İstanbul Tabip Odası, İBB’ye yönelik operasyonların ardından ülke genelindeki protestolar ve gözaltı işlemleri sırasında yaşanan şiddet vakalarına dikkat çekerek, işkence suçunun tespitinde hekimlerin düzenleyeceği raporların önemini vurguladı. Yapılan açıklamada, gözaltı muayenelerinin hukuki gerekliliklere uygun yapılması gerektiği ve hekimlerin baskı altında kalmadan görevlerini yerine getirmeleri gerektiği belirtildi.
İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik operasyonlar ve ardından başlayan protestolarda yaşanan gözaltıların ardından kritik bir uyarı yayınladı. Yapılan açıklamada, "İşkence iddialarının tespitinde hekimlerin düzenlediği gözaltı giriş-çıkış muayene raporları yaşamsal öneme sahip" vurgusu yapıldı.
'HEKİMLER, TIP ETİĞİNE GÖRE HAREKET ETMELİ'
Açıklamada, son dönemde artan gözaltı şiddeti iddialarına dikkat çekilerek, hekimlerin bağımsız ve tarafsız bir şekilde muayene yapmasının zorunluluğu hatırlatıldı:
"Hekimlik mesleği baskı altında icra edilemez. Gözaltındaki kişilerin maruz kaldığı muamele, uluslararası protokollere uygun şekilde kayıt altına alınmalıdır. Muayenelerde tespit edilen her türlü fiziksel ve psikolojik şiddet bulgusu, eksiksiz belgelenmeli ve hukuki süreçte delil olarak kullanılmalıdır."
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolarda, özellikle öğrencilerin polis müdahalelerine maruz kaldığı belirtiliyor. Gözaltına alınanlar, "Karakolda ve gözaltı sürecinde şiddet gördük, sağlık muayeneleri usulüne uygun yapılmadı" iddialarını dile getiriyor.
'SİYASİ VE İDARİ BASKIYA BOYUN EĞMEYİN'
İTO, hekimlere yönelik yaptığı çağrıda, "Hukuka ve tıp etiğine aykırı hiçbir talimatı uygulamayın. İşkence ve kötü muamele iddialarını kayıt altına alırken, hiçbir siyasi veya idari baskıya boyun eğmeyin" ifadelerini kullandı.
Protestoların sürdüğü İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere pek çok ilde, gözaltı sayılarının arttığı ve sağlık hizmetlerine erişimde sorunlar yaşandığı bildiriliyor. İTO, "Hekimlerin tarafsızlığı, işkencenin önlenmesinde en önemli güvencedir" diyerek sürecin yakından takip edileceğini duyurdu.
AÇIKLAMANIN TAMAMI ŞU ŞEKİLDE:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve ana muhalefet partisi Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesinin ardından terör ve yolsuzluk suçlamaları gerekçesiyle gözaltına alınması ve sonrasında da tutuklanmasına karşı barışçıl muhalif gösteriler günlerdir devam ediyor.
Öncelikle söylenmesi gereken, önceden izin alınmaksızın barışçıl toplanma ve gösteri yapma hakkının Anayasamızda (madde 34) açıkça tanımlanan bir hak olduğu gerçeğidir. Aralarında hekimlerin ve tıp öğrencilerinin de olduğu gençlerin bu hakkı kullandıkları ve demokratik tepkilerini gösterdikleri için hakaret, kaba dayak ve daha da ötesine giden, bütünü işkence kapsamında değerlendirilebilecek uygulamalara maruz bırakılması kabul edilemez.
"GÖRÜNTÜLERİ DEHŞETLE İZLİYORUZ"
Ancak ne yazık ki güvenlik güçlerinin yurttaşlarımıza karşı giderek daha da artan bir şekilde şiddet uyguladığı, bu şiddetin daha çok gençlere yönelik olarak işkenceye dönüştüğü yönündeki iddiaları dikkatle takip ediyor ve görüntüleri dehşetle izliyoruz.
Öncelikle belirtelim ki işkence insanlık suçudur. Türk Ceza Kanunu 94. Maddesine göre zaman aşımı işlemeyecek şekilde üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasını gerektirir.
"HEKİMLERİN DÜZENLEYECEĞİ RAPORLAR SON DERECE KRİTİK ÖNEME SAHİP"
İşkence suçunun tespitinde ve ispatında başta gözaltı giriş-çıkış muayeneleri olmak üzere biz hekimlerin düzenleyeceği raporlar son derece kritik öneme sahiptir.
Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında kabul edilen, daha sonra pek çok kez güncellenen işkencenin soruşturulması ve belgelendirmesi için hazırlanmış el kılavuzunun ismi, bugünlerde bize belki manidar olarak gelse de, İstanbul’dur (İstanbul protokolü). Dünyada işkenceyle mücadele metnine isim olarak ilham olmuş şehirde çalışan hekimler olarak işkenceyle mücadele konusunda herkesten daha fazla ihtimam göstermemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Bu nedenle bu muayenelerde görev alan meslektaşlarımıza İstanbul Protokolü'nü esas alarak aşağıdaki uyarılara azami dikkat göstermesini hatırlatıyoruz:• Gözaltı muayeneleri sağlık kurumlarında yapılır. Karakollar, emniyet müdürlükleri, gözaltı merkezleri gibi yerlerde gözaltı muayenesi yapmanız konusundaki sözlü ya da yazılı görevlendirmeler kanun dışı emir niteliğinde olup kesinlikle kabul etmeyiniz.
• Muayene sırasında emniyet güçlerinin muayene odasında bulunması ve kelepçeli muayene kesinlikle kabul edilemez. Bu tür bir durumla karşılaştığınızda emniyet görevlilerinden kelepçeyi çözmesini ve odayı terk etmesini isteyiniz, kabul etmediği takdirde idari yetkilinize bilgi vererek tutanak tutunuz.
• Muayenede mutlaka ayrıntılı olarak anamnez alınız, kişinin bütün vücudunu ayrıntılı olarak muayene ediniz, saptadığınız bütün bulguları raporunuza geçiriniz ve fotoğraflayınız.
• Raporunuzu bir an önce hazırlayıp teslim etmek konusundaki baskıları kabul etmeyiniz; gerekli gördüğünüz bütün konsültasyonları mutlaka isteyip sonucunu bekleyiniz.
"HEKİMLİK BASKI ALTINDA YAPILAMAZ"
Hekimlik baskı altında yapılamaz. Görev yaptığınız ortamda kendinizi herhangi bir şekilde baskı altında hissettiğinizde idari sorumlunuza bilgi vererek görev yerinizi hızla terk edebileceğinizi unutmayınız.
Muayeneler sırasında, her ne mazeretle olursa olsun, yukarıda saydığımız kurallara uyulmadığı takdirde hakkınızda yasal işlem yapılabileceğini hatırlatırız. İstanbul Tabip Odası olarak biz hiçbir hekimin yaşanmış bir insanlık suçunu yasak olduğu için değil, hekimlik değerleri gereği belgeleme sorumluluğundan kaçmayacağına dair inancımızın tam olduğunu ifade etmek isteriz.
İstanbul Tabip Odası işkencenin karşısında olup meslektaşlarımızın yaşayacağı her türlü sorunda elinden gelen her türlü çabayı fedakârca göstermeye hazır olduğunun bilinmesini isteriz."
Bu konuyla ilgili bir sorunla karşılaştığınızda mutlaka meslek örgütünüz İstanbul Tabip Odası’na haber veriniz. Bugünleri hep birlikte dayanışmayla aşacağımıza olan inancımız ve mesleğimize saygımızla."