Gastronomi dünyası bazen en beklemedik malzemelerle karşımıza çıkabiliyor. Uzak Doğu mutfağının asırlık geleneği olan "Kuş Yuvası Çorbası" adıyla bilinen bu lezzet, yüksek fiyat etiketiyle adından söz ettiriyor. Bu çorbanın değeri, yapımında kullanılan malzemenin zorlu hasat sürecinden geliyor. Tamamen kuş tükürüğünden örülmüş yuvalar bu lezzetin fiyatını da belirliyor.
DÜNYANIN EN PAHALI ÇORBASI
Bu çorbanın temel bileşeni, kırlangıç türlerinden birinin (Swiftlet) yuvasıdır. Sıradan yuvaların aksine, bu değerli yapılar dal, çamur gibi malzemelerden değil, tamamen kuşun salgıladığı jelatinimsi tükürükten inşa edilir. Köylüler, bu kıymetli kaynağı toplamak için hayatlarını riske atarak dik uçurumlara tırmanmak zorunda kalırken bu da çorbanın maliyetini inanılmaz derecede artırır.

Toplanan yuvalar, doğrudan kullanıma uygun değildir. İlk olarak suda uzun süre bekletilerek yumuşak, jelatinimsi bir ağ formuna dönüşmeleri sağlanır. En zahmetli kısım ise bu aşamadan sonra başlar. Yuvanın içine karışmış olan küçücük tüyler ve kirler, inanılmaz bir özenle, tek tek ayıklanır. Bu temizliğin sonunda geriye sadece yarı saydam, saf bir jöle kalır.

ÖZEL MALZEMELERLE ZENGİNLEŞTİRİLİYOR
Temizlenmiş yuva, koyu ve zengin bir jelatin bloğu haline getirildikten sonra, ince bir toz haline gelene kadar kırılır. Sonraki aşamada ise geleneksel çorba malzemeleri devreye girer: İnce doğranmış papaya ve "Kar Kulağı Mantarı" olarak da bilinen tremella mantarı çorbaya eklenir. Bu karışım, üzerine besleyici özellikleriyle bilinen değerli eşek derisi tozu (Ejiao) ilave edilerek seramik bir tencerede, kısık ateşte uzun süre buğulanır. Sonuçta ortaya çıkan çorba, koyu, parlak ve eşsiz besin değerine sahip bir lüks deneyimi sunar.
