Bunu görenler hem etkileniyor hem de ürperiyor. Dünyadaki en ilginç arkeolojik çalışmaların sonuçları bütün gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. 500 yıllık geçmişe rağmen zaman onları bir an olsun işlememiş. Bu çocukları görenler gerçek olduğuna inanamıyor.
Dünyanın en etkileyici ve ürkütücü arkeolojik keşiflerinden biri, And Dağları’nda bulunan Llullaillaco Dağı'nda gerçekleşti. 1999 yılında yapılan bu keşif, tarih ve doğanın gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 500 yıldan fazla bir süredir var olan Llullaillaco Çocukları'nın mumyaları, inanılmaz bir şekilde kusursuz bir biçimde korunmuş durumda ve bu durum, bilim dünyasında büyük şaşkınlık yaratıyor.
LLULLAILLACO DAĞI'NIN SIRRI
6.700 metre yüksekliğiyle And Dağları'nın kalbinde yer alan Llullaillaco Dağı, dünyanın en uzun volkanlarından biridir ve yüksekliği, buradaki tarihi keşifleri daha da etkileyici kılmaktadır. Bu dağ, sadece volkanik yapısıyla değil, aynı zamanda Inka uygarlığına ait çok değerli kalıntıları içinde barındırmasıyla da dikkat çekmektedir.
1999'da, Dr. Johan Reinhard ve ekibi, zorlu iklim koşullarında, düşük oksijen seviyelerinde, Llullaillaco Dağı'nın zirvesinde yer alan bir İnka tapınağında, olağanüstü şekilde korunmuş üç çocuk mumyası buldu. Bu mumyalar, Inka uygarlığının eski ritüelleri doğrultusunda tanrılara kurban edilen çocuklara aitti.
KURBAN EDİLEN ÇOCUKLAR
Capacocha, İnka kültüründe çok önemli bir ritüeldi. Bu ritüel kapsamında, toprakların bereketini sağlamak amacıyla çocuklar tanrılara kurban edilir ve İnka toplumunda bu durum çok kutsal kabul edilirdi. Bu üç çocuk, bir erkek ve iki kız çocuğuydu ve yaklaşık 500 yıl önce Llullaillaco Dağı'na kurban olarak sunulmuşlardı.
MUMYALARIN OLAĞANÜSTÜ KORUNUMU
Bu keşif, tarihte benzerine az rastlanacak nitelikte bir olaydır çünkü mumyalar neredeyse kusursuz bir şekilde korunmuştur. Dağın soğuk, kuru ortamı, düşük oksijen seviyesi ve yüksekliği, mumyaların zamanın tahribatından uzak kalmalarına yardımcı olmuştur. Çocukların saçları, ince işçilikle yapılmış renkli tören kıyafetleri, hatta yüz ifadeleri bile günümüze kadar bozulmadan ulaşmıştır. Bu, onları arkelojik buluntular açısından inanılmaz kılmaktadır.
Mumyaların en dikkat çekici özelliklerinden biri, "Bakire" lakaplı mumyanın saçlarında bulunan çiçek kalıntılarıdır. Bu, ritüelin ne kadar özenle yapıldığını ve çocukların ölüm öncesi geçirdikleri ritüellerin ayrıntılarını gösteriyor. Erkek çocuğunun dudaklarında ise kurumuş kan izleri görülmektedir, bu da ritüel sırasında yaşadığı acıyı simgeleyen bir izdir.
YÜZYILLARIN SIRRI ÇÖZÜLÜYOR
Bu mumyalar, yalnızca Inka uygarlığının dini inançlarını ve ritüellerini anlamamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda mumyalar üzerinde bulunan giysi dokuları, yemek kalıntıları ve diğer materyaller sayesinde bu çocukların nasıl yaşadığına dair derinlemesine bilgiler de sunmaktadır. Ne yediklerini, nasıl giyindiklerini ve hatta ölmeden önceki duygusal durumlarını bile anlamamıza yardımcı olabilecek ipuçları sunulmaktadır.
LLULLAILLACO MUMYALARI: BİR KEŞİF VE BİR YOLCULUK
Llullaillaco mumyaları, sadece arkeolojik bir keşif değil, aynı zamanda geçmişe yapılan büyüleyici bir yolculuk olarak kabul edilmektedir. Bu çocukların hikayesi, tarih, doğa ve insanlığın karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne seriyor. 500 yıl boyunca canlı gibi duran bu kalıntılar, tarihe ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi geçmişin derinliklerinde kaybolmuş dünyalara götürüyor.
Her geçen gün, bu gibi keşifler bilim dünyasında yeni sorular yaratırken, Llullaillaco Çocukları'nın mumyaları, tarihe karşı olan büyük ilgiyi bir kez daha canlı tutuyor ve insanlığın gizemli geçmişine olan yolculuğumuzu sürdürüyor.