebil İlseven, ilk olarak uzunca bir süredir dünyada da, Türkiye'de de refah ve ilerlemenin itici gücünün yerel yönetimlere geçmiş olduğunu vurguladı. Buna göre, Yerel Kalkınma ve Yerelden Kalkınma yaklaşımı bir yandan yerel ihtiyaç ve imkanların en etkin ve doğrudan eşleştiği bir model oluştururken, diğer yandan da 'iyi yönetişim' hesap verme-hesap sorma süreçlerinin en etkin olarak işletildiği bir kademe olarak şeffaflık, katılımcılık ve sosyal adalet ilkelerinin en anlamlı şekilde yaşama geçirildiği bir yönetim alanı olmaktadır.
'İSTANBUL'DA EN KRİTİK KONU KENTSEL DÖNÜŞÜM'
Nebil İlseven, Beşiktaş da dahil, İstanbul'un tüm ilçelerinde en kritik konunun Kentsel Dönüşüm olduğunu, bu konuda sorunun yalnızca mekanların fiziksel olarak yenilenmesi, dönüşmesi olmadığına dikkat çekti. En geniş anlamda kentsel dönüşüm süreçlerinin yapı malzemelerinin sağlıklı, enerji tasarrufuna yatkın, dirençli olmalarından, söz konusu mekanların yeşil alanlarının, kent-içi mobilite imkanlarının ve ortak yaşama uygun sosyal ve kültürel mekan düzenlemeleri ile birlikte "bütüncül" olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Burada kentsel dönüşüm ile oluşan kamu rantlarının adil bir şekilde yine kamusal imkan ve kullanımlara aktarılmasının sağlanması ve dönüşümün "yerinde dönüşüm" olarak planlanmasının önemi vurgulandı.
'AFET YÖNETİLMEZ AMA AFETE HAZIRLIK YAPILABİLİR'
Nebil İlseven'e göre, yaşanan örneklerine bakıldığında "Afet yönetilemez..." Dolayısıyla, mevcut kaynak ve imkanlar esas itibarı ile "afet sonrası, toparlanma" çalışmalarından ziyade, yaşam kurtarmaya yönelik bir "risk yönetimi" anlayışı ile "afet öncesi" aşamada bir Dayanıklılık (resillience) sorunsalı olarak ele alınmalı, kentin ve kentlilerin afet karşısında daha korunaklı, daha dayanıklı ve daha güvenli yaşam ortamlarına kavuşturulmaları sağlanmalıdır. Yapılan hesaplamalara göre bu yaklaşımın afet-sonrası çalışmalara göre 7 ila 12 kat daha yüksek maliyet etkinliği sağladığı, buna karşın afete maruz nüfusun yaşam riskinin binlerce kat azaldığı görülmektedir.
'KENTİN YARATICI GÜCÜ KENTİN GELİŞİMİ YÖNÜNDE DEVREYE SOKULMALI'
Beşiktaş'ta Dönüşüm hedefinin ikinci önemli hedefi, kentin yaratıcı gücünün kentin gelişimi yönünde ve uluslararası düzeyde değere dönüştürülmesi için gerekli işbirlikleri ve desteklerin yerel yönetimin öncülüğü ve koordinasyonunda devreye sokulmasıdır. Değer yaratmak planlanabilir ve yönetilebilir bir süreçtir. Bu bağlamda kentin görece daha eğitimli ve yüksek entellektüel birikimli olan nüfusunun, bunun yanında da Beşiktaş'ın benzersiz bir özelliği olan, ev sahipliği yaptığı 8 önemli üniversitede yatan yaratıcı kapasitesi kentin çehresinin kalıcı ve sürdürülebilir olarak dönüşümü için en kıymetli kaynakları oluşturmaktadır. Nebil İlseven, bu entellektüel gücün kent genelinde, özellikle yerelde, yaşam standartlarının yükseltilmesi ve yaratılan refahın adilce paylaşımı konusunun sosyal demokrat iddiası olan bir siyasal partiyi diğer partilerden ayıran en belirgin nitelik olarak değerlendiriyor.
'TEMEL YAŞAM KOŞULLARI DÖNÜŞÜME ÖNCÜLÜK ETMELİ'
Beşiktaş'ta Dönüşüm'ün üçüncü hedefi, temel yaşam koşullarında bir dönüşüme öncülük edilmesidir. Nüfusunun yüzde 28'i gençlerden oluşan kentte, özellikle üniversiteli gençliğin en kritik ihtiyacı barınma ve buna bağlı olarak temel yaşam koşullarında yetersiz kalan imkan ve kapasitelerdir. Esasen benzer bir sorun, nüfusunun yüzde 60'a yakını 50'li yaşların üstünde olan kentliler için de söz konusudur. Kentin gelişimine bakıldığında, gündüz nüfusu 2.5-3 milyon kişiye varan bir kentte, kentin kendi nüfusu azalmakta, bu da kentte yaşam koşullarının belli kesimler için giderek daha da zorlaştığına işaret etmektedir. Barınma ve bağlı temel yaşam koşullarında gerek ekonomik açıdan, gerekse de makul ihtiyaçların karşılanmasına erişimde yerel yönetimlerin sosyal yardımın ötesinde, yurttaşlık haklarını esas alan halkçı uygulamaları gerçekleştirmesi bir tercih konusudur ve bu uygulamalar bugünkü kısıtlı koşullar altında da mümkündür.
'BEŞİKTAŞ AYAN VE KİBAR İNSANLARLA DOLU BİR YER'
Beşiktaş'ta Dönüşüm'ün dördüncü ana hedefi ise sosyal ve kültürel yaşamda gerçekleştirilecek olan dönüşümdür. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Beşiktaş'ı "ayan ve kibar insanlarla dolu bir yer" olarak tarif etmektedir. Beşiktaş'ın tarihinden gelen özellikleri sonucu böylesine nitelikli bir geleneğe sahip olan kentin; sosyal buluşma ve kaynaşma alanlarının da, kültürel üretim ve faaliyet alanlarının da ve bu alanlarda kentlilerin özgürce kendilerini ifade etme imkanlarının ve üretimlerini paylaşma mekanlarının da nitelikli özelliklere sahip olması doğaldır.
Beşiktaş'ın bu alandaki mevcut kapasitesinin daha etkin ve nitelikli olarak kentlilerin hizmetine tahsis edilmesi, gerek bu mekanlardaki faaliyetlerin Beşiktaş'ın dışına, hatta yurtdışına aktarılması, buna karşın başka beldelerden, yurtdışından gelecek olan kültür emekçilerinin Beşiktaşlılarla buluşmalarının sağlanması, kültürel dönüşümün önemli bir boyutunu oluşturacaktır. Özellikle gelişme çağındaki kız ve erkek çocuklarının bu alandaki faaliyetlere anlamlı bir şekilde katılımlarının sağlanması, bu dönüşümün kalıcı ve etkili olmasının en temel dayanağı olacaktır.
'TÜRKİYE'DE SİYASETİN GELECEĞİ AÇISINDA DA ÖNEMLİ OLACAK'
Nebil İlseven, bu Dönüşüm kampanyasını kısaca "Yerel Yönetimin Dönüştürücü Gücü" olarak tanımlıyor. Bu bağlamda konu teknik bir projelendirme ve hizmet sağlayıcılık konusunun çok ötesine geçiyor. Burada esas olan "sahicilik" olup, bu da büyük ölçüde, doğal olarak yerelin yerelden yöneticilerle donatılması ile mümkün olduğu ortaya konuluyor. Yaşanılan seçim sürecinde özellikle büyük şehirlerde ilçe düzeyindeki pekçok aday adayı benzer yaklaşımlarla konulara yaklaşıyor. Yerelden gelerek bu siyasal iddia ve talepleri gündeme getiren aday adaylarının siyaset sahnesine farklı bir ses ve görüntü getirip getiremeyecekleri, Türkiye'de siyasetin geleceği açısında da önemli olacaktır.
