Sakarya ve Kocaeli'nin içme suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Sapanca Gölü'nde doluluk oranı, son günlerde etkili olan yağışlara rağmen tarihinin en düşük seviyesine geriledi.
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle yaz aylarında yeterli yağışın alınamaması, bilinçsiz sulama, kaçak kullanım gibi faktörler birçok ilde göl, baraj, nehir ve akarsuların seviyelerinde düşüşe neden oldu. Marmara Bölgesi'nin en önemli içme suyu kaynaklarından biri olan Sapanca Gölü de kuraklıktan etkilendi.
Kentte zaman zaman etkili olan yağışlara rağmen gölün su kotu 28,98 metreye kadar geriledi. Bu seviye, Sapanca Gölü tarihindeki en düşük ölçüm olarak kayda geçti. Suyun metrelerce çekildiği gölde, iskelelerin büyük bölümü susuz kaldı, kayıklar tamamen karaya oturdu, toprakta çatlaklar oluştu.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresinden (SASKİ) edinilen bilgiye göre, gölün maksimum doluluğu 32,20 metre olarak belirleniyor. Aynı dönemde göldeki seviye 2021'de 31,58 metre, 2022'de 31,44 metre, 2023'te 31,66 metre, 2024'te ise 30,36 metre olarak ölçüldü. En son 2014 yılında 29,64 metreye kadar düşen göl seviyesi, son yıllardaki yağışlarla yükselse de kuraklıkla birlikte tekrar gerileme eğilimine girdi.
Yağış yetersizliği nedeniyle gölde azalan su miktarının ardından, Sakarya Büyükşehir Belediyesi içme suyu yatırımlarına hız verdi. Bu çerçevede Çamdağı ve Ballıkaya barajlarının yapım çalışmalarına ağırlık verilirken, son bir yılda sondaj yöntemiyle 46 yeni yeraltı su kaynağı oluşturuldu.

Ayrıca, özellikle yaz aylarında su tüketiminin ciddi oranda arttığı Karasu ve Kocaali ilçeleri başta olmak üzere, kuzeydeki yerleşimlerin içme suyu ihtiyacına çözüm üretmek amacıyla yeni kaynaklar devreye alınacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı da kuraklık riski taşıyan göllerdeki su seviyesindeki düşüşlere karşı çalışmalarını hızlandırdı. Sapanca Gölü’nün de aralarında yer aldığı su kaynaklarına yönelik hazırlanan acil eylem planında; sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeraltı suyu kullanımının kontrolü, havzalar arası su transferi, şebekelerdeki su kayıplarının azaltılması, kullanılmış suların yeniden değerlendirilmesi ve su verimliliği projeleri gibi başlıklar öne çıkıyor.
