Türkiye'de büyük yankı uyandıran ve Nevşehir cami avlusuna bırakılan bebek vakası olarak bilinen olayda, 34 yıl süren çetin bir hukuk mücadelesi sonuçlandı.
Henüz bir günlükken terk edilen Ayşe Taş'ın hayat hikayesi, yıllar sonra hem biyolojik ailesine hem de ailesi tarafından "Öldü" denilerek gömüldüğü kendi mezarına ulaşmasıyla dramatik hale geldi.
Genç kadın, uzun süredir devam eden hukuki sürecin sonunda adli tıp raporuyla biyolojik ailesini kesinleştirerek, mahkeme kararıyla yeni kimliğini ve gerçek soyadını almanın mutluluğunu yaşıyor.

Ayşe Taş
DRAMATİK BAŞLANGIÇ: BİR GÜNLÜKKEN TERK EDİLDİ
Olay, takvimler 1991 yılını gösterirken Nevşehir'de yaşandı.
Yasak bir ilişkinin ürünü olarak dünyaya gelen Ayşe Taş, doğumundan sadece bir gün sonra gizlice bir cami avlusuna bırakıldı.
Vatandaşların durumu fark etmesi üzerine devlet korumasına alınan bebek, daha sonra bir aileye evlatlık verildi.
EVLATLIK OLDUĞUNU POLİS GÖRÜŞMESİNDE ÖĞRENDİ
Evlatlık verildiği ailenin soyadını alarak büyüyen Ayşe Taş, 12 yaşına geldiğinde üvey annesinin vefatının ardından evden ayrıldı.
Polis tarafından bulunarak üvey babasına teslim edildiği sırada, polis memurları ile üvey babası arasındaki konuşmalara şahit oldu ve o an evlatlık olduğunu öğrendi.
Bu bilgi, genç kadının yıllar sürecek olan kimlik arayışını tetikleyen ilk kıvılcım oldu.

AİLE ARAYIŞI TELEVİZYON PROGRAMINDA SONUÇLANDI
18 yaşına bastığında resmiyet kazanan Ayşe Taş'ın biyolojik ailesini bulma mücadelesi, hukuksal süreçlerle başladı ancak uzun yıllar sonuçsuz kaldı.
Genç kadın, son çare olarak ulusal bir televizyon programına katıldı. Bu katılımın ardından gelen bir ihbar, aradığı annesinin kimliğine ulaşmasını sağladı.
Savcılık kararıyla anneye ait mezarın açılması ve yapılan DNA testi neticesinde biyolojik annesinin L.S. olduğu kesinleşti.
Annesinin vefatının ardından babasını bulma mücadelesine devam eden Ayşe Taş, gerçekleştirilen ikinci DNA testiyle biyolojik babasının Ömer Taş olduğunu öğrendi.
AİLESİNİ ARARKEN KENDİ MEZARINI BULMA ŞOKU
Ayşe Taş, annesinin vefatından sonra yürüttüğü araştırmalar sırasında herkesi şaşkına çeviren bir gerçeğe ulaştı.
Çevresindekilerin doğumdan sonra bebeğin öldüğünü ve mezarlığa defnedildiğini söylemesi üzerine, o mezarın kendisine ait olduğunu öğrendi.
Ayşe Taş, bu durumu, "Ailemi ararken, kendi mezarımı buldum" sözleriyle ifade etti.
Ailesinin kendisini cami avlusuna bıraktıktan sonra çevreye, "Çocuk öldü, gömdük" diyerek yalan söylediğini belirten Ayşe Taş, yıllarca herkesin kendisini mezarda sandığını dile getirdi.

YENİ SOYADI VE YENİ HAYAT: ARTIK YENİDEN DOĞUYORUM
Adli Tıp Kurumu'nun raporlarının ardından mahkeme kararıyla biyolojik babasının soyuna geçen Ayşe Taş, eski kimliğindeki 'Ayşe Neşeli' soyadı yerine artık 'Ayşe Taş' olarak anılacak.
Yeni kimlik süreci hakkında konuşan Ayşe Taş, duygularını, "Artık yeniden doğuyorum" sözleriyle özetledi.
Kimliğini öğrenme amacının sadece manevi olduğunu, ailesinden herhangi bir maddi beklentisi bulunmadığını vurgulayan kadın, "Çok uzun yıllar boyunca 'Ben kimim?' sorusuyla yaşadım. Artık kim olduğumu biliyorum, vicdanen rahatım. Artık hayatıma kaldığım yerden, kendi soyadımla devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
SOYAĞACINA KAVUŞTU, YERLEŞİM YERİ DEĞİŞTİ
Mahkeme kararıyla birlikte sadece soyadı değil, nüfus kaydı da değişen Ayşe Taş, Nevşehir merkezdeki kaydını Gülşehir ilçesine aldırdı.
Kadın, "Artık bir soyağacım var. Baktığımda dedemi, halamı, amcamı görebiliyorum. Bu beni mutlu ediyor. Hayatıma oradan devam edeceğim" dedi.
Yeni kimlik kartı için Nevşehir Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü'ne müracaat eden Ayşe Taş, kimliğinin çıkmasını büyük bir heyecanla bekliyor.
