Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 2026 yılı asgari ücret tespit süreci öncesinde kapsamlı bir araştırma raporu yayımladı. Raporda, 2025 yılında asgari ücrete yalnızca bir kez zam yapılmasının ciddi bir gelir kaybına yol açtığı belirtilerek, 2026’da aynı politikanın sürdürülmesinin “emekçilerin bir kez daha cezalandırılması” anlamına geleceği vurgulandı.
“Hükümet, asgari ücret artışlarında beklenen enflasyona göre zamda ısrar ediyor. 2026 asgari ücretinde de bu dayatma devam ederse bunun anlamı, emekçilerin bir kez daha cezalandırılması ve enflasyonun faturasının işçilere yıkılması olacaktır.”
"HÜKÜMET İSTEDİĞİ ASGARİ ÜCRETİ DAYATIYOR"
DİSK-AR’a göre asgari ücret belirleme süreci artık kuralsızlık içinde yürütülüyor. TÜİK’in veriler sunmaktan çekildiği, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ise “göstermelik” hale geldiği ifade edilen raporda, sürecin tamamen keyfi biçimde işlediği vurgulandı:
“Türkiye’de asgari ücret bir kurala göre saptanmıyor. Hükümet istediği asgari ücreti dayatıyor. TÜİK artık Komisyona veri bile sunmuyor. Komisyon süreci tamamen keyfi biçimde yürütülmektedir.”
DİSK bu nedenle Komisyon yapısından önce bağlayıcı kuralların mevzuata eklenmesi gerektiğini savunuyor.
“Komisyon yapısından önce bağlayıcı kurallar koymak ve bunları mevzuata eklemek lazım. Aksi halde Komisyon yapısındaki revizyonlar yeterli olmayacaktır.”
GSYH’NİN %60’I, AİLE ESASLI HESAPLAMA
DİSK-AR’ın önerdiği iki temel kuraldan ilki, asgari ücretin yalnızca birey için değil, bakmakla yükümlü olunan aile bireylerinin ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak hesaplanması. İkinci öneri ise ücretin yalnızca enflasyon oranına göre değil, ülkenin ekonomik büyümesi ve genel ücret düzeyiyle bağlantılı olarak toplu pazarlıkla belirlenmesi.
“Asgari ücret sadece işçinin kendisi için değil bakmakla yükümlü olduklarının asgari ihtiyaçları dikkate alınarak hesaplanmalıdır. (…) Asgari ücret, genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyümeyle bağlı olarak toplu pazarlık ile saptanmalıdır. Asgari ücreti Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın belirli bir oranına göre hesaplamak (Örneğin yüzde 60’ı): Bu oldukça adil bir yol olur. Böylece asgari ücret büyümeden pay almış olur.”
2026 yılı için Orta Vadeli Program’a göre kişi başına aylık GSYH’nin 75 bin TL olması bekleniyor. Bu hesaba göre brüt asgari ücretin 45 bin TL’nin altında olmaması gerektiği belirtiliyor.
2025’TE ENFLASYON KARŞISINDA 50 BİN TL’LİK KAYIP
Raporda, 2025 yılında yapılan tek zam nedeniyle asgari ücretin yıllık olarak ciddi bir kayba uğradığı, bu kaybın yıl sonunda 50 bin TL’yi aşacağı kaydedildi:
“2025 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7.471 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2025 yılı boyunca yaşanan kaybı ise 50 bin TL’yi aşmış olacak.”
AÇLIK SINIRI ALTINDA: 24 AYDA YALNIZCA 4 AY ÜZERİNDE KALDI
Rapora göre son 24 ayın yalnızca 4’ünde asgari ücret açlık sınırının üzerinde kalabildi. Ekim 2025 itibarıyla açlık sınırı 26.925 TL’ye ulaşmışken net asgari ücret 22.104 TL’de kaldı.
“2025 yılı kasım ve aralık aylarında aylık enflasyon yüzde 2 olarak açıklanırsa Aralık 2025’te asgari ücret açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının yüzde 76,2 altında kalmış olacak.”
20 YILDA 22 CUMHURİYET ALTINI KAYBEDİLDİ
Raporun dikkat çeken bölümlerinden biri de asgari ücretin altın karşısındaki değer kaybı oldu. 2005 yılında yıllık asgari ücretle 31,5 Cumhuriyet altını alınabilirken, bu rakam 2025 Kasım’ında 9,5’a geriledi:
“Asgari ücretle çalışan bir işçi yıllık ücretiyle 2025 yılı Kasım ayında ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarıyla ancak 9,5 Cumhuriyet altını alabilmektedir.”
"KADINLARIN YARISINDAN FAZLASI EN FAZLA ASGARİ ÜCRETE ERİŞEBİLİYOR"
Rapor, kadın işçilerin ücretlerde daha fazla baskılandığını ortaya koyuyor. Kadın işçilerin %67,4’ü asgari ücretin %10 fazlasına bile erişemiyor. Kayıtdışı çalışan kadınlarda ise %90’ı asgari ücretin altında maaş alıyor.
“Kadınlarda asgari ücretle çalışmanın çok daha yaygın olduğu görülüyor. Kadınların yarısından fazlası en fazla asgari ücrete erişebiliyor.”
DİSK: “TOPLU PAZARLIK ŞART, SENDİKAL ENGELLER KALDIRILMALI”
Raporun sonuç bölümünde, sendikalaşma oranının düşüklüğü ve toplu pazarlık kapsamının yetersizliği de vurgulanıyor. İşçilerin pazarlık gücü olmadığı sürece asgari ücretin baskılanmaya devam edeceği kaydedilirken, toplu iş sözleşmelerinin teşmil edilmesi gerektiği belirtiliyor.
“Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller ve barajlar kaldırılmalı, toplu pazarlık kapsamı genişletilmelidir.”
