İBB Başkanı İmamoğlu, Türkiye’nin iç ve dış gelişmeleri karşısında toplumsal dayanışma ve kurumsal yapının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. İmamoğlu, “Çevremiz ateş çemberine dönmüşken tüm cephelerimizi tahkim etmeliyiz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bölgesel ve iç tehditlere karşı toplumsal dayanışma ve kurumsal güçlenme çağrısında bulundu. İmamoğlu, “Çevremiz ateş çemberine dönmüşken tüm cephelerimizi tahkim etmeliyiz” diyerek, güçlü bir toplum ve liyakatle işleyen devlet yapısının önemine dikkat çekti.
İmamoğlu paylaşımında, sadece askeri değil, toplumsal ve kurumsal anlamda da güçlendirilmiş bir "iç cephe"ye ihtiyaç olduğunu vurguladı. “Tüm kurumlarıyla vatandaşına güven veren bir devlet, güçlü bir toplum olmalıyız” ifadelerini kullanan İmamoğlu, mevcut iktidarın partizanlık ve liyakatsizlik üzerinden ülkeyi zayıflattığını savundu.
İmamoğlu’nun açıklamasının tamamı şöyle:
“Çevremiz ateş çemberine dönmüşken tüm cephelerimizi tahkim etmeliyiz.
Bunun için her alanda güçlü bir ülke olmalıyız. Tüm kurumlarıyla vatandaşına güven veren bir devlet, güçlü bir toplum olmalıyız. Gücünü ve olanaklarını kendi iktidarı için değil, ülkede yaşayan her vatandaşın güçlenmesi için kullanan bir akla ihtiyacımız var.
Partizanlık, kayırmacılık, günü kurtarma, fırsatçılık, liyakatsizlik gibi kavramlar bütün ülkeleri içeriden derin derin kemiren, iktidarların keneleridir. Bu iktidarlar dışarıdan güçlü görünür ama içi boştur. Eğitimimiz, adalet sistemimiz, akademimiz, ekonomimiz başta olmak üzere bütün kurumlarımız liyakatle oluşturulmalı ve sapasağlam olmalı.
Biz ülkemizin gerçekten güçlü olmasını, komşuları ve bölgesi için sahici bir barış unsuru olmasını istiyoruz. Devamlı fitne fesat peşinde koşan, toplumsal kutuplaşmadan, ayrışmadan, çatışmadan beslenen, kendine devamlı suni düşmanlar üreten, sandıkta yenemediği rakiplerini hapse atan bugünkü iktidarla bunun asla başarılamayacağını düşünüyoruz.
Güçlendirmemiz gereken cephe tüm toplumdur, her bir bireydir, bu ülkenin en verimli kaynağı olan insanlarıdır. Bu akılla bir başarı hikayesi yazılabilir, iç cephe böyle güçlendirilebilir.
Her görüşten vatandaşın birbirine sımsıkı sarıldığı, ortak hedeflere odaklandığı, kişilerin değil kurumların ve toplumun güçlendiği bir ülke inşa edeceğiz.”