Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından atama konusuna ilişkin yapılan açıklamalar öğretmen adayları arasında tepkiye neden oldu. Bakan Tekin’in “mülakatsız atama” konusu hakkında son söylemleri atama bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. İşte konuya ilişkin detaylar…
ZEYNEP ORHAN
2023 genel seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, atama bekleyen öğretmemelere müjdeli bir haber vermişti. Öğretmenlerin artık mülakatsız atanacağı haberi büyük sevince neden olurken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yaptığı son açıklamalar binlerce öğretmenin şaşırmasına yol açtı.
ÖĞRETMENLER HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI
AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs 2023 seçimleri öncesinde kamuda mülakat uygulamasını kaldırma vaadi, yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakatın devam edeceğini açıklamasıyla öğretmen adayları arasında büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Erdoğan'ın "Atamaları gençlerimizin başarı sıralamasına göre yapacağız" şeklindeki vaadinin aksine, Bakan Tekin'in açıklamaları, atama bekleyen öğretmenlerde tepkiyle karşılandı.
Atama bekleyen öğretmenler, mülakat kararının akademik başarıları ve alanlarında elde ettikleri dereceleri göz ardı ederek, onlara yapılan bir haksızlık olduğunu belirtiyor. Türkiye genelinde öğretmen ihtiyacının 150 bine yaklaştığı ve en az 100 bin öğretmen ataması yapılması gerektiği vurgulanırken, mülakat sürecinde yaşanan hak gasplarına dikkat çekiliyor.
'DERECEYE GİRENLER MÜLAKAT KURBANI OLDU'
Eğitim Sen Genel Sekreteri Zülküf Gümüş, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, son yıllarda mülakatla yapılan devlet kadrolarındaki atamalara toplumun güven duygusunun kalmadığını ifade etti. Gümüş, Türkiye'de dereceye giren birçok kişinin mülakat yoluyla elendiğine tanık olduklarını dile getirdi.
Uzmanlar ve eğitim çevreleri, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan öğretmen atamaları ve atama takvimine ilişkin detaylı bir açıklama bekliyor. Atama bekleyen öğretmenler ve eğitim sendikaları, mülakat kararının gözden geçirilmesi ve adaletli bir atama sürecinin sağlanması için çağrıda bulunuyor. Bu durum, eğitim alanındaki güven krizini ve öğretmen adaylarının endişelerini bir kez daha gündeme getiriyor.