Düğünlerde çalan şarkılara telif ücreti ödenmesi için hazırlık yapılıyor! MESAM, resmen açıkladı

Düğünlerde çalan şarkılara telif ücreti ödenmesi için hazırlık yapılıyor! MESAM, resmen açıkladı

MESAM Başkanı Recep Ergül, telif konusunda toplu ulaşım araçları için mücadele başlattıklarını, ayrıca berber, kuaför, market gibi işletmelerin yanı sıra düğünlerde de telif ücreti alınması yönünde çalışmaların olduğunu dile getirdi. İşte detaylar...

Yaklaşık 14 bin 900 üyesi olan müzik meslek birliği olan Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), üyelerinin telif haklarının peşine düşmesiyle gündemde. 2025 Mart ayında MESAM ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile gastronomi tesisleri arasında Müzik Lisansına İlişkin İş Birliği Protokolü imzalandı. 21 bin otelle de telif anlaşmasına varıldı.

MESAM, şimdilerde gerek yurt içinde gerekse yut dışında büyük telif gelirlerinin peşinde. Yurt içinde toplu ulaşım araçlarından düğün salonlarına, yurt dışında ise Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri'nden elde edilecek telifler için yoğun bir çalışma gerçekleştiriliyor. Amaca ulaşıldığı takdirde yıllık 250 milyon dolar telif toplanabilecek.

Habertürk'e konuşan MESAM Başkanı Recep Ergül, Youtube'un Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi olarak görmesinden dolayı maddi kayıp yaşandığını söyledi. Recep Ergül'ün açıklamaları şöyle:

"4 YIL ÖNCE TELİF GELİRİNDE SON 6'DAYDIK"

— Telif konusunda mevcut durum nedir?

4 yıl önce Türkiye, telif toplama konusunda Uluslararası Besteci ve Söz Yazarları Konfederasyonu (CISAC) verilerine göre, dünyanın son 6 ülkesinden biriydi. Şu an geldiğimiz nokta CISAC 2023 verilerine göre, Türkiye 39. sıraya çıktı. Onlarca basamak atlayıp buraya geldik.

Bu nasıl oldu? Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy, konuya gerçekten çok ilgili ve çok duyarlı. Meslek birliklerinde başkanlık yaptım ama daha önce yönetim kurulu üyeliği de yaptığım için 10. yılım. Bu 10 yılda gördüğüm en iyi bakan Mehmet Nuri Ersoy. Hem turizm, hem kültür-sanat tarafında dengeli bir politikası var.

Her iki sorunu da çözmeye yönelik adımlar atıyor. Bunlardan biri de otellerdi. 4 yıl önce kendisine söylediğimizde, "Tarifelerinizde makul oranda bir indirim yapın, hepsini bağlayalım" demişti. Şu anda 21 bin otelin tamamı lisans bedelini ödüyor.

Kaynağından lisanslama Türkiye'de ilk kez oldu. Oldukça önemli bir konu. Diğer yandan da özellikle dijital platformlarla ilgili bütün sözleşmeleri sil baştan gözden geçirdik. Gelişmiş ülkelerde, Youtube, meslek birliklerine gelirinin yüzde 15'ini öderken bizde bu oran oldukça düşüktü, yüzde 3.8 - 4.8 aralığında bir yerdeydi. Onu aynı standartlara yüzde 15'e çıkardık.

Diğer dijital platformlarla ilgili de çok ciddi iyileştirmeler yapıldı. Biz MESAM'ı 4 yıl önce genel kurulda 86 milyon TL'ye devraldık. 2023'te 1,5 milyar TL'nin üzerine çıktı. Bizim hesaplarımıza göre, yaklaşık 200, 250 milyon dolar arası gelir elde edebiliriz. Sektör olarak düşündüğümüzde nihai hedef, 250 milyon dolar ama şu anda henüz 80, 90 milyon dolarlardayız.

"TOPLU ULAŞIM ARAÇLARI İÇİN MÜCADELE BAŞLATTIK"

— Telif gelirlerinin 250 milyon dolara ulaşması lazım dediniz; bu konuda başka neler yapmanız gerekiyor? Neler planlıyorsunuz?

İçerideki sorunlar şunlar; toplu taşıma araçları hâlâ hiç telif ödemiyor. Bununla ilgili şu anda çok büyük bir mücadele başlattık.

İki; düğün salonları hiç telif ödemiyor. Çünkü lehte ve aleyhte iki tane yargı kararı var. Lehte çıkan Ankara'daki bir düğün salonu... Bir Yargıtay dairesinden haklı bir karar çıkıyor. Yargıtay, "Düğün salonları umumi mahaldir, burada bir ticaret yapılıyor ve tabii ki telif ödemeleri gerekir" diyor.

Ancak ondan 1 yıl sonra Bayrampaşa'daki bir düğün salonuyla ilgili dosyayı da aynı mahkeme, taban tabana zıt bir kararla, "Hayır, ne alakası var? Eş, dost toplanmış düğün yapmışlar. Buradan bir telif doğmaz" diyor. Aynı mahkemenin verdiği bir karar, tüm kazanımlarımızı 30 sene geriye götürebiliyor.

Benzin istasyonlarıyla anlaşmak üzereyiz. En makul yaklaşımı gösterenler onlar oldular. Güzellik merkezleri, kuaförler zaten bugünlerde tartışma konusu.

Öte yandan da repertuvarımızın inanılmaz boyutlarda kullanıldığı Türk dünyasındaki sorunu çözdüğümüzde bayağı bir yol kat etmiş olacağız. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi ülkelerde Türkçe müzik repertuvarı kullanılıyor ama tek kuruş alamıyoruz. Çünkü yasaları ve uygulamaları var ama bir denetim mekanizması yok. Bunun için de telif toplamıyorlar.

"KÜÇÜK BERBERLERDEN PARA İSTEMEYİZ"

— Toplu taşıma araçları için telifleri toplama adına nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?

Şu anda Türk Hava Yolları (THY) dışında hiç kimse telif ödemiyor. Şehirler arası otobüsler bile ödemiyor. Hepsinde müzik ve eğlence paneli var. Birkaç gündür kuaförler ve güzellik merkezleriyle ilgili konu gündemde. Ortada bir kanun maddesi var ve çok açık.

Kişisel kullanım değil de ticarethanelerde müzik kullanıldığında bunun 5846 sayılı yasaya göre bir telif hakkı vardır. Haydi diyelim ki böyle bir yasa yok ama bu kul hakkı. "Ben şarkıları radyodan dinliyorum" diyor. Nereden dinlediğinin bir önemi yok, toplu taşıma aracında da radyodan müzik çalınabilir ama hiçbir meslek birliği, bir radyoya, "Al bunu sınırsız kullan" demez.

Biz o radyoya, o müziği radyodan yayınlayabilmesi için lisans veriyoruz. Hangi aygıt üzerinden olursa olsun; toplu taşıma aracı, umumi mahaller, berberler de bunlara dahil, bunlardan bir telif doğar. Kuaförler önce şöyle bir algı oluşturdu; metrekare başına yıllık 6 bin lira. Hesap ettik, berber dükkanını mı satın alıyoruz? Böyle bir şey yok.

Günlük 16 liraya tekabül ediyor, yıllık maksimum 6 bin lira. Genellikle metrekare hesabı yapılıyor. Burada daha büyük bir faaliyet var, 12 kişi çalışıyor ve daha çok kazanıyor, metrekaresi de şu kadar ama öbür yanda mahalle arasında tek sandalyeli tek kişinin çalıştığı bir berber var, ondan zaten istemeyiz. Ondan ne alacaksınız, istediği kadar müzik çalsın.

Gerekçe olarak, "Biz müzikten para kazanmıyoruz" diyenlere, biz zaten kazandığınızı iddia etmiyoruz. Restoranlar da toplu taşıma araçları da müzikten para kazanmıyor. Böyle bir bakış açısı olur mu?

Ben Almanya'da Berlin Türk Konservatuvarı'na misafir olmuştum. Kurucusu olan Halime Hanım bana, "Sizde okulların tarifesi nasıl?" dedi. "Ne okulları? Biz okullardan almıyoruz" dedim. "Biz Berlin Türk Konservatuvarı'nda 23 Nisan'da çocuk şarkıları söylettik, GEMA bizden 35 bin euro para istedi. Bu parayı ödeyemeyeceğimizi söyledik en son 5 bin euroya indirdiler" dedi.

Bakar mısın, biz hiç okul ve hastanelere girmedik. Devlet kısmına girmeyiz ama özel hastaneler, özel okullar yasalar gereği ödemek zorunda. Oralara vakti gelince gireceğiz ama şimdi önceliğimiz kuaförler, güzellik merkezleri ve toplu taşıma araçları.

"MÜZİSYENLER, MÜZİKTEN PARA KAZANAMAZSA BAŞKA İŞLERE YÖNELMEK ZORUNDA KALIR"

— Bir hayli işiniz var...

Çok işimiz var ve çok da zor. Çünkü toplumda telif bilinci yaygın değil. Eskiden kaset, CD vardı, siz o dönemi çok daha iyi bilirsiniz. Şimdi o da yok. Satış nerede ve nasıl olacak? Bir; dijitalde görüntülenecek, dinlenecek ve oradan bir para gelecek. İki; meslek birliklerinin topladığı teliften pay alınacak.

İyi de radyocusu ödemezse, düğün saloncusu ödemezse, berberi ödemezse, toplu taşıması ödemezse, nasıl iş yapılacak ve nasıl ayakta kalınacak? Bir süre sonra iş yapamayan şarkıcılar ne yapacaklar? Başka işlere yönelecekler. Nitekim pandemiyle beraber de öyle oldu.

Şu anda konservatuvar mezunu arkadaşlar kargo şirketlerinde kurye olarak görev yapıyorlar, garson olarak görev yapıyorlar. Enstrümanlarına o kadar hakimler ki bu duruma içim parçalanıyor. Ancak ayda yılda bir kere bir iş çıkacak da bir soliste eşlik edecekler. Onunla da geçinilemiyor.

Üretilen bir müzik var ve bunu kendinde hak olarak görenler var. Düşünebiliyor musunuz? Ekmek bizim inancımızda, örf, adet ve geleneklerimizde kutsaldır. Ekmek yere düştüğünde alırız, öper başımıza koyar kuşlara veririz. Ekmek kutsalımızdır, ekmekten de para alma diye fırıncının kapısına dayanıyor muyuz? Böyle şey mi olur?

"PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIMIZI SÖYLEDİK"

— Peki Youtube'a ne dediniz?

Müziği yasaklama yetkimizi kullanacağımızı, bunun bir telifi olmadığını, bunun bir üçüncü dünya ülkesine bakışının tezahürü olduğunu kabul etmeyeceğimizi söyledik. Önce reste rest oldu. Yüzde 5'e çıktılar ama kabul etmedik. Yüzde 7'ye çıktılar, kardeş kuruluşumuz kabul etmemizi istedi ama biz asla kabul etmeyeceğiz dedik.

Nihai olarak bizim gerçekten işin peşini bırakmayacağımızı, BTK'ya gidip, RTÜK'e gidip devletin en ilgili kurumlarına gidip müziği yasaklama yetkimizi kullanacağımızı gördüler ve ondan sonra yüzde 15'e çıkardılar. Ben blöf yapmam, bunu zaten biliyorlar. Doğruluğuna inandığım bir şey konusunda savaşırım, ya orada can veririm, hikayem biter ya da onu alırım, oradan koparırım.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN