Son yıllarda Konya'nın özellikle Karapınar ilçesinde gözlemlenen dev obruklar, dünya basınının ilgisini çekmeye devam ediyor. Hindistan’ın önde gelen haftalık gazetelerinden India Today, Türkiye’nin tarım arazilerini tehdit eden bu dev çukurları inceledi. AFAD tarafından yapılan son çalışmalara göre, Konya'da 684 çöküntü tespit edildi ve bu çöküntüler giderek artan bir sorun oluşturuyor.
YERALTI SUYU ÇEKİLMESİ VE KARSTİK YAPI İLE İLİŞKİSİ
Konya’daki obruklar, bölgenin karstik arazi yapısı ve yeraltı su seviyelerinin hızla düşmesi nedeniyle oluşuyor. Uzmanlara göre, bu bölge, binlerce yıl boyunca çözünür karbonat ve alçıtaşı kayalarının üzerine yerleşmiş geniş bir alana sahip. Bu yapı, doğal olarak çökmeye eğilimli. Ancak son yıllarda, yeraltı su seviyelerinin düşmesiyle bu çukurların oluşum hızı artmış durumda. Geçmişte 10 yılda sadece birkaç obruk kaydedilirken, 2000’lerden sonra her yıl yüzlerce yeni obruk ortaya çıkıyor.
KURAKLIK VE AŞIRI SULAMA ETKİSİ
Uzmanlar, obrukların artmasında iklim değişikliğinin ve aşırı sulamanın büyük rol oynadığını belirtiyor. Özellikle şeker pancarı ve mısır gibi suya bağımlı tarım ürünlerinin yoğun sulanması, yeraltı su seviyelerinin hızla düşmesine yol açmış. 2021 itibariyle, 15 yılın en düşük su seviyelerine ulaşılması, bu sorunun boyutlarını gözler önüne seriyor. Ayrıca, yeraltı suyu çekiminin doğal yenilenme oranlarının çok gerisinde kalması, çökme riskini artırıyor.
OBRUKLARIN TARIM VE ALTYAPIYA ETKİSİ
Bu dev çukurlar, tarım arazilerini tehdit etmenin ötesinde, yolları ve yapıları da etkiliyor. Özellikle Karapınar gibi bölgelerde, obruklar derinleştikçe, çiftçiler yüksek riskli arazileri terk etmeye zorlanıyor. Konya Teknik Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yeraltı suyu kullanımına sıkı denetimler getirilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Ayrıca, suyu daha verimli kullanan tarım yöntemlerine geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.
ÇÖZÜM İÇİN ACİL ADIMLAR GEREKLİ
Konya'daki obrukların sayısı hızla artarken, çözüm için acil önlemler alınmazsa, bu çöküntüler Türkiye’nin tahıl ambarında daha da yaygınlaşabilir. Yetkililer, su tüketimini sınırlayacak tarım yöntemleri ve sıkı su yönetimi öneriyor. Aksi takdirde, bu dramatik çöküntüler hem bölge halkı hem de ülke ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturacak.
