Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı köylerde yetiştirilen ve 2020 yılında coğrafi işaret belgesiyle tescillenen Siğilli bamyası, hasat dönemiyle birlikte yeniden gündemde. Başta Siğilli olmak üzere, Türkmen, Kılıçköy, Boztepe, Şabanmera, Karlıköy, Kızkapan ve Karahisar köylerinde üretimi yapılan bu özel ürün, Sultani bamya çeşidinden türemiş benzersiz bir lezzet sunuyor.
MAKİNESİZ, TEK TEK VE ZAHMETLİ HASAT: TAMAMEN İNSAN EMEĞİ

Siğilli bamyasını diğer çeşitlerden ayıran en önemli özelliklerden biri, tamamen el emeğiyle toplanması. Ortalama 1,5 ila 3 santimetre boya ulaştığında, her iki günde bir, tek tek ve özenle hasat ediliyor. Bu zahmetli süreçte hiçbir tarım makinesi kullanılmıyor. Dönüm başına her hasatta sadece 10-15 kilogram gibi oldukça düşük bir verim elde edilmesi, ürünün değerini daha da artırıyor. Bu durum, onu hem üreticiler için zorlu hem de tüketiciler için özel kılıyor.
DOĞAL ORTAMIN EŞSİZ LEZZETİ: GÜBRESİZ, HORMONSUZ VE YAĞMUR SUYUYLA!

Siğilli bamyası, sadece hasat yöntemiyle değil, aynı zamanda yetiştirilme şekliyle de fark yaratıyor. Gübre ve sulama gibi yapay yöntemler kullanılmadan, sadece yağmur suyuyla büyüyor. Keşan'ın kumlu ve tınlı topraklarında doğal koşullarda yetişen bu özel bamya, az yağışlı iklimin de etkisiyle kendine özgü bir aroma kazanıyor. Koyu yeşil rengi, düzgün beşgen yapısı, tüysüz yüzeyi ve küçük çekirdekleri, onu diğer bamya türlerinden kolayca ayırıyor.
Toplanan bamyalar, Keşan'daki yerel pazarlarda satışa sunulurken, şehir dışından gelen siparişlerle de tüketicilere ulaştırılıyor. Ürünün zorlu üretim süreci nedeniyle fiyatı yüksek olsa da, her yıl tüketiciden yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Siğilli bamyası, bölge üreticileri için önemli bir gelir kaynağı olurken, bu zorlu sürece rağmen geleneksel üretimin devamlılığını da sağlıyor.
