Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Liderler Toplantısı’na katılarak Avrupalı mevkidaşlarına hitap etti. Özel, konuşmasında Türkiye’deki demokratik mücadeleye dikkat çekerken, özellikle iktidardaki bazı kardeş partilerin tutumlarını eleştirdi.
"PES YÖNETİMİNE TEŞEKKÜR, İKTİDARDAKİ LİDERLERE SİTEM"
Konuşmasına PES yönetimine ve Genel Sekreter Yardımcılarına sundukları kurumsal destek için teşekkür ederek başlayan Özgür Özel, Avrupa konseyi düzeyindeki parlamenter desteğin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Ancak Özel, bu desteğin yürütme organlarına aynı ölçüde yansımadığını belirterek, "Kardeş partilerimizin iktidardaki liderleri maalesef bizimle dayanışma göstermekte çekingen davranıyorlar. Bu durum, Erdoğan’ın Türkiye’deki pozisyonunu güçlendiriyor" değerlendirmesinde bulundu.
"AĞIR BİR SALDIRI ALTINDAYIZ"
Türkiye’de yerel seçimlerin ardından siyasi iklimin zorlaştığını vurgulayan CHP lideri, belediye başkanları ve siyasetçilere yönelik yargı süreçlerine dair şu verileri paylaştı:
Tutukluluk Durumu: 16 milyon nüfuslu İstanbul’un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra Antalya ve Adana büyükşehir belediye başkanları ile toplamda 16 belediye başkanı ve 102 siyaset arkadaşının hapiste olduğunu ifade etti.
Seçim Başarısı ve Mücadele: Son yerel seçimlerde nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin ise yüzde 85’ini temsil eden belediyeleri kazandıklarını hatırlatan Özel, bu başarının ardından ağır bir saldırı altına girdiklerini söyledi.
Toplumsal Muhalefet: Dokuz ayda toplam 75 büyük miting düzenlediklerini, katılımın bazı şehirlerde 2,4 milyona ulaştığını belirterek iktidara meydan okumaya devam ettiklerini dile getirdi.
İNGİLİZ İŞÇİ PARTİSİ’NE SERT TEPKİ
Özgür Özel’in konuşmasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri, İngiltere’de iktidarda bulunan kardeş parti İngiliz İşçi Partisi’ne yönelik eleştirileri oldu. Özel, "Bizim kardeş partiler olduğumuz gerçekliği var. Ancak İngiliz İşçi Partisi bugün Erdoğan’la, Erdoğan’ın beklediğinin üzerinde bir dayanışma gösteriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil" diyerek bu konudaki tepkisini her platformda sürdüreceğini vurguladı.
"OTORİTERLERLE ÇÖZÜM ARAMAK İSTİKRARSIZLIK GETİRİR"
Avrupa’nın savunma ve güvenlik kaygılarını anladığını ve Türkiye’nin bu konudaki katkılarını desteklediğini belirten Özel, otoriter popülizme karşı çözümün yine yerel otoriterlerle iş birliği yapmak olmadığını savundu. Özel, Avrupalı liderlere şu soruları yöneltti:
"Avrupa Birliği’nin sınırında demokratik bir Türkiye mi olacak ve o Türkiye’de kardeş partiniz mi iktidar olacak? Yoksa kardeş partinizi bir otoriter ezdireceksiniz ve siz onunla istikrarlı ilişkilerde bulunmaya mı çalışacaksınız?"
Gerçek istikrarın ancak demokrasi ile mümkün olabileceğini ifade eden Özel, otoriter liderlerin vaat ettiği çıkar ilişkilerinin uzun vadede yeni istikrarsızlıkların kapısını aralayacağını belirtti.
Özgür Özel'in açıklamaları şu şekilde:
Sayın Başkan, sizin şahsınızda hem değerli Giacomo’ya ve Genel Sekreter Yardımcılarına teşekkür ediyorum. Her fırsatta yanımızda oldunuz. Bizimle birlikte Türkiye’de birkaç kez bulundunuz ve en üst düzeyde kurumsal desteği ilettiniz. Bunun için size teşekkür ediyorum. Ancak durum bütün sosyal demokrat, sosyalist ailemiz için öyle değil. Bu konudaki sıkıntıyı dile getirerek başlamak isterim. Parlamenterler düzeyinde konseyde çok önemli bir destek alıyoruz. Ancak iş, yürütme düzeyine geldiğinde değerli kardeş partilerimizin iktidardaki liderleri bu noktada maalesef bizimle bir dayanışma göstermeye son derece çekingen davranıyorlar. Bu da Erdoğan’ın Türkiye’deki pozisyonunu güçlendiriyor.
Türkiye’de üç büyükşehir belediye başkanı; Antalya, Adana ve İstanbul’un belediye başkanları hapistedir. 16 belediye başkanım, 102 siyaset arkadaşım hapistedir. Dokuz ay sonra ancak iddianame düzenlenmiş ve ilk dava tarihi üç ay sonraya verilmiştir. Dokuz aydır Türkiye’de toplam 75 büyük miting yaptık. Bunlardan, çeşitli şehirlerde yaptığımız mitinglerden en kalabalığı 2,4 milyon, en az katılım olanı da 50 bin kişilik mitinglerdir. Toplam 75 büyük mitingle Erdoğan’a meydan okuyoruz. Türkiye’de büyük bir mücadele veriliyor. Son yerel seçimlerde nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 85’ini temsil eden belediyeleri kazandık ve ondan sonra ağır bir saldırı altındayız.
Türkiye gibi bir ülkede sol yüzde 38’e çıkmışken, 25 yıl sonra ilk kez Erdoğan’ı yenmişken, 47 yıl sonra ilk kez birinci parti olmuşken, Türkiye’deki büyük hak ihlallerine, büyük saldırıya Avrupa’daki dostlarımızın ne kadar dikkat kesildiğini, bunun ne kadar farkında olduğunu gerçekten merak ediyorum. Daha önce de birkaç kez söyledim. Elbette Avrupa’nın savunmayla ilgili, güvenlikle ilgili kaygılarını anlıyorum. Bu konuda Türkiye ne yapması gerekiyorsa bunu yürekten destekliyorum. Ancak bu otoriterlerin yarattığı sorunlara karşı, otoriter popülist liderlerin ya da salt otoriter liderlerin yarattığı sorunlara karşı çözüm salt yerel otoriterlerle aramak değil.
Otoriterlerin yarattığı sorunlara karşı demokratik bir şekilde mücadele edilebilir ve otoriterlere karşı bir ittifak kurulacaksa bu ittifakın adı; demokrasi ittifakıdır. Bazı otoriterlere karşı mücadele ederken, başka otoriterleri desteklerseniz; bizim gibi şu anda dünyada en çok belediye başkanlığı olan sosyal demokrat partiyi, ülkesinde birinci parti olmuş ve ilk seçimde iktidara gelerek bütün Avrupa, bütün sol için yeni bir rüzgar yaratacak bir partiyi bir başına bırakmış olursunuz. İlk başta söylediğim gibi PES’in yönetimi, tüm kademeleri müthiş bir dayanışma gösterdi. Ama sanki hepimiz adına, PES’in yönetimi en iyi dileklerini sunuyor, en büyük dayanışmayı gösteriyor. PES bir çatı örgüt. PES’i oluşturan ülkeler, partiler bu dayanışmaya ne kadar önem veriyorlar, katkı sağlıyorlar? Bunu merak ediyorum.
Otoriterlerin yarattığı sorunları otoriterlerle çözemezsiniz" diyen Özel, "Erdoğan’ın veya bir başka otoriter liderin size vaat ettiği, istikrar değildir. Bir ülkede demokrasi varsa o demokrasi size iyi istikrarlı, iyi ilişkiler vaat edebilir. Ülkede demokrasi yoksa, ülkede otokrasi varsa o size şimdilik çıkar ilişkisi vaat eder. Ama ilerleyen sürede yeni bir istikrarsızlığın kapısını aralar. Avrupa Birliği’nin sınırında demokratik bir Türkiye mi olacak ve o Türkiye’de sosyal demokratlar, kardeş partiniz mi iktidar olacak? Yoksa sınırınızda başarıya bu kadar yaklaşmışken kardeş partinizi bir otoriter ezdireceksiniz, o otoriter devam ettirecek ve siz onunla istikrarlı ilişkilerde bulunacaksınız? Bunun hesabını herkesin doğru yapması lazım.
vrupa’nın güvenliği için demokratik ve güçlü bir Türkiye’ye, bu Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam iyi olmasına ve son 25 yılda Avrupa’nın yanı başında görülen korkulu rüyanın bitmesine ihtiyaç var. Ukrayna konusunda da Filistin konusunda da en net tavrımızı sürdürüyoruz. Filistin’in ne kadar yanındaysak, Ukrayna’nın da o kadar yanındayız. Yeni ortaya çıkan denklemler, ortaya çıkan ne olursa olsun hiçbirimiz bizi var edenin ne olduğunu, bizi buraya ne getirenin ne olduğunu unutmamalıyız. Bizi alnının teriyle geçinen işçiler, geleceğini bizde gören köylüler, ezilenler, sömürülenler, güvencesizler bu masanın başına onların hakkını koruyalım ve dünyadaki onların hakkını koruyan diğer partilerle ve liderlerle dayanışalım, emek mücadelesini küresel olarak sürdürelim diye yolladılar. Bizi kendi ülkemizden buraya yolladılar ve diğer ülkelerin otoriterleri ile uzlaşalım ve çıkar ilişkileri kuralım diye yollamadılar. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
