Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla hazırlıkları süren ve kamuoyunda “Vatandaşlık Maaşı” olarak yansıtılan yeni sosyal yardım modeliyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Henüz uygulamaya geçirilmemiş olan sistemin 2026’da pilot illerde başlatılması öngörülürken, uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmeler, bu tasarının hem içeriğine hem de olası etkilerine dair soru işaretlerini gün yüzüne çıkardı.
Dar gelirli aileye vatandaşlık maaşı geliyor: Önce pilot illerde uygulanacak
"KAYNAK NASIL SAĞLANACAK, ŞEFFAF BİÇİMDE ANLATILMASI GEREK"
Finansal Piyasalar Uzmanı İris Cibre, destek mekanizmasının sosyal devlet ilkesi açısından önemli olduğunu ifade etti. “İş bulana kadar, böylesi destekler çok önemli ve olumlu” dedi. Ancak bütçedeki açığın ve artan vergi yükünün altını çizdi. “Fakat, hazine bütçe açığı veriyor. GSYH oranı alarm seviyesinde olmasa da enflasyonist seviyede. Vatandaş da, vergi artışlarının optimize seviyeyi geçmiş olmasından rahatsız” ifadelerini kullandı. Bu şartlarda kaynak konusunun net biçimde kamuoyuna anlatılması gerektiğini belirtti. Cibre paylaşımının sonunda, "Dolayısıyla, ne yazık ki hayal olarak kalacak bir proje gibi görünüyor." dedi.
Geçen hafta Bakan Şimşek, bu pilot projeden bahsetmişti
— İris Cibre ???? (@iriscibre) November 20, 2025
Asgari geçim desteği geliyor.
Sosyal devlet anlayışı açısından, iş bulana kadar, böylesi destekler çok önemli ve olumlu
Ama, kaynak nedir?
Bu tip desteklere, var olan vergilerimizle katkı sağlamamız, toplumsal huzur… pic.twitter.com/tL2zuijR0b
"KÖTÜ TASARLANIRSA BÜTÇE YÜKÜ HÂLİNE GELİR”
Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun ise sistemin Avrupa’daki “asgari gelir güvencesi” modellerine benzediğine dikkat çekti. “Amaç, her hanenin en az asgari ücret düzeyinde bir gelire ulaşmasını sağlamak” dedi. Desteğin yalnızca dar gelirli haneleri kapsayacağını, evde kimse çalışmıyorsa ya da toplam gelir yetersizse aileden biri işe girene kadar devam edeceğini belirtti.
Türkiye’deki kayıt dışı istihdam nedeniyle denetimsizliğin gelir gizleme sorununu büyütebileceğini ifade etti. Sistem doğru kurulursa yardımları tek çatı altında toplama fırsatı doğacağını ancak kapsamın genişletilmesi hâlinde maliyetin yönetilemeyecek seviyeye ulaşabileceğini vurguladı. “İyi tasarlanırsa sosyal yatırım olur, kötü tasarlanırsa bütçe yükü hâline gelir” diyerek uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı.
“Vatandaşlık Maaşı” geliyor! Bu Ne Anlama Geliyor? Avrupa Örnekleriyle Birlikte 13 Maddede (Gelir Tamamlayıcı Asgari Destek Sistemi)Özet
— Özgür Erdursun (@ozgurerdursun) November 20, 2025
1.Vatandaşlık Maaşı, geliri asgari ücretin altında kalan hanelere verilen tamamlayıcı bir destek olacak.
2.Amaç, her hanenin en az asgari ücret…
"YILLARDIR METİNLERDE VAR AMA ATILMIŞ SOMUT BİR ADIM YOK"
Sosyal güvenlik uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik ise Aziz Çelik, sistemin kamuoyuna sunuluş biçimini sert şekilde eleştirdi. “Bahsedilen şey, herkese koşulsuz verilen ‘Vatandaşlık Maaşı’ değil, ‘Asgari Gelir Desteği’dir” diyerek kavramsal karmaşaya işaret etti. Söz konusu vaadin 12. Kalkınma Planı ile 2024 ve 2025 Cumhurbaşkanlığı programlarında da yer aldığını, 2026’ya sadece taşındığını söyledi. “Yıllardır metinlerde var ama atılmış somut bir adım yok” ifadesini kullandı.
Bütçedeki artışın sınırlı kaldığını belirtti. “2026 Yıllık Programı’nda ‘Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler’ kalemi 734 milyar TL. Artış yalnızca 172 milyar TL. Bu kaynakla 5 milyon haneye insanca bir maaş verilmesi mümkün değil” dedi. “Yapacakları en fazla; mevcut sosyal yardım ödemelerinin adının değiştirilip yeniden düzenlemektir. Harçlık düzeyinde bir ödemeye dönüşecek bir uygulamayla karşı karşıya kalınabilir. Hayale kapılmaya gerek yok” uyarısında bulundu.
