Girit Adası açıklarında meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem, Muğla, İzmir, Aydın ve Antalya’da hissedildi. Uzmanlar, sarsıntının Türkiye’de yeni bir depremi tetiklemeyeceğini ancak tsunami riskine dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şerif Barış, Girit açıklarında yaşanan sarsıntının olağan bir etkinlik artışı olduğunu belirterek, “Türkiye'de başka fayları etkilemez ancak tsunami tehlikesi göz ardı edilmemeli” uyarısında bulundu.
Ege Denizi bir kez daha şiddetli bir sarsıntıya sahne oldu. Sabah saat 06.19’da Yunanistan’ın Girit Adası açıklarında meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem, hem Yunanistan kıyılarında hem de Türkiye’nin batı sahil kentlerinde hissedildi. Yerel saatle sabahın erken saatlerinde yaşanan sarsıntı, halk arasında kısa süreli paniğe neden oldu. Depremin merkez üssü deniz tabanında, yerin yaklaşık 17 kilometre derinliğinde yer aldı.
Ege Denizi'nde 6,1 büyüklüğünde deprem
AFAD, depremin Türkiye kıyılarına en yakın noktasının Muğla’nın Datça ilçesine 166 kilometre mesafede olduğunu bildirdi. Deprem Muğla, İzmir, Aydın, Denizli ve Antalya gibi kentlerde hafif şekilde hissedildi; ancak ilk belirlemelere göre can kaybı veya maddi hasar yaşanmadı.
PROF. DR. ŞERİF BARIŞ: BU DEPREM TÜRKİYE’DE YENİ BİR FAYI TETİKLEMEZ
NTV’ye değerlendirmelerde bulunan Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, depremle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Barış, sarsıntının sismolojik açıdan olağan bir etkinlik artışı olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu geçici bir etkinlik artışı, aslında olağan bir durum. Bu bölge zaten sürekli bu büyüklüklerde deprem üreten ve daha büyük depremler üretme potansiyeli olan bir yer.”
YUNANİSTAN KIYILARINDA GERİLİM, TÜRKİYE’DE ETKİ SINIRLI
14 Mayıs’ta da benzer büyüklükte bir depremin yaşandığını hatırlatan Barış, bu tür sarsıntıların Türkiye’yi doğrudan etkilemeyeceğini vurguladı:
“Bu depremler Türkiye’yi yapısal anlamda etkilemez. En yakın yerleşim yerimize 190-200 kilometre uzaklıkta gerçekleşti. Bu nedenle hasar yapıcı bir etkisi söz konusu değil.”
Ancak Prof. Dr. Barış, daha büyük bir depremin (7,5-8 büyüklüğünde) meydana gelmesi halinde Ege ve Akdeniz kıyılarında tsunami riski doğabileceğine de dikkat çekti.
TSUNAMİ UYARISI: SAHİL KESİMLERİNDE UYARI SİSTEMLERİ ŞART
Tsunami ihtimaline karşı önlem alınması gerektiğini vurgulayan Barış, kıyı bölgelerinde yaşayan vatandaşlar için uyarı sistemlerinin ve tahliye planlarının oluşturulmasının önemine işaret etti. Özellikle Girit-Adalar Denizi çevresi, tsunami üretme potansiyeline sahip sismik alanlar arasında yer alıyor.
“Tsunami söz konusu olduğunda, dakikalar içinde karar verip harekete geçmek gerekir. Bu nedenle otomatik sistemlerle desteklenen, yerel yönetimlerce test edilmiş acil eylem planları büyük önem taşıyor.”
HELEN YAYI: EGE’NİN ALTINDA SESSİZ TEHLİKE
Girit Adası çevresinde meydana gelen depremler, Helen Yayı olarak adlandırılan ve Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalma hareketiyle oluşan sismik kuşakta yer alıyor. Bu kuşak, tarih boyunca çok sayıda büyük deprem üretmiş durumda.
Prof. Dr. Barış, bu bölgenin jeolojik olarak Türkiye’den bağımsız işlediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Burası Yunanistan’a ait deniz sınırları içerisinde kalan, Türkiye’nin doğrudan aktif fay sistemleriyle bağlantısı olmayan bir bölge. Bu nedenle Ege’de meydana gelen bu depremin Türkiye’de başka bir fayı tetiklemesi mümkün değil.”
TÜRKİYE KIYILARINDA SİSMİK RİSK BİTMİYOR
Barış, her ne kadar bu deprem Türkiye’yi doğrudan etkilemese de, Ege kıyılarının birçok aktif fay hattına sahip olduğunu ve bu bölgelerde de benzer büyüklükte depremler yaşanmasının mümkün olduğunu söyledi:
“Türkiye'nin Ege kıyılarında onlarca bu büyüklükte deprem üretecek fay hattı var ve bunların çoğu deniz altında. Ancak deniz altındaki fayların ne zaman kırılacağını tahmin etmek kara üzerindeki kadar kolay değil.”
“TÜRKİYE, DÜNYANIN EN AKTİF TEKTONİK KUŞAKLARINDAN BİRİNDE”
Ege Denizi ve çevresindeki sismik hareketliliğin, Türkiye'nin genel deprem riski içinde olağan bir durum olduğuna işaret eden Barış, şu uyarıyı yaptı:
“Türkiye, dünyanın en aktif tektonik kuşaklarından birinde yer alıyor. Bu yüzden sade ve tek cümlelik açıklamalarla Ege gibi karmaşık bölgelerdeki deprem riski değerlendirilemez. Her bölgenin potansiyeli ayrı ayrı ele alınmalı ve sürekli izlenmeli.”
