Marmara Denizi'nde meydana gelen ve İstanbul dahil geniş bir alanda paniğe neden olan 5.0 büyüklüğündeki depremin ardından, farklı uzmanlardan değerlendirmeler gelmeye devam ediyor. Prof. Dr. Osman Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, depremin korkulan büyük İstanbul depreminin bir habercisi olmadığını belirterek sakin olunması çağrısında bulundu.
M5 MARMARA EREĞLİSİ DEPREMİ
— Prof. Dr. Osman Bektaş (@profobektas) October 2, 2025
2012 yılında olan 5 büyüklüğündeki depremin olduğu yerde gerçekleşti.
Tekirdağ Çukuru- Kumburgaz Çukuru fayın creep yaptığı, sürüklendiği bölgedir.
Panik yok.
Büyük deprem beklentisini gösteren veri yok. pic.twitter.com/SM7PZjG8gt
PROF. DR. BEKTAŞ: "PANİK YOK, BÜYÜK DEPREM BEKLENTİSİ YOK"
Prof. Dr. Bektaş, yaptığı değerlendirmede, depremin endişe verici bir duruma işaret etmediğini net bir dille ifade etti. Bektaş, sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"M5 MARMARA EREĞLİSİ DEPREMİ 2012 yılında olan 5 büyüklüğündeki depremin creep yaptığı yerde gerçekleşti. Tekirdağ Çukuru - Kumburgaz Çukuru fayın creep yaptığı, sürüklendiği bölgedir. Panik yok. Büyük deprem beklentisini gösteren veri yok."
Marmara Depremi'ne uzman yorumu! "23 Nisan'da meydana gelen deprem bu bölgeye stres transfer etti"
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Senaryonun yarısı gerçekleşti! Silivri fayı hâlâ riskli
DEPREM, FAYIN "SÜRÜNME" YAPTIĞI BÖLGEDE GERÇEKLEŞTİ
Prof. Dr. Bektaş'ın analizinin merkezinde, depremin meydana geldiği fay segmentinin "sürünme" (creep) karakteristiği yer alıyor. Deprem biliminde "sürünen faylar", enerjiyi büyük bir depremle aniden boşaltmak yerine, yavaş ve sürekli hareketlerle küçük sarsıntılar üreterek üzerlerindeki stresi azaltır. Bektaş'a göre bu deprem, enerjisini biriktiren "kilitli" bir fayda değil, sürekli hareket halinde olan ve bu tür orta büyüklükte depremler üreten "sürünen" bir fay üzerinde meydana geldi.

"2012 DEPREMİYLE AYNI YERDE OLDU"
Bektaş'ın dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise, bugünkü depremin 2012 yılında meydana gelen yine 5.0 büyüklüğündeki bir depremle aynı yerde olması. Bu durum, bölgenin sismik karakterinin büyük bir deprem üretmek yerine, belirli aralıklarla orta büyüklükte sarsıntılarla enerji boşaltma eğiliminde olduğu teorisini güçlendiriyor.

