Antalya'da 8 yıl boyunca yapılan çalışmalar umutlu sonuçları da beraberinde getirdi. Gübreye alternatif oluyor bitkilerin verimini ve dayanıklılığını arttırıyor. Toprak sağlığını iyileştirirken su tutma kapasitesi ile birlikte çevre dostu bir yatırım oluyor. İşte tüm detaylar…
Antalya'da 8 yıllık yoğun AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirilen jeotermal biyomineral, tarım dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Gübreye alternatif bir ürün olarak öne çıkan jeotermal biyomineral, toprak sağlığını iyileştirme, su tutma kapasitesini artırma ve bitkilerin besin maddelerine erişimini kolaylaştırma gibi benzersiz özelliklere sahip. Ürün, bu yıl düzenlenen Growtech Antalya Tarım Fuarı'nda ATSO Tarım İnovasyon Ödülü'ne layık görüldü. İşte bu çevre dostu yeniliğin tüm detayları…
TOPRAĞIN MİNERAL KİLİDİNİ AÇAN YENİLİK
Jeotermal biyomineral, organik kökenli silisyum, kalsiyum, kükürt, magnezyum, demir ve alginik asit gibi zengin mineralleriyle dikkat çekiyor. Ürün, toprakta kilitlenmiş mineralleri serbest bırakarak bitkilerin bu değerli minerallere ulaşmasını sağlıyor. Granül formda köklere uygulanabilen veya yapraklara püskürtülebilen bu biyomineral, bitki gelişimini ve dayanıklılığını üst seviyeye çıkarıyor.
Kurak ve çorak topraklarda bile etkili olan jeotermal biyomineral, bitkilerin kök gelişimini artırıyor ve suyun toprak altındaki buharlaşmasını önleyerek daha sürdürülebilir bir tarım uygulaması sunuyor.
Jeotermal biyomineralin etkinliği, Türkiye’nin farklı bölgelerinde gerçekleştirilen tarla ve bahçe denemeleriyle test edildi. Antalya, Konya, Şanlıurfa ve Adana gibi illerde pamuk, zeytin, kiraz ve turunçgiller üzerinde yapılan uygulamalar, ürünün verim artırıcı etkisini gözler önüne serdi. Örneğin, Şanlıurfa’da pamuk tarlalarında pamuk lifi uzunluğu ve inceliği artırılırken, Konya Ovası'ndaki çorak topraklarda zeytin ve kiraz ağaçlarının dayanıklılığı gözle görülür şekilde iyileştirildi.
TARIM İNOVASYON ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ
Jeotermal biyomineral, 2023 yılında düzenlenen ve 31 ülkeden katılımcının yer aldığı Growtech Antalya Tarım Fuarı'nda "Bitki Besleme" dalında ATSO Tarım İnovasyon Ödülü kazandı. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün (BATEM) bahçesinde avokado ve turunçgillerde denenen ürün, köklere ve yapraklara uygulandığında olumlu sonuçlar verdi. Bu başarı, ürünün tarım sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı.
ÇEVRE DOSTU ÖZELLİKLER SAĞLIYOR
Ürünü geliştiren şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Rauf Canak, jeotermal biyomineralin birçok faydasını şu sözlerle anlattı:
“Bu ürün, toprak altındaki suyun buharlaşmasını önleyerek suyun tutulmasını sağlıyor. Aynı zamanda, besin maddeleriyle saçak kök gelişimini artırarak bitki büyümesini destekliyor. 8 yıllık zorlu AR-GE sürecinde, ürünün her türlü nozuldan geçerek hem köklerin hem de yaprakların kolayca besin alabileceği formda olması için çalıştık.”
Jeotermal biyomineral, çevre dostu bir ürün olarak uluslararası organik sertifikası aldı. Bu ürün, kimyasal gübrelerin olumsuz çevresel etkilerini en aza indirerek sürdürülebilir tarımın önünü açıyor.
HEM KÖKTEN HEM DE YAPRAKTAN BESLİYOR
Jeotermal biyomineral, toprakta granül formda kullanıldığında köklerden besin alımını artırırken, yapraklara püskürtüldüğünde bitkinin dayanıklılığını ve verimini artırıyor. Rauf Canak, ürünün farklı bitki türlerinde elde ettiği başarıları şu şekilde özetledi:
“Zeytin ağaçlarında uyguladığımızda, sapların zeytin tanelerini sıkıca tuttuğunu ve ürünün dalda olgunlaştığını gördük. Kirazda meyve sapını güçlendirerek dökülmeleri önledi. Pamukta ise lif inceliğini ve uzunluğunu artırdı. Bu faydalar, toprağın özünde bulunan minerallerin serbest kalmasıyla sağlandı.”
KÜRESEL ISINMAYA KARŞI ÇÖZÜM
Jeotermal biyomineral, kuraklık ve çoraklık gibi zorlu koşullara sahip tarım alanlarında verimliliği artırma potansiyeliyle küresel ısınma karşısında etkili bir çözüm sunuyor. Ürün, yerli imkanlarla geliştirilmiş olup 20 milyon ton rezerv kapasitesine sahip.
GELECEĞİN TARIMI İÇİN UMUT VAAT EDİYOR
Jeotermal biyomineral, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından büyük bir yenilik olarak öne çıkıyor. Toprağın mineral kilidini açarak, bitkilerin hem kökten hem de yapraktan beslenmesini sağlayan bu çevre dostu ürün, küresel ısınmanın etkilerini azaltmada ve tarımın geleceğini şekillendirmede kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.
