İstanbul'da meydana gelen 6.2 şiddetindeki deprem yürekleri ağızlara getirdi. Yaşanan deprem riski vatandaşları tedirgin ederken ABD'de görevli Türk deprem uzmanının son analizleri herkesi korkuttu. İstanbul'da 6.2’lik deprem! Hazırlıklı olun, daha büyüğü geliyor! İşte detaylar haberimizde...
BURAK AKDOĞAN
İstanbul'u ve Marmara Bölgesi'ni sarsan 6.2 büyüklüğündeki deprem, gözleri bir kez daha bölgenin deprem riskine çevirdi. Deprem riski analizi ve afet yönetimi çözümleri sunan araştırma şirketi Temblor'un kurucusu, eski USGS (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu) uzmanı Volkan Sevilgen ve çalışma arkadaşı Ross S. Stein, bu depremin ardından Temblor'un internet sitesinde yayınladıkları makaleyle önemli değerlendirmelerde bulundu.
DEPREM, TARİHİ BÜYÜK DEPREMLERİN YAŞANDIĞI FAY KOLUNDA
Sevilgen ve Stein'a göre, yerel saatle 12:49'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'nden geçen 1000 kilometrelik kolu olan Marmara Fayı üzerinde meydana geldi. Depremin merkez üssü, İstanbul'un güneybatısında, 1509 ve 1766 gibi tarihi büyük depremlerin yaşandığı bölgeye oldukça yakın. Kandilli Rasathanesi verilerine göre deprem, yaklaşık 20 kilometrelik bir fay segmentini kırmış görünüyor. Bu uzunluk, 6.2 büyüklüğündeki bir deprem için tipik bir değer olarak kabul ediliyor.
DAHA BÜYÜK DEPREM RİSKİ ARTTI
Makalede, Marmara Fayı'nın yılda 23 milimetre (yaklaşık 1 inç) gibi yüksek bir kayma hızına sahip olduğu belirtiliyor. Bu hız, Kaliforniya'daki San Andreas Fayı ile benzerlik gösteriyor. Bölgenin uzun ve detaylı deprem kayıtları, fayın davranışını anlamada önemli bir avantaj sağlıyor. 1509 ve 1766'daki 7'nin üzerindeki büyük depremlerin yanı sıra 1754 ve 1894'te de 7 civarında depremler yaşanmış. Ancak 1766'dan bu yana Marmara Fayı'nın yaklaşık 160 kilometrelik bir bölümünün kırılmadığı ve bu bölümde stresin biriktiği vurgulanıyor.
Parsons'un 2004'teki çalışmasına atıfta bulunan uzmanlar, 2004-2034 periyodu için İstanbul'u etkileyecek 7 veya daha büyük bir deprem olasılığının %41±14 olduğunu hatırlatıyor ve bu olasılığın bugün muhtemelen daha yüksek, ancak belirsizliğini koruduğunu belirtiyorlar.
2019 DEPREMİYLE BAĞLANTISI "İLGİ ÇEKİCİ AMA ÖN DEĞERLENDİRME"
6.2'lik depremin, 2019'da yaşanan 5.7 büyüklüğündeki depremin yakınında meydana gelmesi dikkat çekiyor. Ancak 2019 depremi Marmara Fayı'nın bir kolunda ve sıkışma (ters faylanma) mekanizmasıyla oluşmuşken, 2024 depremi ana fay üzerinde ve sağ yanal doğrultu atımlı. Sevilgen ve Stein, 2019'daki depremin ardından yaptıkları stres transferi analizinde, 6.2'lik depremin meydana geldiği bölgenin kırılmaya yaklaştığını hesapladıklarını belirtiyorlar. Ancak bu bağlantının, depremlerin odak derinliklerine bağlı hassasiyet nedeniyle "ilgi çekici ama ön değerlendirme" niteliğinde olduğunu vurguluyorlar.
OLASI BÜYÜK DEPREM NE YÖNE KIRILIR?
Uzmanlar, 6.2'lik depremin daha büyük bir depremin (7'nin üzerinde) öncüsü olması gibi düşük bir ihtimalde, kırılmanın yönünün önemli olacağını belirtiyorlar. Becker ve arkadaşlarının (2023) yaptığı 'tekrarlayan deprem' analizine göre, 6.2'lik depremin batısındaki 40 kilometrelik bölümün 'sürünen' (creeping) yani enerjisini yavaşça boşaltan bir yapıda olduğu, dolayısıyla büyük bir kırılmanın bu yöne ilerlemesinin düşük ihtimal olduğu belirtiliyor. Buna karşın, depremin doğusundaki (İstanbul yönündeki) bölümün kilitli olduğu ve olası bir büyük kırılmanın bu yöne doğru ilerlemesinin çok daha muhtemel göründüğü ifade ediliyor.
MARMARA FAYI "GÜNÜ DOLDU" MU?
1509 ve 1766 depremleri arasındaki yaklaşık 250 yıllık sürenin, büyük depremlerin tekrarlanma periyodu olarak görülmesinin yanıltıcı olacağını belirten uzmanlar, deprem oluşumunun oldukça düzensiz olduğunu vurguluyor. Ancak 1766'dan bu yana geçen 250 yılın, yakında büyük bir deprem olması durumunda kimsenin şaşırmaması gerektiği anlamına geldiğini de ekliyorlar: "Mümkün, ancak illa ki eli kulağında değil."
İSTANBUL'UN KIRILGANLIĞI VE KORKUTAN SENARYO
Makalede, İstanbul'un Marmara Fayı'na 15 kilometre mesafede olmasının göreceli bir avantaj olduğu, ancak 1960'lardan sonraki kontrolsüz büyüme ve inşaat yönetmeliklerine uyulmamasının şehri bugün çok kırılgan hale getirdiği belirtiliyor. Erdik ve arkadaşlarının (2004) yaptığı 7.5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosuna göre, İstanbul'da 30.000-40.000 ölüm, 4.000-5.000 tamamen yıkılacak bina ve 35.000-40.000 ağır hasarlı bina tahmin edildiği hatırlatılıyor. 2023 Kahramanmaraş depremlerindeki yıkım göz önüne alındığında, bu tahminin artık makul, hatta "basiretli" göründüğü ifade ediliyor.
Sevilgen ve Stein, böyle bir olayın dünyanın en güzel ve tarihi öneme sahip şehirlerinden biri için felaket olmasının kaçınılmaz göründüğünü belirterek, hazırlıkların önemine dikkat çekiyorlar.