Mustafa Yeneroğlu, TBMM'deki basın toplantısında Özgür Özel'e yönelik saldırıyı kınadı, yeni yargı paketini eleştirdi ve Gezi davası ile KHK mağduriyetlerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Suç üreten sistemle yüzleşmeden adalet sağlanamaz” dedi.
Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 6 Mayıs 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki yargısal ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Yeneroğlu, konuşmasında hem yakın zamanda yaşanan siyasi saldırılara hem de hazırlıkları süren 10. Yargı Paketi’ne ilişkin kapsamlı eleştirilerde bulundu.
"SALDIRILAR KUTUPLAŞTIRICI SÖYLEMLERLE BESLENİYOR"
Konuşmasına kısa süre önce hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e rahmet dileyerek başlayan Yeneroğlu, Önder’in mücadelesini ve siyasi duruşunu saygıyla andı. Ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırıyı kınadı ve bu tür saldırıların kutuplaştırıcı söylemlerle beslendiğini belirtti.
Yeneroğlu, infaz düzenlemelerini içeren yeni yargı paketi hakkında ise “Yargı paketleri artık pansuman tedbirlerden öteye gidemiyor” dedi. Türkiye’de cezaevi nüfusunun son 20 yılda dramatik şekilde arttığını belirten Yeneroğlu, cezaevlerinin rehabilitasyon merkezleri olmaktan çıkıp suça eğilimi artıran yapılar haline geldiğini vurguladı. Türkiye’de cezaevinden çıkanların %45’inin yeniden suç işlediğini belirterek, sistemin kalıcı çözüm üretemediğini söyledi.
Yeni yargı paketinde mutlaka yer alması gerektiğini vurguladığı düzenlemeleri ise şu şekilde sıraladı:
- Anne ve babanın aynı anda tutuklu olması halinde çocuk için birinin yanında kalmasını sağlayacak yasal düzenleme
- Hasta mahpusların “cezaevinde kalamaz” raporları sonrası derhal tahliyesi
- Cezaevi gözlem kurullarının keyfiliğinin önlenmesi
- Siyasi suçlularda çifte standardın kaldırılması
Özellikle kamu düzeni gerekçesiyle tutuklamaların genişletilmesinin tehlikeli sonuçlar doğuracağını ifade eden Yeneroğlu, “Bu ifade muhalif gazeteciler ve siyasetçiler üzerinde yeni baskılar yaratabilir” dedi. Halkı yanıltıcı bilgi yayma suçu düzenlemesinin de araçsallaştırıldığını savundu.
Anayasa Mahkemesi’nin 5 Mayıs’ta verdiği bir kararı da değerlendiren Yeneroğlu, KHK ile ihraç edilen bir hakimin noterlik hakkı ile ilgili kararın yüzeyde olumlu görünse de içerik olarak yetersiz olduğunu söyledi. KHK mağduriyetlerinin sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, AİHM’nin Yalçınkaya kararının esas alınmasını önerdi.
AYŞE BARIM İDDİANAMESİ
Gezi olaylarıyla ilgili tutuklu menajer Ayşe Barım hakkında hazırlanan iddianameye de değinen Yeneroğlu, dosyada somut suç unsuru bulunmadığını belirtti. “Bir menajerin sanatçılarla iletişimi hükümeti devirmeye yardım sayılıyor” diyerek iddianamenin hukuk güvenliği açısından büyük bir tehdit olduğunu ifade etti.
TÜSİAD yetkililerine yönelik hazırlanan iddianameyi de eleştiren Yeneroğlu, iş dünyasının yaptığı açıklamaların “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçu kapsamına alınmasının ceza hukukunun öngörülebilirlik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı.
Basın toplantısının son bölümünde İsrail’in Gazze saldırılarına değinen Yeneroğlu, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarını “soykırım” olarak niteledi ve hükümeti somut adımlar atmaya çağırdı. Gazze’deki saldırıların durdurulması için İslam dünyasında ortak bir duruşun oluşturulması gerektiğini belirtti.
Konuşmasını “Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diyerek sonlandıran Yeneroğlu, basın toplantısı boyunca yargı reformlarının içerik olarak yetersizliğini, ifade özgürlüğü üzerindeki baskıyı ve hukukun araçsallaştırılmasını gündeme taşıdı.