Murat Ülker'den gezi izlenimleri: İtalya şehirleri birer açık hava müzesi

Murat Ülker'den gezi izlenimleri: İtalya şehirleri birer açık hava müzesi

Murat Ülker, İtalya’ya gerçekleştirdiği ziyaretlerinden izlenimlerini paylaştı. Ülker, Floransa, Venedik ve Pisa gibi şehirlerin tarih, sanat ve kültürle iç içe geçmiş yapısını değerlendirerek bu kentleri “adeta birer açık hava müzesi” olarak tanımladı.

İş insanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde yayımladığı son makalesinde İtalya’ya yaptığı seyahatlerden izlenimlerini paylaştı. Ülker, Floransa, Venedik, Pisa ve Roma gibi şehirlerin tarih, sanat ve günlük yaşamla iç içe geçmiş yapısını ayrıntılı şekilde değerlendirerek bu kentleri “birer açık hava müzesi” olarak nitelendirdi.

FLORANSA: RÖNESANS’IN KALBİNİN ATTIĞI ŞEHİR

Ülker, yazısında Floransa’nın Rönesans’ın doğup geliştiği merkez olduğunu vurguladı. Medici ailesinin mirası sayesinde bankerler, zanaatkârlar ve düşünürlerin bir araya geldiği kentin, fikirlerin ve sanatın özgürce dolaştığı bir atmosfer yarattığını belirtti.

Floransa’da Santa Maria del Fiore Katedrali’nin ve Brunelleschi’nin ünlü kubbesinin mimari bir devrim olduğunu aktaran Ülker, bu yapının hem mühendislik hem de estetik açıdan tarihe damga vurduğunu söyledi. Palazzo Vecchio’nun sert hatlarının şehrin politik gücünü yansıttığını, Palazzo Medici Riccardi’nin ise Floransa sokaklarına farklı bir estetik kattığını ifade etti.

Ponte Vecchio’nun üzerindeki kuyumcu dükkânlarının sanat ve ticaretin nasıl iç içe geçtiğinin somut bir örneği olduğunu kaydeden Ülker, Piazza della Signoria’daki heykellerin kamusal alanda sanatın en çarpıcı yüzünü temsil ettiğini dile getirdi.

Ülker ayrıca Uffizi Galerisi’nin sanatın halka açılmasında oynadığı rolü önemseyerek, kendi yaklaşımıyla da bir paralellik kurdu:

“Bizde de MUTLU ET MUTLU OL felsefemiz mucibince sanat eserlerimiz çalışanlarımızın isteğiyle ofislerde sergileniyor. Bunu bir usulle tüm Ülker Dostlarını kapsayacak şekilde genişletmek istiyorum.”

VENEDİK: TARİH, SANAT VE GÜNLÜK HAYATIN İÇ İÇE GEÇTİĞİ ŞEHİR

Venedik’i “kanalları, köprüleri ve gondollarıyla başlı başına bir tablo” diye tanımlayan Ülker, şehrin ticaretin sağladığı zenginliği sanata yansıttığını belirtti. San Marco Meydanı ve Bazilikası’nın büyüleyici atmosferine değinen Ülker, cephedeki altın süslemelerin gün ışığıyla farklı renklere büründüğünü aktardı.

Palazzo Ducale’nin Gotik zarafetini öne çıkaran Ülker, sarayın içindeki Titian ve Veronese tablolarının görkemi artırdığını söyledi. Venedikli ressamların renk ve ışığı ustalıkla kullandığını belirterek Bellini ve Titian’ın eserlerini hatırlattı.

Şehirde izlediği Giuseppe Verdi’nin Attila operasına da değinen Ülker, bu deneyimi tarih ve sanatın birleştiği özel bir an olarak tanımladı:

“Attila’yı doğduğu şehirde izlemek, sanatın yani müziğin hem sanatın hem de kolektif duyguların taşıyıcısı olduğunu bana çok güçlü şekilde hissettirdi.”

Ancak prodüksiyonun sahne ve kostüm açısından sade bırakıldığını da belirten Ülker, bunu gençliğinde İstanbul’da izlediği eserlerle kıyasladı.

Venedik ziyaretinin bir diğer önemli noktası ise sanatçı Ahmet Güneştekin’in Palazzo Gradenigo’daki yeni atölyesiydi. Ülker, Güneştekin’in girişimini “muhteşem” olarak değerlendirerek sanatçıyı tebrik etti.

PİSA: EĞİK KULE VE BİLİM TARİHİ

Ülker, Pisa’yı “mermer meydanları ve akademik havasıyla öne çıkan bir şehir” olarak tanımladı. Piazza dei Miracoli’deki Eğik Pisa Kulesi’nin, inşa sürecindeki hatalara rağmen mühendislik çözümleri sayesinde ayakta kalmayı başardığını anlattı.

Kulenin üçüncü katından sonra eğildiğini ve sonraki katların dengeyi sağlamak amacıyla ters eğimle yapıldığını belirten Ülker, kendi gözlemini ChatGPT’den aldığı teknik bilgilerle destekledi. Yazıda, 1990’larda yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde eğimin azaltıldığı ve kulenin güvenli hale getirildiği hatırlatıldı.

Ayrıca Galileo Galilei’nin Pisa’da doğduğunu ve burada yaptığı deneylerle bilimsel merakın izlerini bıraktığını vurgulayan Ülker, kentin sadece mimari değil, bilimsel tarih açısından da önem taşıdığını söyledi.

ROMA: MODERN VE ÇAĞDAŞ SANATIN MERKEZİ

Ülker yazısında, Roma’daki Galleria Nazionale d’Arte Moderna e Contemporanea’ya da yer verdi. 1883’te kurulan ve Cesare Bazzani tarafından tasarlanan müzenin, klasik ve modern mimariyi bir araya getirdiğini belirten Ülker, dış cephesindeki heykellerin yapıyı adeta bir sergi alanına dönüştürdüğünü ifade etti.

Müzenin bu yıl Ahmet Güneştekin’in “Yoktunuz / Eravate Assenti” sergisine ev sahipliği yaptığını hatırlatan Ülker, sergiden iki eserin Yıldız Holding sponsorluğu ile müze koleksiyonuna bağışlanmasının kendileri için ayrı bir gurur vesilesi olduğunu söyledi.

Sanatçının eserlerinde savaş, yoksulluk ve dışlanmışlık gibi evrensel temaları işlediğini belirten Ülker, özellikle “Picco di Memoria” (Hafıza Tepesi) adlı çalışmanın duyusal etkisine dikkat çekti.

“İTALYA’DAN ALINACAK ÇOK DERS VAR”

Ülker, yazısının sonunda İtalya şehirlerinin sanat, kültür ve günlük yaşamı iç içe geçirerek turistlere sunduğu özgün deneyimi övdü. “Nasıl sunuyorlar, nasıl muhafaza ediyorlar, nasıl özgün kılıyorlar ve tüm bu tarih ve turist yoğunluğuna rağmen günlük hayatlarını nasıl sürdürüyorlar?” sorularına yanıt aramak gerektiğini söyleyen Ülker, İtalyan şehirlerinden alınacak pek çok ders bulunduğunu ifade etti.

YORUMLAR (2)
2 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN